Magazin-yaşam, kültür-sanat, sağlık haberleri (23.12.2021)

Pfizer Türkiye ve Bilim Kahramanları Derneği’nden Bilim Gençlerle Kazanacak ProjesiÇocuk ve gençlerin erken yaşta bilimle buluşmalarını sağlayan Bilim Kahramanları Derneği ile hastaların hayatını değiştiren çığır açan yenilikler için bilim kazanacak anlayışıyla çalışan biyofarma şirketi Pfizer Türkiye, Bilim Gençlerle Kazanacak Projesi’ne imza attı. Merak duygusunun ve soru sormanın yoğun olarak yaşandığı dönemde gençlere bilim sevgisini aşılamak, bilim insanlarıyla birebir diyalog geliştirerek onların merak duygularını beslemek, soru sormaya teşvik etmek ve geleceğin bilim insanları olmaları noktasında çevreleriyle birlikte onlara ilham olmak amacıyla hayata geçen projede gençler bilim insanlarıyla online ortamda bir araya gelecek.  Proje kapsamında gerçekleştirilecek buluşmalarda ilk etapta Türkiye çapında 10 ilden; 14-18 yaş aralığındaki 600 lise öğrencisi ve 40 öğretmenin, 40 bilim insanı ile buluşması hedefleniyor. Ayrıca 20 sivil toplum gönüllüsü de projeye katkı sunacak. Bilim insanları ile gençleri bir araya getirecek sürdürülebilir bir köprü kurmak ve bilim insanlarıyla birebir diyalog geliştirerek gençlerin merak duygularını beslemek, aynı zamanda geleceğin bilim insanları olmaları noktasında çevreleriyle birlikte onlara ilham olmak amacıyla Bilim Kahramanları Derneği ve Pfizer Türkiye iş birliğinde “Bilim Gençlerle Kazanacak Projesi” başladı. 14-18 yaş aralığındaki lise öğrencisi gençlerle bilim insanlarını bir araya getirecek online bilim etkinliklerinden oluşan proje, online ortamda bir dizi etkinlikten oluşuyor. Projenin duyurularından haberdar olmak için Pfizer Türkiye, aynı zamanda Bilim Kahramanları Derneği sosyal medya hesapları takip edilebilir. İlk etapta hedef 600 lise öğrencisine ulaşmak Lise öğrencileri ve bilim insanlarıyla birlikte gerçekleşecek buluşmalarda;

Lise öğrencilerine bilim insanlarının çalışmalarını tanıtmak, bilimsel tasarım süreçlerini deneyimleme fırsatı vermek,

Katılımcıların bilim insanlarının çalışma alanları hakkında bilgi edinmesi, ardından bilimsel sorularla karşılaşarak hipotez oluşturma, hipotezi test etme aşamaları için evdeki malzemelerle deney düzenleme ve konuyla ilgili kendi sorularını sorma beceri ve deneyimlerini edinmelerini sağlamak,

Bilim insanlarının kendi çalışmalarını üniversite ve öncesi yaş grubuna uygun şekilde aktaracak, etkileşimli bir etkinlik ortamı yaratmak hedefleniyor.

Proje kapsamında gerçekleştirilecek buluşmalarda ilk etapta 14-18 yaş aralığındaki 600 lise öğrencisi ve 40 öğretmenin, 40 bilim insanı ile buluşması hedefleniyor. Ayrıca 20 gönüllü de sürece katkı sunacak

Bilim Kahramanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Sıddıka Semahat Demir, Bilim Gençlerle Kazanacak Projesi hakkındaki görüşlerini paylaştı: “Bilim Kahramanları Derneği olarak 10’uncu yaşımızı kutladığımız bu özel senede gençleri bilimle buluşturacak yeni bir projeye başlamanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bir bilim insanı olarak bilimin toplumsal sorunların çözümündeki rolüne vurgu yapmak isterim. Bilim, farklı dallarıyla insanın, yaşamın ve gezegenin daha iyi olma çabasına katkı sunar. Bu anlamda Bilim Kahramanları Derneği olarak geleceği şekillendirme gücüne sahip gençlerin bilimle buluşmasına ve dünyayı olduğundan daha iyi hale getirmek için emek vermesine ilham olmanın çok değerli olduğuna inanıyoruz. Gençleri bilim insanları ile bir araya getirme gayesiyle hayata geçirilen Bilim Gençlerle Kazanacak projesinin bu ilhamın nesiller arasında yayılmasını sağlayacağını düşünüyoruz. Nitekim bilim ve araştırmaya duyulan merak, nesiller arasında kurulan köprünün temelini oluşturacaktır. Çok değerli paydaşımız Pfizer ile birlikte büyük bir heyecanla başlattığımız projenin bilime duyulan ilgiyi toplumun her kesimine yayacak itici güç olmasını diliyorum.” Bilim Gençlerle Kazanacak Proje ile ilgili Pfizer Türkiye Genel Müdürü M. Cem Açık şunları söyledi: “Fikirler yaşamları değiştirme gücüne sahiptir. Gerçekten özel olduklarında yaşamları kurtarabilirler. COVID-19 ile mücadelede de aşı ve tedavi gelişimi, hepimizin umudu ve tüm dünyada yürütülen ortak çalışmaların öncelikli hedefi oldu. Bu nedenle bilim insanlarımızı ve onların geliştirdiği değerli fikirleri korumanın önemini bu dönemde çok daha iyi görmüş olduk. Pfizer Türkiye olarak biz, bilim kazanacak diyerek hastaların hayatını değiştiren çığır açan yenilikler amacıyla çalışıyoruz. Biliyoruz ki bilim dolayısıyla insan yaşamı, geleceğimizi temsil eden gençler olmadan kazanamaz. Bu nedenle Bilim Gençlerle Kazanacak projesini hayata geçirdiğimiz için mutluluk duyuyoruz. Projenin her geçen yıl daha fazla gence ve bilim insanına dokunarak büyümesini, geleceğimize ilham olmasını temenni ediyoruz.”

AB, Türkiye’ye mültecilerin eğitimi ve göç konusunda destek için 560 milyon Avro ek kaynak ayırdı Avrupa Komisyonu, Türkiye’deki mültecilere yönelik AB yardımların 2021-2023 döneminde de devam ettirilmesiyle ilgili olarak Komisyon Başkanı von der Leyen tarafından Haziran 2021’de duyurusu yapılan 3 milyar Avroluk ek desteğin bir parçası olarak, Türkiye’deki mülteciler için kapsayıcı ve kaliteli eğitim ve yükseköğretime erişim ile göç ve sınırların korunmasına yönelik destek sağlanması amacıyla, 560 milyon Avro tutarında iki finansman kararını kabul etti.Komşuluk ve Genişlemeden Sorumlu Komisyon Üyesi Olivér Várhelyi iki tedbirin kabul edilmesi münasebetiyle yaptığı açıklamada, şunları söyledi: “Türkiye’deki mültecilere ve ev sahibi topluma yönelik bu yeni fon, Avrupa Birliği’nin taahhütlerini yerine getirmeye devam ettiğini gösteriyor. Bu destekle yüz binlerce mülteci çocuğun okula devam etmesi ve kaliteli bir eğitim almayı sürdürmesi sağlanmış olacak; bu da, bu çocukların gelecekte iş bulma perspektifine sahip olması ve genel sosyo-ekonomik iyileşme açısından kilit bir önem taşıyor. Ayrıca, özellikle Türkiye’nin doğu sınırında gelişen durum göz önüne alındığında, göçle ilgili hususların ele alınabilmesi ve sınır korumasının arttırılması için yetkili [kurumlara] da finansman sağlayacağız.”Türkiye’deki mülteciler için kapsayıcı ve kaliteli eğitimi desteklemeye yönelik tedbir:

530 milyon Avroluk ilk tedbir, özellikle burslar yoluyla, Türkiye’deki mültecilerin kapsayıcı ve kaliteli bir eğitime ve yükseköğrenime erişmesini destekleyecektir:

2016 yılında başlayan Suriyeli Çocukların Türk Eğitim Sistemine Entegrasyonunun Desteklenmesi Projesi (PIKTES) mülteci çocukların Türk eğitim sistemine entegrasyonuna önemli destek sağlamaktadır. Proje kapsamında öğretmen maaşları, [okula ve eve] ulaşım masrafları, eğitim ekipman ve gereçleri, öğrencilere telafi ve destek dersleri, Türkçe dil eğitimleri, öğretmen eğitimleri, okul rehberlik ve danışmanlık programı, erken çocukluk eğitimleri karşılanırken sosyal uyum da tam entegre şekilde teşvik etmektedir. Bugüne kadar iki adet PIKTES projesi uygulanmış olup üçüncü aşama, Ekim 2022’de başlayacaktır.

Türkiye’deki Mülteciler için Mali Yardım Programı’nın (FRIT) insani yardım paketi kapsamında 2016 yılında başlayan Eğitim için Şartlı Nakit Transferi Projesi (ŞEY): Bu çok önemli desteğin dördüncü turu, nakit transferleri yoluyla 695.000 civarında mülteci çocuğun okullaştırılmasına yönelik teşviklerin devamlılığını sağlayacak ve aynı zamanda dış erişime de odaklanacaktır.

Üçüncü bileşen olan (BEUrs) ise daha iyi istihdam fırsatları elde edebilmeleri için gereken becerilere sahip olmalarını sağlamak amacıyla, burslarla ve ilgili destek hizmetleri yoluyla mültecilerin yükseköğrenime erişimlerini desteklemektedir.

Türkiye’de göç ve sınır yönetimine yönelik destek:

İkinci finansman kararı kapsamında, göç ve sınır konularında karşı karşıya kalınan zorlukların aşılmasına yardımcı olmak için 30 milyon Avroluk bir destek öngörülmektedir. Bu kapsamda Türkiye’de [mültecilerin] ağırlandığı merkezlerin kapasitelerinin geliştirilmesi, standartlarının ve koşulların iyileştirilmesi; Türkiye’deki havalimanlarında göçle ilgili hususların daha iyi bir biçimde ele alınabilmesi çalışmaları yer almaktadır. Destek, özellikle aşağıdaki müdahaleleri kapsayacaktır:

2016 AB-Türkiye Bildirisi’nde öngörüldüğü üzere, AB’nin Göç İdaresi Başkanlığı’na (GİB) yönelik doğrudan desteğinin devam etmesi. Bu müdahale, kabul ve ağırlama merkezlerinin yönetiminin, insan hakları standartları ve toplumsal cinsiyete duyarlı yaklaşımlar doğrultusunda iyileştirilmesini amaçlamakta; düzensiz göçmenlerin güvenli ve insan onuruna yakışır bir şekilde transfer edilmesini, kaliteli hizmetlere erişimi ve ağırlama ve barınmanın uygun koşullarda yapılmasını sağlamaktadır.

Türkiye’nin Düzensiz Göç Strateji Belgesi ve Ulusal Eylem Planı’nın (2021-2025) etkin bir şekilde uygulanması yoluyla GİB’in sarf ettiği çabalara dönük destek. Eylem planı, menşe ve varış ülkeleriyle işbirliğini güçlendirmelidir. Düzensiz göçün önlenmesine yönelik çabalara önemli bir katkı sağlayan düzenli göçün teşvik edilmesi konusu da ele alınacaktır.

Kurumlar arası işbirliğini geliştirmek ve havalimanlarında faaliyet gösteren göç ve sınır yönetimi kurumlarının kapasitesini sürdürülebilir bir şekilde artırmak üzere Uluslararası Göç Örgütü (IOM) ile yürütülecek ortak bir müdahale.

Türkiye, dünyanın en büyük mülteci topluluğu olan yaklaşık 4 milyon mülteciye ev sahipliği yapıyor. Bu sayı 3,6 milyon kayıtlı Suriyeli mülteci ve diğer ülkelerden 370,000 kayıtlı mülteciyi kapsamaktadır. Türkiye, mülteci ve göçmenleri kabul etmek, desteklemek ve onlara ev sahipliği yapmak için övgüye değer çabalar göstermeye devam ediyor.24-25 Haziran 2021 tarihli Avrupa Konseyi toplantısında, Türkiye’deki Mülteciler için Mali Yardım Aracı kapsamındaki kaynakların tamamının taahhüt edilmiş olması nedeniyle, 2021-2023 dönemi için AB’nin Türkiye’deki mültecilere ve ev sahibi topluluklara verdiği desteğin devam ettirilmesi istenmiştir. Avrupa Komisyonu Haziran ayında, bölgedeki mültecilere destek için toplam 5.7 milyar Avroluk bir paket önermiş olup bu paketin 3 milyar Avrosu Türkiye’ye tahsis edilecektir.2016 AB-Türkiye Bildirisi’nin en önemli bileşenlerinden biri olan Türkiye’deki Mülteciler için Mali Yardım Programı (FRIT), AB’nin Türkiye’deki mültecilere verdiği desteği önemli ölçüde artırmıştır. 3 milyar Avroluk AB bütçesinin yanında, AB Üye Devletleri de bu Program kapsamında 3 milyar Avroluk bir katkı sağlamaktadır. 6 milyar Avronun tamamı sözleşmeye bağlanmış, 4.35 milyar Avronun üzerinde bir ödeme yapılmıştır. Kalan rakam ise 2022-24 döneminde projeler sahada ilerledikçe ve tamamlandıkça ödenecek olup nihai ödemelerin 2025’te yapılması planlanmıştır. 2020’de AB, Türkiye’deki mültecilere 535 milyon Avronun üzerinde bir geçiş fonu-bridge humanitarian funding- tahsis etmiştir.25 Haziran 2021 tarihli Avrupa Konseyi toplantısının ardından Komisyon Başkanı von der Leyen tarafından açıklanan, Türkiye’deki mültecileri desteklemeye yönelik 3 milyar Avroluk ek paketin bir parçası olarak daha önce de 325 milyon Avroluk bir insani yardım desteği Aralık ayında duyurulmuştu. Bu yardım, Türkiye’deki 1,5 milyondan fazla mülteciye temel ihtiyaçlarını karşılamaları için aylık nakit transferi sağlayan Sosyal Uyum Yardımı Programının (SUY) da 2023 yılı başlarına kadar uzatılmasını sağlayacaktır.

Ekonomi yüzünden diş sıkma hastalığı yaşıyorlar

Son dönemde ekonomideki yaşanan hareketlilik nedeniyle patron hastalığı olarak adlandırılan bruksizm yani dişleri sıkma hastalığının görülme sıklığı arttı. İş insanları, esnaflar, işini kaybetme korkusu yaşayanlar başta olmak üzere birçok insanda görülen brukizm yüzünden hastalar, dişlerini kırılabiliyor, diş dolgularına zarar verebiliyor, çene eklemi, kulak, baş, yüz, boyun ve sırt ağrıları çekebiliyorlar.

‘Uykuda oluyor’

Bruksizm hakkında bilgi veren DentaLuna Klinik Sahibi Diş Hekimi Arzu Yalnız, “Genellikle uyku halindeyken olan bu durumda kişi bunu bilinçsiz bir şekilde yapar ve uyandığında dişlerini sıktığını hatırlamaz ama dişlerinde ve çene kaslarında ağrı hisseder” dedi.

‘Yüzde 40 artıyor’

Arzu Yalnız, patron hastalığı olarak da tanımlanan bu rahatsızlığın özellikle son aylarda ekonomide yaşanan hareketlilik nedeniyle daha sık görüldüğünü belirterek “Ekonomik sıkıntıların yaygınlaştığı, dövizdeki ani oynamaların yaşandığı, siyasi çalkantıların olduğu dönemlerde iş insanları ve özellikle de patron ve yönetici pozisyonundaki kişilerde bu hastalığın görülme oranında yüzde 40’ları bulan bir artış gösteriyor. Şu anda da benzer bir dönemdeyiz. O nedenle bu sıkıntıyı yaşayıp tedavi için başvuran çok sayıda hastamız var. Çünkü insanlar, büyük bir belirsizlik yaşıyor. Bu belirsizlik ve stres büyük bir şirketin yöneticisinde de küçük esnafta da işini kaybetme korkusu yaşayan beyaz yakalıda da görülebiliyor” diye konuştu.

Çözümü var mı?

Bruksizmin sebepleri gibi tedavisinin de farklılık gösterdiğini aktaran Diş Hekimi Arzu Yalnız, çözümüne yönelik ise şu bilgileri verdi: “Gece diş sıkmanın çözümü için her hastaya özgü yapılan gece plakları kullanılabiliyor. Bu hareketli protez şeklinde, dişlerin üzerine yerleştirilen bir plak. Bu plağı gece kullanmanın dışında bazı hastalarımıza özellikle de kitap okuma, çalışma gibi odak gerektiren işler yaparken de kullanmalarını tavsiye ediyoruz. Çünkü kasılma gün boyu devam ediyor. Kasların gevşemesine yönelik tedaviler uygulanabileceği gibi diş problemlerinin hallolması da sorunu çözebilmekte. Hatta kasların rahatlaması için botoks yapılabilir. Dişlerin eski haline getirilmesi için restore çalışmaları yapılabilir. Öte yandan stres için psikolojik destek alınabilmekte ya da bruksizm için ilaç enjeksiyonu uygulanabilmekte. Özet olarak herkeste bunun nedeni ve çözümü farklı.”

İskelet yapısını bozabilir

Bu tür rahatsızlıkların hissedilmesiyle birlikte hemen doktora başvurulması ve en kısa sürede önlem alınması gerektiği uyarısında bulunan Arzu Yalnız, “Aksi halde, diş sıkmayla başlayan rahatsızlık iskelet yapısını bozabilecek boyutlara kadar uzanabilir” dedi.

HER KOŞULDA EBEVEYNLİK, ÇOCUK YETİŞTİRME KONUSUNDA TÜM MERAK EDİLENLERİ EN YETKİN AĞIZDAN ANLATIYOR!

 Gelişimsel psikoloji profesörü ve klinik psikolog Prof. Dr. Ayşe Bilge Selçuk’un, Doç. Dr. Emre Dorman ile söyleşisinden ortaya çıkan Her Koşulda Ebeveynlik kitabı, Epsilon logosuyla raflarda yerini aldı. Her Koşulda Ebeveynlik’te Dorman’ın sorularını sade ve anlaşılır bir dille yanıtlayan Selçuk, güncel psikoloji bilgisiyle çocuk gelişimine dair merak edilen konulara ışık tutuyor. Odağına, çocuğun gelişiminin ve psikolojik iyiliğinin nasıl destekleyebileceğini alan Her Koşulda Ebeveynlik, anne-babalar ve çocuğun yetişmesinde rolü olan tüm yetişkinler için bir başvuru kitabı niteliği taşıyor.

 Prof. Dr. Ayşe Bilge Selçuk, çocuk psikolojisi ve gelişimi üzerine yaptığı bilimsel ve uygulamalı çalışmalarıyla tanınıyor. Selçuk çalışmalarında, çocuk ve gençlerin psikolojik sağlığına ve gelişimine etki eden ebeveyn tutumlarını ve diğer çevresel unsurları inceliyor, bu konularda seminer ve eğitimler veriyor.

 İnsan doğası ve gelişim süreçleri üzerine kaleme aldığı ilk kitabı İnsan Her Koşulda’yı 2019 yılında yayımlayan Ayşe Bilge Selçuk, Her Koşulda Ebeveynlik’te bu defa, felsefe ve din bilimleri alanındaki çalışmalarının yanı sıra “Aklımdaki Sorular” isimli televizyon programıyla tanınan Doç. Dr. Emre Dorman’ın sorularını yanıtlıyor. Epsilon’un psikoloji literatürüne kazandırdığı kitapta ikilinin söyleşisi, çocuk yetiştirirken bilinmesi gereken önemli bilgilerin altını tek tek çiziyor.

Her Koşulda Ebeveynlik, bilgi kirliliğinin çok olduğu bir konuda, çocuk yetiştirme konusunda merak edilenleri en yetkin ağızdan anlatıyor. Çocuğun gelişiminde mizacın yerinden kaygılı mizaç ile kaygı bozukluğu arasındaki farka; okul başarısının nasıl destekleneceğinden duygu kontrol becerisine; otoriter ebeveynliğin sakıncalarından ebeveynlikte doğru bilinen yanlışlara akıllardaki birçok sorunun yanıtları, Her Koşulda Ebeveynlik’te okurları bekliyor.

YILBAŞI KAÇAMAKLARI NASIL TELAFİ EDİLİR?

Yeni bir yıla günler kala herkesi yılbaşı gecesinin heyecanı sardı. Belki evde, belki dışarda birçok kişi eğlenmek, stres atmak için 31 Aralık gecesini bekliyor. Peki, yılbaşı gecesi diyet mi yapacağız? Tabi ki hayır… Diyetin vazgeçilmez bir parçası olan kaçamakları yılbaşı gecesi yapabiliriz; çünkü nasıl telafi edeceğimizi bu yazıda konuşacağız. Uzman Diyetisyen Nilay Keçeci Arpacı, diyette yapılan kaçamakların nasıl telafi edileceği konusunda bilgi verdi.

KURUYEMİŞ VE CİPSİ 40 DAKİKA YÜRÜYÜŞLE YAKIN

Yılbaşı gecesinin favori yiyecekleri arasında cips, kuruyemiş ve kestane yer alır. Kuruyemiş, zaten her gün bir avuç olacak şekilde tüketebildiğimiz bir besin. Doğru bir diyet planında bunun zararı yoktur. Ancak bu sınırı aşarsak bize fazla yağ olarak dönmemesi için ertesi gün ya da aynı gün en az 40 dakika yürüyüş gerektirir. Yılbaşı gecesi cips de yine karşı koyamadığımız bir yiyecek olacak. Eğer 2 avuçtan fazla cips yediyseniz, ertesi gün en az 40 dakika yürüyüş yapın. Kestane masum gibi görünse de 2 avuçtan fazlası telafi edilmesi gerekenler arasına girer. Bunun için ertesi gün iki öğünde de salata tüketin.

YAĞLI ET ÜRÜNLERİ VARSA ERTESİ GÜN DETOKS YAPILMALI

Yılbaşı gecesi özel ana yemekler olmazsa olmazdır. Ve bu ana yemeklere mutlaka pilav ya da ekmek eşlik eder. Çok yağlı et ürünleri tüketildiyse ertesi gün mutlaka detoks yapılmalı ya da sebze ağırlıklı bir liste ile bol su içilmelidir. Bir saate yakın yürüyüşe de mutlaka zaman ayırın. Hamburgeri ertesi iki gün öğle ve akşam öğünlerinde sebze yemeği ve salata tüketerek yakabilirsiniz. Mümkünse bir saate yakın yürüyün. Bir orta boy pizza ise ertesi iki gün boyunca birer saat yürüyüş ve iki öğünde çorba ve sebze ağırlıklı bir beslenme ile toparlanabilir. Et yemekleri ile genelde pilav ya da ekmek tüketilir. Haftada bir, 6 yemek kaşığı kadar pilav aslında kaçamak sayılmaz; ama daha fazlası tüketildiyse bir saat yürümeli ve ertesi gün bir öğünde çorba ve salata şeklinde bir plan izlenmelidir. Bir dilimden fazla ekmek yiyenler ya da listede yok ise ekstra tüketenler bir sonraki gün bir öğününü sebze ile geçirmelidirler.

PATATES KIZARTMASI YA DA BÖREĞİ NASIL TELAFİ ETMELİ?

Patates kızartması, zeytinyağlılar, börek ve daha fazlası… Peki, bu kaçamakları nasıl telafi edeceğiz? Patates kızartması orta boy bir patatese denk gelecek şekilde ise, o gün ya da ertesi gün bir saat yürümek yeterli olur. Patates salatası da yılbaşı akşamı tercih edilebilen lezzetlerdendir. Soğuk halde 6 yemek kaşığı kadar patates salatası öğün yerine geçer. Daha fazlası yenildiyse sonraki öğünlerde salata ile toparlanabilir. Aynı şekilde kısır da 6 yemek kaşığa kadar öğün sayılır. Daha fazlası tüketildiyse, bir sonraki akşam yemeği mutlaka sebze olmalıdır. 3-4 adet zeytinyağlı sarma gibi bir kaçamak, bir sonraki akşam yemeğini sebze ağırlıklı geçirmeniz halinde sorun yaratmaz. Börek de yılbaşı akşamı tercih edilebilen yan lezzetler arasındadır. 2 dilim börek, iki saat yürüyüş ve ertesi gün salata ağırlıklı beslenme ile telafi edilebilir.

TATLILARIN TELAFİSİ ERTESİ GÜN SALATA TÜKETMEK

Bir dilim pasta için ertesi iki gün birer saat yürüyüş yapmalı hem de öğünleri sebze ya da çorba ile geçirmelisiniz. Bir dilim ya da daha fazla kek için, ertesi gün bir saat yürümeli ve o gün öğle ve akşam yemeklerinde yoğurt ve salata ile beslenmelisiniz. 3 dilim baklava için, ertesi iki gün bir saat yürüyüş şart ve o iki gün sebze yemeği ve salata ağırlıklı bir plan izlemelisiniz. 3-4 parça bitter çikolata kaçamak sayılmaz. Yine eğer sossuzsa 1-2 top dondurma da kaçamaz listesine girmez. Ancak daha fazlası tüketilirse telafi etmek için bir saat yürüyüş gereklidir.

Yılbaşı akşamına sağlıklı beslenme önerileri

Yılbaşını ailece veya arkadaşlarla bir arada geçirmek isteyenlere Beslenme Uzmanı ve Diyetisyen Pınar Demirkaya lezzetli ve sağlıklı tarifler hazırladı. Demirkaya, hem yılbaşı akşamı hem de ertesi gün için de sağlıklı beslenme önerilerinde bulundu.

Yılbaşı sofralarında genel olarak birçok yemek aynı anda yer alıyor. Ancak tüm gece boyunca tüketilebilen yemekler nedeniyle gerek o akşam gerekse de ertesi gün hazımsızlık ve baş ağrısı gibi birçok sorunla karşılaşılabiliyor. Bunu yaşamamak için yenilenler ve içilenlere dikkat edilmesi gerektiğini belirten Beslenme Uzmanı ve Diyetisyen Pınar Demirkaya, aşırı yağlı yemekler, şekerli, asitli ve gazlı içecekleri uzak durulacaklar arasında sıralıyor. Ayrıca yemeklerin pişirilme yöntemlerinin önemli olduğunu belirten Demirkaya, sağlıklı beslenme önerilerinde bulunuyor. Demirkaya, yılbaşı akşamına özel ara sıcak, ana yemek ve tatlı olmak üzere üç lezzetli tarif de hazırlarken, yılbaşı akşamı ve yeni yılın ilk gününe yönelik beslenme önerilerinde bulundu.

Kızartmak yerine fırınlama

Zayıflamak için kalori saymaya gerek yok. Diyet yapanlar da yılbaşı akşamında uygun ölçüde besin tüketebilir. Çünkü diyet yapmak, arkadaşlar ve aileyle bir araya gelindiğinde hazırlanan sofralardan vazgeçmek anlamına gelmiyor. Kabak, brokoli, turp, patlıcan ve karnabahar gibi düşük glisemik indeksli ve lif içeriği bakımından zengin besinlerle birlikte hindi tüketilebilir. Kızartmak yerine fırınlama yöntemini tercih etmek burada önemli unsur olarak öne çıkıyor.

Ertesi gün fındık, badem, yumurta…

Bir anda değil de azar az yemek lazım. Salatalık, havuç, barbunya, karalahana, kereviz, şalgam ve yoğurdun yanı sıra armut, kivi, elma, kuru kayısı gibi meyve ve sebzelerden hazırlanan zeytinyağlı ve limonlu salatalar sofrada yer alabilir. Gece boyunca bol su içmek şart. Veya maden suyu içilebilir. Ertesi güne ise yine bol su ile yulaf, zeytin, yumurta ve zencefille başlanabilir. Arzu eden ceviz, fındık, badem, kabak çekirdeği gibi yağlı tohumları tüketebilir.

Ara sıcak seçimi: Kestaneli mantar sote

Malzemeler: 4 yemek kaşığı zeytinyağı, 1 adet kuru soğan, 400 gram kestane mantarı, 3 diş sarımsak, taze kekik, tuz, karabiber, soya sosu ve kestane.

Yapılışı: Kuru soğan piyazlık olarak doğranıp zeytinyağı ile kavrulur. Kavrulan soğana kestane mantarı ve baharatlar eklenir. Yumuşayan mantarlara önceden haşladığımız kestaneler de eklenerek bir tur daha az yağda çevrilir.

Ana yemek: Fırında sarımsak soslu hindi

Malzemeler: 1 küçük hindi, 1 su bardağı sıcak su, 4-5 diş iri sarımsak, 1 çay kaşığı tuz, 1/2 çay kaşığı karabiber, 1/2 çay kaşığı kimyon, 1 yemek kaşığı zeytinyağı, yarım çay bardağı soya sosu, 2 yemek kaşığı bal ev 1 yemek kaşığı tam buğday unu.

Yapılışı: Soya sosu, bal, sarımsak ve un karıştırılır. Karışım hindiye dökülerek marine edilir. Hindi fırın tepsisine yerleştirilir. Arzu edilirse hindinin etrafına brokoli konulabilir. Ardından baharatlar eklenir ve fırınlanır.

Tatlı seçimi: Kozalak tatlısı

Malzemeler: 160 gram bitter çikolata, 2 yemek kaşığı Hindistan cevizi yağı, 2 yemek kaşığı ham kakao, 2 yemek kaşığı bal ve 250 gram mısır gevreği.

Yapılışı: Bitter çikolata benmari usulüyle eritilir. Eriyen bitter çikolataya Hindistan cevizi yağı ilave edilir. Ham kakao, bal ve mısır gevreği eklenir. Üzerine süslemek için ceviz, badem, fındık, fıstık kullanılabilir.

SADIK USTA’NIN FELSEFENİN ÖYKÜSÜNÜ ANLATTIĞI ŞÜPHENİN TARİHİ,  KAFKA KİTAP LOGOSUYLA RAFLARDA!

Tarihçi, yazar ve çevirmen Sadık Usta’nın kaleminden, düşünce dünyamızda “daha fazlasını bilme” kıvılcımının parladığı ilk andan bugüne felsefenin öyküsü: Şüphenin Tarihi – Felsefeye Giriş, Kafka Kitap’tan çıktı! Başta gençler olmak üzere felsefeye ilgi duyan her yaştan insana hitap eden kitabında Sadık Usta, son derece yalın bir dille insanlığın düşünce tarihini anlatıyor. Felsefenin günlük yaşamda ne işe yaradığını bilmek, felsefi-düşünsel merakını gidermek, düşünme yönteminin yasalarını kavramak isteyen, felsefe yapmanın ne olduğunu merak eden herkes için kaleme aldığı kitapta Sadık Usta, akla takılan tüm soruları yanıtlıyor.

 Kafka Kitap, tarihçi, yazar ve çevirmen Sadık Usta’nın Dünyayı Değiştiren Düşünürler adlı kapsamlı felsefe tarihi serisinin ardından yeni serisinin ilk kitabı Şüphenin Tarihi – Felsefeye Giriş’i de okurlarla buluşturdu.

İnsanı diğer türlerden ayıran en önemli özelliğin düşünme yetisi olduğu bilsek de bu meziyeti temel alan “felsefe” kavramıyla daima mesafeli bir ilişkimiz olmuştur. Peki, esasen attığımız her adımda bir izi olan bu disiplini araştırma ya da hayatımıza uygulama gayretinden geri durmamıza sebep nedir? Sadık Usta, insanlığın düşünce tarihini olabilecek en yalın dille anlatmaya koyulduğu bu yeni seride akla takılan tüm soruları yanıtlıyor. Zihinde şüphe kıvılcımlarının ilk belirişinden bugüne, benzersiz bir öyküyü kaleme alırken felsefe kürsülerinin korkutucu dilinden fersah fersah uzakta durarak okurla müthiş bir sohbete koyuluyor.

Herkesin felsefe öğrenebileceğini; herkesin felsefeci ve hatta bazılarının filozof da olabileceğine inanan Sadık Usta, bunun için sorgulamanın, araştırmanın, merak etmenin, derinlemesine okumanın, mevcut durumu eleştirmenin ve her anlatılana kanmamayı öğrenmenin yeterli olduğunu ifade ediyor.

 Sadık Usta’nın yeni serisinin ilk kitabı Şüphenin Tarihi – Felsefeye Giriş, Kafka Kitap logosuyla raflarda ve internet satış sitelerinde!

KAFKA KİTAP’IN GAËL FAYE İMZALI KÜÇÜK ÜLKE ROMANINA 2020 NOTRE-DAME DE SION LİSELİLER EDEBİYAT ÖDÜLÜ!

Gaël Faye’nin, Kafka Kitap logosuyla edebiyatseverlerle buluşan ilk romanı Küçük Ülke, alanında ilk ve tek olan 2020 NDS Liseliler Edebiyat Ödülü’ne layık görüldü! Geçtiğimiz yıl pandemi nedeniyle ödül töreni gerçekleştirilemediğinden, 2020 ve 2021 yılının ödülleri 21 Aralık Salı günü Notre-Dame de Sion Fransız Lisesi’nde düzenlenen törenle sahiplerine takdim edildi. Törene katılamayan Gaël Faye’nin adına ödülü, Epsilon Yayınevi Genel Müdür Yardımcısı Fırat Yenici teslim aldı. Küçük Ülke’yi Fransızca aslından dilimize çeviren Gizem Şakar

 Alanında ilk ve tek olarak 2013’ten bu yana düzenlenen NDS Liseliler Edebiyat Ödülü’nün 2020 ve 2021 kazananları, pandemi nedeniyle verilen bir yıllık aranın ardından 21 Aralık 2021 Salı günü gerçekleşen ödül töreniyle sahiplerine ulaştı. Dönüşümlü olarak bir yıl Türkçe yazılmış bir esere, bir sonraki yıl ise Fransızca yazılmış ve Türkçe’ye çevrilmiş bir esere verilen NDS Liseliler Edebiyat Ödülü kapsamında, her sene lisenin öğrencilerinden oluşan bir jüri kuruluyor. Sene boyunca jüri, aday kitapları okuyup değerlendiriyor ve yaz tatilinden önce ödül alacak kitabı seçiyor. Ödül töreni ise her sonbahar okulda düzenleniyor. Notre-Dame de Sion Fransız Lisesi, bu ödülle edebiyata ve yazarlara olan bağlılığını vurgulamayı, gençlere okuma ve kitap tutkusunu etkin bir şekilde aşılamayı amaçlıyor.

 2020 NDS Liseliler Edebiyat Ödülü’nü Küçük Ülke adlı romanıyla Gaël Faye kazandı. Kafka Kitap logosuyla okurlarla buluşan romanı Türkçe’ye çeviren Gizem Şakar da çevirisiyle ödüle layık görüldü. Fransa’da prestijli birçok ödül kazanan ve uluslararası çapta sansasyon yaratan Küçük Ülke, kaybedilmiş çocuklukların ve paramparça olmuş anayurtların hikâyesini küçük bir çocuğun gözünden anlatıyor. Tarihin girdabından kaçamayan bir çocuğun masumiyetini yitiriş hikâyesi olarak da okunabilecek roman, Ruanda’da ve Orta Afrika’nın küçük ülkesi Burundi’de yaşanan soykırımı odak noktasına oturturken, böyle büyük trajedilerin suçsuz insanların elinden yalnızca sevdiklerini değil, geçmişlerini ve hatıralarını da alıp götürebileceğini çarpıcı bir dille anlatıyor.

Liselilerden oluşan jüri, Küçük Ülke adlı romanını “Gerçekçi ve kendine özgü dili, karakterleri yer ve zaman olgusunda dirilten canlı betimlemeleriyle ön plana çıkan bu eser bizleri duygusal hissettirmekle birlikte Gabriel’in yaşadığı olaylara her şahit oluşumuzda bizi etkisinde bırakıyordu. Kurgunun bu kadar güçlü olmasının ise yazarın romanı ile arasındaki bağına, bu eserin yarı otobiyografik olmasına dayanmakta olduğunu bilmek bizi duygulandırıyor. Küçük Ülke’nin artık o kadar da küçük olmadığını, o Küçük Ülke’nin her yeni okuyucuyla büyüyeceğini ve her yeni okuyucunun da bu iki kelimeyi kalbinin derinliklerinde saklayacağını bilmek ve kendisine duyurmak bizi mutlu ediyor,” diye tanımlıyor.

2021 NDS Liseliler Edebiyat Ödülü’nü ise Yapı Kredi Yayınları logolu Gergedan adlı öykü kitabıyla Mine Söğüt kazandı.

SEREN SERENGİL “BEN MİDESİZİM”

Flash Tv’ de yayınlanan “Seyhan SOYLU ile AL SANA HABER”, kısa sürede Türk televizyonlarının en olaylı, sansasyonlu programı olmayı başardı. Hafta içi her gün saat 15.00 – 17.30 arası canlı olarak yayınlanan programa her gün farklı ünlü simalar yorumcu olarak katılıyor ve renkli konular, bomba haberlerle gündeme geliyor.

Seyhan Soylu’ nun moderatörlüğünü yaptığı “AL SANA HABER” programı, magazinden siyasete her konunun masaya yatırılıp konuşulduğu tek program olma özelliğini koruyor.

Bugün canlı yayın sırasında bir Son Dakika gelişmesi yaşandı. Seren Serengil’ in ismini ısrarla açıklamadığı ve ameliyatını yanlış yapmasından dolayı ölümle burun buruna gelmesine sebep olan Dr. Ersin Aksu bir basın açıklaması metni yolladı. Seren Serengil, doktorun ismini bir sır gibi saklasa da ilk kez ekranlardan Seyhan Soylu bu ismi ifşa etmişti. Uzun bir süredir kendisine ulaşılamayan Dr. Ersin Aksu avukatı aracılığıyla bir basın açıklaması metni yolladı ve programın yorumcularından Ebru Polat bu metnin tamamını yayında okuyarak seyirciyle paylaştı. Yapılan basın açıklamasında Dr. Ersin Aksu, hakkında yapılan suçlamaları reddetmiş ve Seren Serengil’e yapılan ameliyatta herhangi bir yanlış müdahale olmadığını, kendisinin reklam amaçlı gündeme gelmek için çirkin iftiralarda bulunduğunu dile getirdi. Ayrıca Seren Serengil’ in kendisinden sürekli para istediğini, bu ses kayıtlarının da mevcut olduğu yönünde birtakım açıklamalarda bulundu.

Kısa bir süre önce küs olduğu Seren Serengil ile barışan Seyhan Soylu ise Serengil’ e telefonla ulaştı ve “Ne düşünüyorsun eski doktorun bir basın açıklaması yayınladı. Ve senin reyting almak için hastalığını kullandığını iddia etti. Gerçi sen cevaplamadan ona cevabını verdim ben az önce, ama senin de düşüncelerini merak ediyorum” diye sordu.

Serengil;” Bu adamla ve avukatıyla ilgili suç duyurusunda bulundum. Bu doktorun ameliyat ettiği ve sonrasında hayatını kaybeden bir kadının kızı ve daha birçok kişi ulaştı bana. Hatta şimdi ki doktorum Prof. Alper Çelik, bu doktordan gelen birçok kişiye revizyon ameliyatı yaptı. Seninle hastaneye gittiğimizde 68 kiloydum. Hepiniz bu ameliyata karşı çıkmıştı. Psikolojim iyi değildi. Çocuğumu kaybetmiştim ve kullandığım hormon ilaçlarından dolayı çok kilo almıştım. Sağlıklı düşünemediğim bir dönemdeydim. Biliyordum bu ameliyatın doğru olmadığını. Hastaneye gittiğimde bu ameliyata uygun muyum diye bana kan tahlili dışında hiçbir tetkik yapılmadı. Gittiğim gün hemen ameliyata alındım. Ben obez olmadığım için doktorun bu ameliyatı yapmaması gerekiyormuş ki, bu doktor bu hastanede obezite hastalarından ziyade estetik amaçlı yapıyormuş bu ameliyatı. Bu işi ticarete dönüştürmüşler. Ben başından beri bu adamın adını hiç zikretmedim. Dedim ki kendim karar verdim, kendim gittim. Kimse zarar görsün istemedim. Çünkü bendeki bu hasarların bu kadar önemli boyutta olduğunu bilmiyordum. 1,5 yıldır neler yaşadığımı çalıştığım kanal, ailem, tüm çevrem biliyor. Safra kesemi aldılar. Karaciğer ve pankreas yetmezliği başlamış. Boyum kısaldı. Kemik erimem başlamış. Tüm bunları nasıl bir reyting uğruna kullanabilirim. Ne kadar çirkin bir hareket ki çıkıp özür dileyeceklerine böyle açıklama yapıyorlar. Beni ölümün eşiğinden alan Dr. Alper Çelik açıklıyor. Ameliyata girip 6 saat sürmesi gerek operasyon 3 saat sonra bitiyor. Kapıda annem soruyor “Hayrola Doktor bey neden bu kadar kısa sürdü?” diye. ‘Mideyi bulamadım.’ diyor. Niye benim karnım açıldığında orada mide yok? Neden organlarım birbirine yapışık? Şimdi para pula gelince de tabi ki bunu tazminatı olacak. Benim yaşadıklarımın bedeli yok. Şu an bir organım yok. Bunun bedeli yok. Benim olduğum bir ameliyat sadece 200 bin TL. Tabi ki ödeyecekler. Avukatı hanımefendiye soruyorum böyle bir cahilce açıklama olabilir mi? Kim reklam yapmak için pankreasını aldırabilir? Bu hanımı da baroya şikayet edip suç duyurusunda bulunacağız. Ve tazminat davası açacağız. Şu anki isteğim ilk önce sağlıma kavuşmak. Benim doktorum alt mideyi bağırsağa bağlayıp kilo almamı sağlayacaktı. Fakat bunu yapamadılar. Sadece bağırsağı açabildiler şu an.” derken Konuk yorumcu Nurcan Sabur araya girerek, geçen hafta ameliyat sonrası yayına bağlanıp açıklama yapan Prof. Dr. Alper Çelik’ in sözlerini hatırlatarak “Peki senin doktorun daha önce aynı bölgeden 5 kez ameliyat olduğunu söyledi. Bu ne demek açıklar mısın?” sorusunu yöneltti.

Serengil; “İlk ameliyatım mide küçültme ameliyatıydı. İkincisi bana yapılan yanlış ameliyat. Üçüncüsü laparoskopi yöntemiyle safra kesem alındı. Dördüncüsü verdiğim kilolardan dolayı sarkma olmuştu karın germe yaptırdım. Beşincisi ise şimdi olduğum ameliyat. Yani hepsi aynı bölgeden olduğu için öyle açıklama yaptı doktorum.” dedi.

Nurcan Sabur; “Doktorun basın açıklamasının tamamını okuduk. Bizden defalarca para istediğine dair elimizde ses kayıtları var diyor. Tehdit edildik diyor. Bu konuda ne düşünüyorsun?”

Serengil; “Ben onların ne yapmaya çalıştığını biliyorum. 1 senedir onlara ulaşmaya çalışıyoruz ameliyat görüntülerini almak için. Mesajlar ve ses kayıtları var. Hastaneyi de aradım defalarca biz de video kayıtları yok dediler önce, sonra biz onları sildik dediler. Madem dedim telefonlara çıkmıyorsunuz, madem hiçbir şeyi üstlenmiyorsunuz benim şimdiye kadar yaşadığım her şeyin bedelini ödeyeceksiniz. Ameliyatlarımı da tedavilerimi de ödeyeceksiniz dedim. Ama şimdi bunlarla da kurtulamayacaklar. Benim alt midem de olmadığı için organ kaybımdan dolayı çok daha büyük bir tazminat davası açacağım. Avukatı Seren Hanımın ses kayıtları var diyeceğine, ben neden bu durumdayım onu açıklayabilseydi. Kanıma dokundu bu açıklamalar. Etiyopyalılar gibi derimin altından damarlarım görünüyor.” diyerek açıklamalarına devam etti.

Seyhan Soylu; “Sana bir şey söyleyeyim. 2 kere ziyaretine geldim ama geri döndüm seni göremeden. O kadar ağır ilaçlar alıyorsun ki uyuyordun. Bana da soruyorlar ‘Neden Seren’ i ziyarete gitmiyorsun?’ diye. Beni vefasızlıkla suçluyorlar da.” diye sorduğunda Seren; “Hayır vefasız değilsin ama delisin. Kızarsın öyle konuşursun, kızmazsın başka konuşursun. Artık alıştık.” diye sitem ederken Soylu gülerek “Yani ben de Ersin Aksu’ ya eline sağlık bu kadında zaten mide yoktu mu diyeyim? Mide olsaydı kocalarını doğru seçerdi mi? diyeyim” şeklinde sitemine karşılık verdi.

ECE SEÇKİN ‘İN YENİ “MENAJERİ” ÖZGÜR ARAS…

Arka arkaya çıkardığı şarkılarıyla milyonların kalbini fetheden; albümleriyle kendinden başarıyla söz ettiren Ece Seçkin, bundan böyle yurt içi ve yurt dışında katılacağı tüm organizasyonlar, markası adına yapılacak anlaşmalar, Menajerlik ve İletişim Hizmetleri için Özgür Aras ile yeni bir anlaşma da imzaladı.

Kariyerinde de yeni bir başlangıç yapmanın heyecanını yaşayan başarılı şarkıcı Ece Seçkin, bundan böyle yurt içi ve yurt dışında katılacağı tüm organizasyonlar, markası adına yapılacak anlaşmaların, Menajerlik ve İletişim Hizmetleri Özgür Aras tarafından yapılacağını sosyal medyasından duyurdu…

Dinleye dinleye kazanacaklar!

Medya’da bir ilk: Dinleye dinleye kazanacaklar!

Bünyesinde Süper FM, Metro FM, JoyTurk, Joy FM ve Virgin Radio Türkiye gibi Türkiye’nin en çok dinlenen radyo istasyonlarını bulunduran Karnaval Medya Grubu, medyada bir ilke imza atarak “dinleyici odaklı” sadakat programı “Karnaval ’da Kazan’ı duyurdu. Bu iddialı projeyle Karnaval kullanıcıları “dinleye dinleye” ödüller kazanacak. Radyo mecrasına yeni bir heyecan getiren projenin detaylarını Karnaval Medya Grubu CEO’su Burak Can anlattı…

Karnaval ‘da Kazan” medya sektöründeki ilk sadakat programı olma özelliğiyle dikkat çekiyor. Böyle bir projeyi hayata geçirme fikri nasıl doğdu?

Geleneksel medyanın önemli bir parçası olan işitsel medya ilk günden beri doğası gereği dinleyicisiyle mesafeli ama samimi bir ilişki kurmayı başarabildi. Bunun en önemli nedeni dinleyicisinin hayatına hükmetmeye çalışmadan, hayatın normal akışına eşlik edebilmesiydi. Radyoların geçmişten bugüne dinleyicileriyle kurduğu samimi ilişki tüketicilerin ses mecrasına olan güvenini ve bağlılığını sürekli hale getirdi. Mecranın ücretsiz bir şekilde dinleyicisine ulaşıyor olması, dijital dönüşümünde radyoların en büyük avantajı oldu. Önce web radyoları, ardından küratörlerin şekillendirdiği sayısız playlist’ler ve son dönemin gözdesi olan, her an her yerden dinlenebilen podcast’lerle birlikte artık sesli mecralardaki içerik yelpazesi gitgide büyüyor. Geçmişten gelen sadık dinleyici kitlesi dijitalin sunduğu imkanlarla yeni içeriklerle buluşuyor. Tabii bu kadar geniş bir içerik havuzunu sağlayan dijital platformların çoğu ücretli. Karnaval bünyesinde oluşturmakta olduğumuz içerik hub’ında ise Türkiye’nin en çok dinlenen radyolarından, en sevilen podcast’lere, playlist’lere kadar tüm içerikleri halen ücretsiz sağlamaya devam ediyoruz.

Karnaval ‘da Kazan programıyla yıllardır bizimle birlikte yürüyen dinleyicilerimizi en sevdikleri içerikleri dijitalden de dinlemeye, dinledikçe de kazanmaya davet ediyoruz. Eğlenceli olduğu kadar cazip bu teklifte özetle, “artık içeriğe para ödeme, sen dinledikçe biz sana kazandıralım” diyoruz.

Platformu nasıl bir süreçle tasarladınız? Projenin öne çıkan, diğer sadakat programlarından ayrılan yönleri neler?

“Karnaval ‘da Kazan” programını tasarlarken öncelikle dinleyicilerimizden oluşan bir topluluk kurma düşüncemiz vardı. Dinleyicilerimize yayınlarımızdan, sosyal medya hesaplarımızdan sunduğumuz konser biletleri, etkinlik davetiyeleri, özel hediyeler gibi tüm avantajları tek bir platformda toplama fikriyle yola çıktık. Ardından bir adım daha öteye gidip daha fazla ne sunabiliriz diye düşünürken Karnaval çatısındaki tüm karasal radyolarımızı dinleyenleri de artık karnaval.com ’a ve Karnaval app’ten dinlemeye yönlendirerek tüm sadık dinleyicilerimizi “Karnaval ‘da Kazan” programı altında bir araya getirmeyi hedefledik. Bu topluluğun üyeleri zaten dinledikleri radyoyu, playlist’i veya podcast’i yine ücretsiz dinliyor olacaklar. Ancak Karnaval’ın dijital platformlarından dinledikçe artık Karnaval Para kazanacaklar. Diğer sadakat programlarından ayrılan yanı, tamamen ücretsiz bir hizmetin sonunda kazanma imkanı sunması. Çünkü sadakat programlarında genelde tüketicininim ödeme yaparak satın aldığı bir ürün veya hizmete istinaden, o ürünün içinden belli tutarda bir bedelin tüketiciye geri ödenmesi suretiyle bir kazanç söz konusudur. Ancak “Karnaval ‘da Kazan” programında indirmesi de kullanması da tamamen ücretsiz olan Karnaval’a sadece üye olmak ve üye girişiyle dinleme koşuluyla kazanma fırsatı var. Bu anlamda medya sektöründe de bir ilki gerçekleştirmenin heyecanı içindeyiz.

Projenin hedefleri neler?

Dijital dinleme başta olmak üzere reklam ve rekabet gücünü arttırma hedefimizin yanı sıra önümüzdeki dönemde, “Karnaval ‘da Kazan” programını daha da geliştireceğiz. Dinleyicinin istediği içeriği dinlerken bir yandan da çeşitli oyun ve yarışmalarla keyifli vakit geçirdiği, “Karnaval ‘da Kazan” programı üyelerine özel olarak markaların teklif ve kampanyalarının yer alacağı bir dijital platform olmayı planlıyoruz. Amacımız dinleyicilerimizi bu vesileyle daha yakından tanıyarak onların aklında ve kalbinde bir radyo mecrasından çok daha fazlası olabilmek ve platformda geçirdikleri zamanı daha eğlenceli ve kazançlı hale getirebilmek.

Karnaval Medya Grubu’nun sadakat programı nasıl çalışıyor? Program dinleyicilere ne tür avantajlar sunacak?

Sadakat programına katılmak için öncelikle ücretsiz üye girişi yapmak gerekiyor. Kullanıcılar dinledikleri her içerik ve platformda yaptıkları her işlemle yıldız kazanıyor. Biriktirilen yıldızlarla o ay sonunda tüm Karnaval dinleyicileri arasında bir sıralamaya giriyorlar ve bu sıralamaya göre en çok yıldız toplamış olan ilk 300 kişi arasında o ayın Karnaval Para olarak ödül bütçesi dağıtılıyor. Kullanıcının alışveriş kataloğundaki hesabına yüklenen Karnaval Para’larla ne satın almak istediği ise artık tamamen ona kalmış. Tabii sırf alışveriş kataloğu yönetimi bile ciddi bir operasyon, ancak iş ortağımız Interlink firmasının alışveriş kataloğunun oluşturulması ve yönetilmesindeki tecrübesi ve yetkinliğiyle kusursuz bir operasyon süreci geçirdiğimizi de söylemek gerek.

“Karnaval ‘da Kazan” platformu zaman içinde geniş bir izinli dataya da sahip olacak. Reklam verenler de bu datanın çıktılardan faydalanabilecek mi?

Dinleyici datası Karnaval haricinde hiçbir kuruluşun veya reklam verenin kullanımına açık olmayacak, ancak zaten programın ana fikri “dinleye dinleye kazan” olduğundan reklam veren markalar özel kampanya ve sürprizlerini “Karnaval’da Kazan” üyelerine sunarak bu kitleye ulaşabilecekler. Biz ise oluşacak bu datayı dinleyicimizi daha yakından tanıyarak marka bağlılığını güçlendirmek üzere onların istek ve ihtiyaçlarına uygun içerikleri ve fırsatları sunma yolunda bir yol haritası çıkarmak üzere kullanacağız.

Radyo mecrası erişimi oldukça yüksek bir mecra olmasına karşın bir türlü reklam pastasından hak ettiği payı alamıyor. Bu proje sizce bu soruna da çözüm olur mu?

“Karnaval ‘da Kazan”, Karnaval Medya Grubu’nun dinleyicilerine sunduğu fırsatların olduğu bir program ama tabii ki reklam veren markalar için de istediği demografide dinleyici kitlesine özel fırsatlar sunup ürün veya hizmetini yakından tanıtabileceği bir oyun alanı olmayı vaat ediyor. Bu oyun alanında dinleyicinin tükettiği tüm içeriğe işitsel veya görsel reklamları uygun şekilde ekleyebilme, içerikle doğal bir şekilde harmanlayabilme imkanımız olduğundan, reklam veren için dijital ses mecrasındaki reklam fırsatları artmış oluyor. Ses mecrası, dinleyicide güven uyandırması ve bu topluluğa aidiyet hissi vermesinden dolayı güven araştırmalarında zaten hep en güvenilir kaynak olarak görülmekteydi. Şimdi ise markaların anlatmak istediğini doğru hedef kitleye ölçülebilir yöntemlerle anlatabilmede “Karnaval ‘da Kazan”ın önem kazanacağını düşünüyoruz. Radyonun dinleyicisiyle kurduğu güçlü bağlarını dijital bir deneyimle birleştirerek kendini yenilediğini gösterecek olan bu programın, tüm sektör paydaşlarına, radyonun gücüne dair önemli mesajlar vereceğini tahmin ediyoruz.

Aralık Ayında 300 kişi Toplam 21.000TL KARNAVAL PARA Kazanıyor!

Kazanmaya başlamak için hemen ücretsiz www.karnaval.com ‘a ücretsiz üye ol, dinledikçe Karnaval Para’ları topla!

2022’ye sağlıklı beslenme önerileri

Yılbaşı akşamına üç leziz ve sağlıklı tarif

Yılbaşını ailece veya arkadaşlarla bir arada geçirmek isteyenlere Beslenme Uzmanı ve Diyetisyen Pınar Demirkaya lezzetli ve sağlıklı tarifler hazırladı. Demirkaya, hem yılbaşı akşamı hem de ertesi gün için de sağlıklı beslenme önerilerinde bulundu.

Yılbaşı sofralarında genel olarak birçok yemek aynı anda yer alıyor. Ancak tüm gece boyunca tüketilebilen yemekler nedeniyle gerek o akşam gerekse de ertesi gün hazımsızlık ve baş ağrısı gibi birçok sorunla karşılaşılabiliyor. Bunu yaşamamak için yenilenler ve içilenlere dikkat edilmesi gerektiğini belirten Beslenme Uzmanı ve Diyetisyen Pınar Demirkaya, aşırı yağlı yemekler, şekerli, asitli ve gazlı içecekleri uzak durulacaklar arasında sıralıyor. Ayrıca yemeklerin pişirilme yöntemlerinin önemli olduğunu belirten Demirkaya, sağlıklı beslenme önerilerinde bulunuyor. Demirkaya, yılbaşı akşamına özel ara sıcak, ana yemek ve tatlı olmak üzere üç lezzetli tarif de hazırlarken, yılbaşı akşamı ve yeni yılın ilk gününe yönelik beslenme önerilerinde bulundu.

Kızartmak yerine fırınlama

Zayıflamak için kalori saymaya gerek yok. Diyet yapanlar da yılbaşı akşamında uygun ölçüde besin tüketebilir. Çünkü diyet yapmak, arkadaşlar ve aileyle bir araya gelindiğinde hazırlanan sofralardan vazgeçmek anlamına gelmiyor. Kabak, brokoli, turp, patlıcan ve karnabahar gibi düşük glisemik indeksli ve lif içeriği bakımından zengin besinlerle birlikte hindi tüketilebilir. Kızartmak yerine fırınlama yöntemini tercih etmek burada önemli unsur olarak öne çıkıyor.

Ertesi gün fındık, badem, yumurta…

Bir anda değil de azar az yemek lazım. Salatalık, havuç, barbunya, karalahana, kereviz, şalgam ve yoğurdun yanı sıra armut, kivi, elma, kuru kayısı gibi meyve ve sebzelerden hazırlanan zeytinyağlı ve limonlu salatalar sofrada yer alabilir. Gece boyunca bol su içmek şart. Veya maden suyu içilebilir. Ertesi güne ise yine bol su ile yulaf, zeytin, yumurta ve zencefille başlanabilir. Arzu eden ceviz, fındık, badem, kabak çekirdeği gibi yağlı tohumları tüketebilir.

Ara sıcak seçimi: Kestaneli mantar sote

Malzemeler: 4 yemek kaşığı zeytinyağı, 1 adet kuru soğan, 400 gram kestane mantarı, 3 diş sarımsak, taze kekik, tuz, karabiber, soya sosu ve kestane.

Yapılışı: Kuru soğan piyazlık olarak doğranıp zeytinyağı ile kavrulur. Kavrulan soğana kestane mantarı ve baharatlar eklenir. Yumuşayan mantarlara önceden haşladığımız kestaneler de eklenerek bir tur daha az yağda çevrilir.

Ana yemek: Fırında sarımsak soslu hindi

Malzemeler: 1 küçük hindi, 1 su bardağı sıcak su, 4-5 diş iri sarımsak, 1 çay kaşığı tuz, 1/2 çay kaşığı karabiber, 1/2 çay kaşığı kimyon, 1 yemek kaşığı zeytinyağı, yarım çay bardağı soya sosu, 2 yemek kaşığı bal ev 1 yemek kaşığı tam buğday unu.

Yapılışı: Soya sosu, bal, sarımsak ve un karıştırılır. Karışım hindiye dökülerek marine edilir. Hindi fırın tepsisine yerleştirilir. Arzu edilirse hindinin etrafına brokoli konulabilir. Ardından baharatlar eklenir ve fırınlanır.

Tatlı seçimi: Kozalak tatlısı

Malzemeler: 160 gram bitter çikolata, 2 yemek kaşığı Hindistan cevizi yağı, 2 yemek kaşığı ham kakao, 2 yemek kaşığı bal ve 250 gram mısır gevreği.

Yapılışı: Bitter çikolata benmari usulüyle eritilir. Eriyen bitter çikolataya Hindistan cevizi yağı ilave edilir. Ham kakao, bal ve mısır gevreği eklenir. Üzerine süslemek için ceviz, badem, fındık, fıstık kullanılabilir.

İvana sert, gelinliğini Beyaz Butik’ten seçti

Turizmci, İş adamı Sezer Dermenci ile Maldivler’de evlenen İvana Sert gelinlik tasarımı için Beyaz Butik’in kapısını çaldı.

Beyaz Butik, ünlü modacı İvana Sert için romantik ve sofistike tarzda bir gelinlik tasarlarken ayrıca özel tasarım gelinlikte, İvana Sert’in fiziğini ortaya çıkaran bir model seçildi. Büyük bir özveriyle Beyaz Butik tasarımcısı İlker Bilgi tarafından tasarlanan gelinlik, sosyal medyada da en çok konuşulan konuların başında geldi.