Risk almayı keşfetmek..(1) (Köşe yazısı 21.12.2017 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ

davutgulec@hotmail.com

Gazetecilik mesleğine adım attıktan sonra duayenlerden duyduğum ve not aldığım sözlerden biri ‘Bedel ödemeden ve risk almadan iyi gazeteci olamazsınız.’

Bu yazıyı katıldığım ‘Kayseri’yi keşfet’ son değerlendirme programında yapılan konuşmalardan sonra, o konuşmaları yapanların, içtenliğine, samimiyetine, sözlerine güvenerek yazmaya karar verdim. Eğer alınırlar, kırılırlar, farklı düşünürler ise o da kendi sorunları.

Ben Kayseri doğumluyum. Kayseri, Erciyes, bu toprakların ve Türkiye’nin sevdalısıyım. Benim doğduğum ve doyduğum toprakların kazanması, güçlü olması hep özlemim. Bunu ömrümün kalan bölümünde görür müyüm bilemiyorum.

Bugün Kayseri’yi yönetenlere bakıyorum.

Risk almayı, eleştirilmeyi, kendileri aleyhine yazanları, konuşanları pek sevmiyor. Muhalefetsiz, eleştirmeyen, Dünyada yazılı basının durumu nedeniyle sürekli sıvazlayan, takla atan, arada kendilerini yazması için özel davet gönderilenler ile gündemi, afişler, billboard, reklam panolarındaki projelerle, oluşturma, doldurma, koltuğu kurtarma çabaları dikkat çekiyor.

Oysa ‘Kayseri’yi Kayseri yapan Osman Kavuncu’yu taşlamadıkları, şehirden kovmadıkları kalmış.

‘Bu kadar geniş yola uçak mı indireceksin?’ diye olmadık hakaret etmişler.

Hatta bir dönem belediye başkanı ‘Ben bu şehire faydalı olamıyorum’ diye istifa bile etmiş.

Ya şimdi ne yapılıyor?

Yerli mi köylü mü?

Bizden mi, bize yakın mı?

Sen-ben-bizim oğlan grubunda yer alabilir mi?

Birlikte iş yapılabilir mi?

Ölen insanın cenazesi Hunat’ta mı yoksa Camikebir’de mi kılınıyor? Gibi yakışıksız, insanları ayırıma sürükleyen yaklaşımlara kimse imza atmamalı, izin vermemeliydiler.

Birde ‘Ben bırakıyorum, bari benim oğlum-kızım, damadım, gelinim aday olsun’ anlayışını da.

Suni gündem nasıl yaratılır, şov nasıl yapılır, gösteriş, caka ile prim yapılır mı? Onun hesabı yapılıyor.

O son toplantıda başkan Mustafa Çelik ne diyerek söze başladı. ‘Rafta ürünü sattıran asıl ambalajı.’

İyi de bizim Kayseri ambalajımız, imajımız, son dönemdeki siyasetteki yetersizliğimiz, Devletin destek ve teşvikleri ortada.

‘Mutlu azınlık’ olarak ‘mutsuz çoğunluğu’ kendi yaşamlarına adapte etmeye çalışıyorlar.

Turizmci canlandırmak istiyorlar ama kucaklayacağımız insanların taleplerini, isteklerini ellerinin tersi ile iterek, başka şehirlere göndermeye devam ediyorlar.

Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik ‘Kayseri neden keşfedilmedi, neden ilk 5 şehir arasına giremedi? Demek ki daha çok çalışmamız gerekir’ derken bence kafasını iki elinin arasına alıp AK Parti iktidarı döneminde Kayseri ne kazandı, ne kaybetti, bunu iyi değerlendirmeli.

Eskiden insanlar ‘Övünmek gibi olmasın ama Kayseriliyim’ derken, bankadan borç alınması ayıp karşılanır, iflas eden ya da batma noktasına gelen yardımlaşma-dayanışma ile kurtarılırmış

Şimdi durum ne ‘herkes bankaya borçlu’ ama ‘hava atma, gösteriş, zor durumda da olsa lüks yaşam, burnundan kıl aldırmama’ huyundan bir türlü vazgeçmiyor.

‘6 bin yıllık tarihe sahibiz, ilk’lerin şehriyiz. Bir çok medeniyete başkentlik yapmışız’ derken ve üretmek yerine, kaçak ucuz işçiliği teşvik eden, kimliklerini, topraklarını bile düşünmeden çocuk yapma yarışına giren, diplomalı işsizlikte rekor kıran, asgari ücrete bile razı kendi insanlarımız dururken, Suriyeliler konusunda ünlü gazetecilere ‘Onlar sayesinde işsizliği önledik’ diye övünmezdi sanırım.

Ya da, insanların ‘Lanet olsun’ diyerek Kapadokya’ya, Akdeniz’e, uçakla başka şehirlere gitmesine neden olan, turizmcilerin, turistlerin (içini siz doldurun……..) istek, beklenti ve önerileri konusunda ‘Bize böyle taleplerle gelen yatırımcı yok’ diyerek ‘kendi modelini’ yaratmazdı.

Kayseri’ye akın eden Yozgat’a, Sivas’a sonrasında diğer küçük illere Yüksek Hızlı Tren giderken, bu şehirin adının bile ‘projesi hazırlanıyor’ müjdesi ile sıvazlanması kime yakışıyor.

Erciyes’e bu kadar para gömüldü. Dünya Kayak Federasyonu FİS pis tescili yapan Ernesto, daha Avusturya projesinde bir tek çivi çakılmadan ‘Kevenleri kazımayın. Emlak rant çetesini Erciyes’e sokmayın. Bu güzelim ve yakışıklı dağı bozmayın’ uyarısında bulundu.

Kim dinledi, hiç kimse dinlemedi.

Sonuç ne oldu?

Şimdi doğal kar da, yapay karda kevenler olmayınca, ‘Avusturya imha projesi’ ile pist traşlaması ile kayak yapılacak karı tutmaz, doğru dürüst kayak yapılamaz ve sezonu da uzamaz hale geldi.

Erciyes’in kar’ı, kar’i olmadı.

Sonra, Erkilet Havalimanı ‘Küçük Esenboğa’ denilerek yapılırken o dönem ki milletvekillerinin sözlerini çok iyi hatırlıyorum.

‘Burası Askeri havaalanı ise o zaman Karasazlıkta ya da uygun bir yerde yeni bir Avrupa ve Uluslararası uçuşlara izin verilecek şekilde örnek ve modern yapılmalı. Bir gün gelecek Türkiye’nin göbeğindeki bu şehire bu havalimanı yakışmayacak ve ihtiyacına cevap vermeyecek. Kayseri küçük Esenboğa yerine en büyük havalimanı için şimdiden adım atmalı.’

O günden bu güne 30-35 yıl geçti.

Ne oldu, öyle bir havalimanı da yapılamadı.

Bugün Kayseri Erkilet Havalimanı günü kurtaracak şekilde ihtiyacı karşılıyor, yarını karanlık.