Sigmund Freud ve Psikanaliz (Köşe yazısı )

Mert Can Aslantaş

Kişisel gelişim-psikoloji-yazar (Erciyes Üniversitesi İktisat bölümü, Anadolu Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu yönetimi bölümü, Atatürk Üniversitesi Yerel yönetimler bölümü öğrencisi)

SİGMUND FREUD VE PSİKANALİZ
Psikanaliz biliminin kurucusu Sigmund Freud’un psikoloji sosyal bilimine yapmış olduğu katkılar tartışılmazdır. Geliştirmiş olduğu teorilerden çoğu halen varlığını korumakta ve hatta yeni gelişmelere de zemin oluşturmaktadır. Bu büyük ölçüde önem arz eden konulardan biri ve hayatımızda şüphesiz izlerini tespit edeceğimiz savunma mekanizmalarıdır.
Savunma mekanizmaları, bireyin genellikle bilinçsiz şekilde, benlik saygısına zarar veren veyahut kaygıya neden olan olaylardan kendisini muhafaza etmek için aktifleştirdiği davranış modellerinin tamamıdır. Çoğumuz bilinçaltımızda otonom bir şekilde işleyen bu mekanizmadan habersiz. İnsan fizyolojisi dış etkenlerden herhangi bir tehdit alma durumunda iki seçenek ile karşılaşır. Bunlar; kaçmak veyahut tam aksine savaşmaktır. Kısacası burada bir dış tehlike söz konusudur. Bu tehlikelere karşın içimizde ki ani tepkileri bastıracak, tehlikeyi veyahut tehlikeye yol açabilecek düşünceyi yok etmek savunma mekanizmamızın temel görevidir. Savunma mekanizmaları aynı zamanda bireyin yaşadığı ortama adaptasyonunu güçlendirmekte ve bireyin kişisel gelişiminde büyük rol oynamaktadır. Kişisel Gelişimin en önemli yanı ise ömür boyu sürdürülebilirlik ve sürekli değişim olanağıdır. Bunun en büyük destekçisi ise Sigmund Freud’un savunma mekanizmalarıdır. Günlük yaşantımızdan bu tür olayları örneklendirip sizler ile paylaşacak olur isek savunma mekanizmalarından bazıları;
1- YÖN DEĞİŞTİRME:
Genel anlamda hissedilen duyguları asli hedefi yerine, başka bir objeye yönlendirilmesi durumu. Bu durum geçmişten günümüze bilinen “sinirini başkasından çıkarma” durumu ile eşdeğerdir. Örneğin arkadaşları ile sorun yaşayan bireyin öfkesini arkadaşları ile değil, çevresindeki nesnelere zarar vererek kısacası kırıp dökerek çıkarması bir çeşit yön değiştirmedir.
2- YADSIMA:
Bir diğer savunma mekanizması ise yadsıma diğer bir deyiş ile inkar etme durumudur. Bireyin duygu, düşüncelerini ya da gerçekten yaşanmış bir olayı yaşanmamış gibi göstermek bir nevi yok sayma durumudur. Buna örnek olarak gerçekleşmiş olan fakat yadsıma yolu ile belirtilen “Ben yalan söylemem, ben onu kastetmedim, ben öyle bir şey asla düşünmem” vb. gibi cümleleri söyleyebiliriz.
3- YÜCELTME:
Birey de ki olumsuz duyguların pozitif bir davranış gibi kanalize olması durumudur. Kesici aletler ile meşgul olan, oynamayı seven bir kişinin ilerde cerrah olması durumu veyahut kavga, dövüş gibi negatif bir eylemi karate gibi sportif aktiviteler ile pozitif eylem kabiliyetine getirmek kaçınılmaz örneklerdir.

Belirtmiş olduğum savunma mekanizmaları gibi insanın ve insanlığın her zerresi bir mucizedir ve mantık taşları ile döşenmiştir. Hayatımızdaki her durum bir sebep-sonuç ilişkisine temellendirilir.