Siyasetin merkezi Kayseri…(Köşe yazısı 30.04.2018 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ

davutgulec@hotmail.com

Geçmişteki seçimler gibi yine Kayseri ‘siyaset nabzının’ merkezi oldu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘seçim startı’nı vermek, 81 il başkanı, parti yönetimi ile değerlendirme yapmak, adayları görüşmek için 2200 rakımlı Erciyes’i seçti. Konuşmalarında, seçim stratejisi üzerine önemli ipuçları verdi, sözlerini hem dengeli hem sertleştirdi. Özetle hem Cumhurbaşkanlığı hem de genel seçim için, meydanlarda değil, televizyon ortak yayınları ile ‘er meydanı için hodri meydan’ çağrısı yaptı.

  1. Cumhurbaşkanlığı görevi sırasında bile ağır eleştirilere, suçlamalara uğrayan Abdullah Gül, o günden bu güne ‘siyasi toplantılara katılmaktan’ kaçınırken, arada bir güncel değerlendirmelerini kısa, öz tuttu. Ama AK Parti’nin kuruluş yıldönümüne ve bazı önemli etkinliklerine özellikle davet edilmemesi ‘İpler koptu’ yorumlarına neden oldu.

Halen tam sessizliğini koruyan Abdullah Gül konusunda, ‘Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısına bizim adayımız sen ol’  ısrarı yapan Saadet Partisi’ne, tabanın tepkilerinden CHP ‘kendi adayımız’, İYİ Parti ‘Meral Akşener’ diyerek karşılık verdi.

Kabul edilir ya da edilmez, sevilir-sevilmez, Abdullah Gül ve Meral Akşener muhalefet cephesinde ‘milliyetçi-muhafazakar’ kesimin kafasını karıştıracak önemli liderler. Burada önemli olan, muhalif parti seçmenlerinin firesiz oylarını alabilmek. Şu ana kadar böyle bir isimde çıkmadı gibi.

Demokratik seçimlerde önemli olan nedir, tek adayın seçilmesi değil, çoklu aday arasından seçim. Şimdi böyle mi, en çok eleştiri konusu AK Parti’nin ‘Sadece biz’ ısrarı.

O zamanda seçmen, muhalefet, kararsızlar soruyor ‘Seçimi niye yapıyorsunuz, demokrasi nerede?’

Bazı kesimler ‘Ortada yeni bir Atatürk yok. Erdoğan’ın karşısına ‘kardeşiz’ dediği Gül’ü çıkartmak, tarihi bir hata’ diyordu.

Sonunda, Akşener ve Kılıçdaroğlu’nun ‘kendi adayımız’ ısrarı, SP’nin çabası Gül için olumlu olmadı.

Abdullah Gül bu sürece kadar, gözlerden uzak durması, ‘Benim kucağıma düşsün’  şeklindeki hareketi, aktif siyasetten ve açıklamalardan kaçınması, ‘risk almaktan’ uzak durması,  projelerini, hedeflerini net ortaya koyamaması, milletin değil liderlerin adayı olmasında ısrarı, ‘başım derde girmesin’ çabası gibi seçmene göre bazı stratejik hata, kendisine göre doğru izlenimleri hedeften etti.

Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda sessizliğini bozunca ‘kutuplaşma ve kaygı ortamı’na dikkat çekerek, SP liderinin, muhalefetin ortak adayı olma çabasının yeterli olmadığını belirterek ‘Bu süreçte adaylığım bile söz konusu olamaz’ açıklaması yaptı, kendisini eleştirenlere sitem etti.

“Erken seçimlerin hayırlı olmasını diliyorum. İç ve dış şartlar içerisinde büyük zorluklarla karşı karşıya. Barışa ve huzura ihtiyaç varken, daha çok kutuplaşma ve kaygı ortamı var. Tarihimizin çok ciddi beka sorunları ile karşı karşıyayız. Ekonomik sorunların da ciddi boyutlara ulaştığınızı görüyoruz. Türkiye için neyi iyi olduğunu konuşmaktan çok siyasi manevraları kişiler üzerinden saldırılarla meşgulüz. Türkiye pozitif bir gündem içerisinde değil. Ben ve ailem, memleketimizin güçlü olması ve barış huzur içinde yaşanan aydınlık bir Türkiye istiyoruz. Cumhurbaşkanlığından sonra aktif siyaset içinde olmadım. Günü geldi hain darbe teşebbüsü çıktığında arkama bakmadan üstüme düşeni yaptım. Bazen de temel hak ve özgürlüklerle ilgili haksızlıkları gördüğümde düşüncelerimi paylaşmaktan da geri kalmadım. Seçimlerin erkenden yapılacağının anlaşılması üzerine Temel Karamollaoğlu’nun ismimi zikretmesi benim dışımda gelişmiştir. Benim organize ettiğim bir süreç değildir. Benim siyaset tecrübe ve anlayışıma güvenenlerin talebinden ortaya çıkmıştır. Ben de geniş bir mutabakat olursa üstüme düşeni yapmaktan çekinmeyeceğimi söylemişimdir. Toplumun büyük bir kesiminden böyle bir talep olursa kaçınmayacağımı belirtmişimdir. Temel Bey’in çabalarını takdirle karşılıyorum. Temel Bey’in çabaları sonrası geniş bir mutabakat olmadığı ortaya çıkmamıştır. Bu nedenle adaylığım söz konusu değildir. Tarih karşısında vicdanen sorumluyum’ dedi.

Daha önce Parti kuracağına ‘kesin gözü’ ile bakılan Abdullah Gül’ün Erkilet havalimanında ‘böyle bir şey yok’ sözü ile zamanın Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı şimdiki Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Mustafa Elitaş, Taner Yıldız ve Kayseri ekibi rahatlamıştı. Şimdi ‘Cumhurbaşkanı adayı olmayacağım’ açıklaması ile yeni rahatlama gözlerden kaçmadı.

Peki Kayseri adaylarının belirlenmesinde şimdi kim etkili olacak?

Son gelişme, karar sonrası, Kayseri Şehir Hastanesi’nin açılmasında,  Bakan Özhaseki’nin kızı Zeynep Özhaseki’nin Mehmet Salih Yurt ile düğününe Recep Tayyip Erdoğan ile Abdullah Gül’ün birlikte katılıp katılmayacağı, aynı masaya oturup oturmayacakları, yan yana gelirse davranışları şimdiden merak konusu oldu.

Özetle, Kayseri yine seçimde ‘Siyasetin merkezi’ olarak önemli bir rol oynayacak.

Bakalım, kaybettiklerini bundan sonrası için alabilecek mi, hep birlikte göreceğiz.