Morg, cesetler ve belediye.. (Köşe yazısı 09.01.2015 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ
davutgulec@hotmail.com

Gazetecilik hayatım boyunca öğrendiğim pek çok konu ve diğer insanlardan ayrıcalıklı bilgilerim oldu.
Bunlar arasında ‘Ölüler ve delilerin’ ayrıcalığı.
Hatta, kanunların; akıllı, zeki, paralı-parasız insanlardan bile daha çok onları koruduğunu da.
Şöyle bir düşünün.
Her gün sokakta ciddiye almadığınız ‘deli’ ya da ‘sokaktaki kişi’ olarak gördüğünüz insan, ölünce diğer insanlardan farksız hale geliyor. Yaşarken adı ‘deli ya da sokaktaki.’
Ölüler ise mezarlıklara ister doktor ister otopsi sonrası defnedilsin bir daha kimse o mezarları açamıyor, kazamıyor, cesetleri çıkartamıyor, başka yere nakledemiyor, istediği yere gömemiyor.
Yıllardır morglardaki soğuk hava bölümlerine konan cesetlerin alınmaması, sahipsiz olması, kimliklerinin saptanmaması gibi nedenlerle kanun gereği en az 6 ay bekletildiğini haber yapmıştım.
Bu konuda Üniversitelerin, sahipsiz bu cesetlerin gömülmek yerine tıpta kadavra olarak kullanılması taleplerini de sık dile getirmiştim.
Yine, adı konmamış, yeni doğan, düşük ve cenin bebeklerin toplu mezarlara defnedilmesi,
Kimliği bilinen cesetlerin sahiplerinin almaması nedeniyle belediyeler tarafından garipler mezarlığına son yolculuklarına uğurlanması,
Çeşitli şekillerde öldürülen ve aileleri tarafından dışlanan kişilerin cesetlerinin de yine belediyelerce kaldırıldığını sık haber yapmıştık.
Şimdi diyeceksiniz ki, bu ölü muhabbeti nereden çıktı.
Evet bu ölü muhabbeti yeni yönetmelik konusunda sizleri uyarmak için.
Adli Tıp Kurumu yönetmeliği değişti.
Yeni yönetmeliğe göre; kimliği tespit edilmiş olmasına rağmen ailesi veya yakınlarınca üç gün içinde teslim alınmayan cesetler, gömülmek üzere, belediyeye veya mülki idare amirliğine teslim edilecek.
“Adli Tıp Kurumu Kanunu Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”, Resmi Gazete’de yayımlandı.
Yönetmelik ile, daha önce otopsisinin sonuçlanması veya hüviyetinin tespitinin ardından ailesi veya yakınlarına, kimsesiz ise 15 gün içinde belediyeye teslim edilebilen ceset, yönetmelikte yapılan değişiklikle mülki idare amirliğine de teslim edilebilecek.
Ayrıca, kimliği tespit edilmiş olmasına rağmen ailesi veya yakınlarınca üç gün içinde teslim alınmayan cesetler, gömülmek üzere belediyeye veya mülki idare amirliğine teslim edilecek.
Bu arada, ailesi veya yakınlarınca Türkiye’de defnedilmek istenen, vatandaşı olduğu devlet tarafından ülkesine kabul edilmeyen, yabancı ölüm bildirimine diplomatik ya da konsolosluk temsilciliklerince on beş gün içinde cevap verilmeyen veya cevap verilmesine rağmen ailesi, yakınları veya yetkili temsilciliklerce üç gün içinde teslim alınmayan veya kimsesi bulunmayan yabancı uyruklu ceset ise o yerin mülki idare amirliğinin belirleyeceği yerde gömülecek.
Yönetmeliği sizlere hatırlattıktan sonra bir morg anımı da anlatmak isterim.
Kayseri Cumhuriyet meydanındaki Alemdar sinemasının hemen altında Alemdar ekmek fabrikası vardı.
Bizim kuşak ve sinemaya gidenler o fırının havalandırma ızgaraları üzerinde geceleri yatıp-kalkan, ancak çevresine zararı olmayan ‘deli’ denilen yaşlı adamı da bilirler.
Bir gün, hastanede iken ‘yeni bir cinayet var. Maktülü yeni morga koyduk’ dediler.
Bizde iki arkadaş morga girdik. Musalla taşının üzerinde üzeri yeşil örtülü birini gördük.
Zaten ölülerin üzeri hep öyle otopsi için örtülür, bekletilirdi.
Örtüyü kaldırıp, sıra ile hareketsiz taşın üzerindeki adamı çektim. Rengi de beyazlamıştı.
Tam morgdan çıkarken, hastanenin imamı ile karşılaştık.
‘Hocam cesedi çektik gidiyoruz’ dedik.
Hoca ‘İnşallah musalla taşının üzerindeki bu adamı çekmediniz değil mi?’ dedi.
Şaşırdık ama ‘Yok onu çektik. Yoksa cinayet maktülü o değil mi?’ deyince şu cevabı verdi.
‘Yok o bizim Alemdar fırını ızgaraları üzerinde yatıp kalkan delimiz. Ayda bir buraya getirirler. Bende hayrına yıkarım. Az önce yıkadım, şimdi dinleniyor. Birazdan götürecekler’ dedi.
İnanmadık. Hoca, adamı kaldırdı, adamda yürüyerek gitti.
Bu da bir morg anılarımdan biri.