Sağlıklı beslenme trendi odun dışı orman ürünlerine talebi arttırıyor

Sağlıklı beslenme trendinin zirveye çıktığı günümüzde talebi her geçen gün artan, doğada kendiliğinden yetişen kekik, defne, meyan kökü, ıhlamur, adaçayı, biberiye, meşe palamudu gibi ürünleri ihraç ederek Türkiye’ye 2016 yılında 128 milyon dolar döviz kazandıran Odun dışı orman ürünleri sektörü, 2023 yılı için ortaya koyduğu 2 milyar dolarlık ihracat hedefinin yol haritasını belirlemek için Ege İhracatçı Birlikleri’nde bir araya geldi.

Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği’nin organize ettiği “Odun Dışı Orman Ürünleri Çalıştayı”na Kilis 7 Aralık Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Nazım Şekeroğlu, Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Nurettin Tarakçıoğlu, Ekonomi Bakanlığı Maden Metal ve Orman Ürünleri Daire Başkanı Tayfun Kılıç, Orman ve Su İşleri Bakanlığı Daire Başkan Yrd. İsa Sertkaya ve Şube Müdürü Özgür Balcı, İzmir Orman Bölge Müdür Yardımcısı Mehmet Erol ve Odun Dışı Orman Ürünleri ticareti, ihracatı ve üretimi ile ilgili firmalardan temsilciler katıldı.

Çalıştay’da konuşan Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Nurettin Tarakçıoğlu, Dünyada artan sağlıklı beslenme trendine bağlı olarak tıbbi ve aromatik bitkilere olan talebin her geçen gün arttığını, Türkiye olarak artan talebi karşılamaya dönük pazar potansiyeline sahip olduklarını kaydetti.

Dünya genelinde her sektörde dünyada rekabet şartlarının gittikçe sertleştiğini, Rekabetçilik için gerekli kriterlerin sürekli genişlediğini, kendini geliştiremeyen ve yenileyemeyen sektörlerin rekabetin dışında kalmaya mahkum olduklarına dikkati çeken Tarakçıoğlu, “İster sanayi ürünü isterse tarımsal ürün üretin çağı yakalayıp hatta çağın bir adım ötesini yakalayamıyorsanız ilerleme kaydetmeniz ve sektörde kalma şansınız yok. Biz de bu bilinçle üyelerimizle beraber dünyanın 4 köşesinde faaliyetlerimizi sürdürürken yurtiçinde de bunun alt yapısını oluşturmaya güncel hale getirmeye çabalıyoruz. Bugün ki toplantımızın amacı da budur. Doğal kaynaklarımız olan odun dışı orman ürünlerinden sürekli ve en verimli bir şekilde faydalanma yolarının ortak akılla saptanması ve hayata geçirilmesi için doğru metotların belirlenmesi için bir aradayız” diye konuştu.

Türkiye’nin önemli doğal değerlerinden olan odun dışı ormanürünlerinin özellikle defne yaprağı, adaçayı, kekik, biberiye ve ıhlamur gibi ürünlerin, önemli kısmının ihraç edilerek değerlendirildiğini ve ekonomiye kazandırıldığı bilgisini paylaşan Tarakçıoğlu “Aksi halde bu ürünler doğada yok olup gidecek. Esasen söz konusu ürünler asıl olarak tarım ürünü kategorisinde değerlendirildiği hususları da göz önünde bulundurularak, toplanma şartları günün koşullarına göre mutlaka yeniden düzenlenmelidir. Bu konudaki kaçak toplamalar, sıkı bir denetimle ortadan kaldırılarak, haksız rekabetin önüne geçilmesi gerekiyor.”

Odun dışı orman ürünleri sektörünün daha çok orman köylülerini ilgilendiriyor gibi gözüktüğüne dikkati çeken Tarakçıoğlu, “Bu ürünler kırsal kalkınma yönünden çok büyük bir potansiyel taşıdığından, aslında ülke ekonomisi için de hayati önem arz ediyor. Yarattığı istihdam kayıt dışı olduğu için pek görünmese de yüksek seviyelerde olduğu hepimizin malumu. Ayrıca, Dünya’da artan sağlıklı beslenme trendine bağlı olarak tıbbi ve aromatik bitkilere de talep her geçen gün artmaktadır. Türkiye olarak artan talebi karşılamaya dönük pazar potansiyeline sahibiz. Özellikle, defne ve kekik üretim ve ihracatında dünyada önemli bir yerimiz var” dedi.

Tarakçıoğlu, Türkiye’nin odun dışı orman ürünleri ihracatının 2017 yılında Ocak – Ekim döneminde 100 milyon dolar olarak kayıtlara geçtiğini, Türkiye’nin kekik ihracatından 45 milyon dolar, defne yaprağı ihracatından 26 milyon dolar, adaçayı ihracatından ise 5 milyon dolar döviz elde ettiğini sözlerine ekledi.

Çalıştayın moderatörlüğünü yapan Kilis 7 Aralık Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof.Dr. Nazım Şekeroğlu ise, “Doğada kendiliğinden yetişen kekik, defne, meyan kökü, ıhlamur, adaçayı, biberiye, meşe palamudu gibi ürünleri ihraç ederek Türkiye’ye yıllık 150 milyon dolar döviz kazandırmakla kalmayıp ayrıca kendisine 2 milyar dolar ihracat hedefi belirleyen önemli bir sektörde yer alıyoruz. Tıbbi ve Aromatik Bitkiler gurubu gerek dünyada gerekse ülkemizde son yıllarda ekonomik anlamda önemi artan Endüstri Bitkileri ve Odun Dışı Orman ürünlerdir. Geleneksel ürünlerin yanı sıra, son yıllarda yabani üzümsü meyveler, mantarlar, soğanlı ve yumrulu bitkiler gibi ürünlerin de gerek doğadan toplanarak gerekse ekonomik anlamda ormanlık alanlarda üretimlerinin yapılması ile Odun Dışı Orman Ürünlerinden sağlanan gelir giderek artmaktadır” dedi.

İran-Turan Bölgesi, Akdeniz Bölgesi ve Avrupa-Sibirya Bölgesi gibi üç farklı bitki coğrafyasının kesişme noktasında yer alan Türkiye’deki bilinen bitki taksonlarının sayısının son verilere göre 12 bine ulaştığını açıklayan Şekeroğlu, “Endemik takson sayısı ise yaklaşık 3 bin 750’e ulaşmıştır. Bitki taksonlarının sayıca çokluğunun yanı sıra familyalara göre dağılımının da oldukça farklılık göstermesi bitki çeşitliliği açısından ne derece zengin olduğumuzu açıkça ortaya koymaktadır. Tıbbi ve aromatik bitkilere ve bu bitkilerden üretilen ürünlere olan talep her geçen gün artmaktadır. Bu bitkilerin büyük bir kısmı halen doğadan toplanmakta, son yıllarda doğal ortamdaki miktarları talebi karşılayamayan bazı türlerin yetiştiriciliği yapılmaktadır” açıklamasını yaptı.

Türkiye’de iç tüketimde farklı amaçlar için kullanılan ve ticareti yapılan bitki türü sayısının 350-400 civarında olduğu, yaklaşık 140 bitki türünün ise dış ticaretinin yapıldığını belirten Şekeroğlu şunları söyledi: “Ülkemizden yurtdışına en çok dış satımı yapılan bitkilerin başında; kekik, defne, adaçayı, anason, biberiye, çemen, çörekotu, dağ çayı, kapari, kırmızıbiber, kimyon, kişniş, mahlep, meyan kökü, nane, oğulotu, rezene ve sumak ile kardelen ve lale gibi bazı soğanlı ve yumrulu bitkiler gelmektedir. Hammadde olarak satışı yapılan bu bitkilerin yanı sıra katma değer olarak daha yüksek değere sahip olan uçucu yağlar, sakızlar ve zamklar gibi işlenmiş ürünlerin dış satışı ile bu ürünlerin yıllık dış ticaret hacmi 100 milyon doların üzerine çıkmıştır.”

Şekeroğlu, özellikle işlenmiş ürünlerin dış ticaretteki oranlarının artışı ile ticaret hacminin yakın gelecekte milyar dolarlı rakamlara ulaşmasının imkânsız görülmediğini belirterek, “Ülkemizde hali hazırda iklim ve toprak özelliklerine göre bitkilerin doğal yayılış alanları bulunmaktadır. Ancak son yıllarda ekonomik anlamda değer kazanan ve piyasa talepleri artan bazı bitki türleri kendi doğal yayılış alanları dışında da üretilmeye başlanmıştır. Tarım Bakanlığı tarafından alternatif ürün kapsamına alınan Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin ilk aşamada özellikle tütün dikim alanlarında üretiminin teşvik edilmesi ile ülkemizde kekik üretiminde başarılı sonuçlar alınmış, ancak kekik üretimine uygun olmayan alanlarda yapılan bilinçsiz üretimler başarısızlıkla sonuçlanmıştır” ifadelerini kullandı.