LENFÖDEM HASTALIĞININ ETKİLERİNİN AZALTILMASINDA FİZİK TEDAVİNİN ÖNEMİ

Lenfatik sistem, lenf damarları ve lenf düğümlerinden oluşan bir organ sistemidir. İkinci bir dolaşım sistemi olarak tanımlanabilecek olan lenf sistemi yine de yapısı itibariyle dolaşım sisteminden çok farklıdır. Genel olarak bağışıklıkta rol alır. İçeriği kan damarlarından farklı olarak vücut yağları ve vücudumuzun korunmasında görevli hücrelerdir.

Lenf düğümleri ve lenf kanallarının hasara uğramasıyla, lenf dolaşımının bozulması sonucu kol, bacak ve gövdede şişme olarak tanımlanıyor. Kolda ve bacakta hissizlik, sertlik ve ağrı gibi belirtiler veren lenfödem, özellikle kanserli hastaları tehdit ediyor. Lenfödem hastalığının etkilerinin azaltılmasında fizik tedavinin önemiyle ilgili açıklamalar yapan Acıbadem Kayseri Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr.Emine Eda Kurt şunları söyledi: ”Lenfatik sistemin bozulması durumunda dokudan yeterli ölçüde lenf sıvısı emilmesi azalır ya da olanaksız hale gelir. Zaman için de bu dokuda biriken sıvı gözle görülür ve elle hissedilir bir şişkinlik oluşturur. Lenfatik sistemin bozulması doğuştan yani gelişimsel nedenlerle oluşan primer lenfödem ya da genellikle ameliyat, radyoterapi, enfeksiyon veya yaralanma gibi faktörlerden kaynaklanan sekonder lenfödem olabilir.

Günümüzde kanser hastalığının artmasıyla birlikte en sık meme kanserli hastalarda hastalıkla birlikte, ameliyat sonrası veya radyoterapi sonrasında kolda görülmektedir. Yapılan çalışmalar, koltuk altındaki lenf düğümleri çıkarılan hastalarda  %40 oranında lenfödem geliştiğini göstermektedir. Bu çıkarılan lenf düğümü sayısı ile de ilişkilidir.

Lenfödem teşhisi ancak bir uzman hekim tarafından konulabilir. Muayenede çeşitli ölçümlerle hangi tür ödemin söz konusu olduğu belirlenir. Eğer teşhisiniz kesinlik kazanmamış ise, tanı amacıyla ultrason, indirekt lenfografi ve lenfosintigrafi gibi görüntüleme yöntemlerinden de faydalanılır.Evre 0 dan Evre 3’e kadar 4 evresi vardır.Özellikle meme kanseri operasyonu geçiren hastalar mutlaka ameliyat sonrası bir fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanın takibine girmelidir. Çünkü hasta kolunda lenfödemi kendi farkeder hale geldiğinde çoktan ileri evre bir lenfödem o bölgede oluşmuştur ve ileri evrenin tedavisi başlangıç evresinden daha zordur.

Hastalığın evresine göre masaj, pnömotik kompresyon ,bandajlama, kompresyon giysisi,  kinezyolojik bantlama  tekniklerinden  bir veya birkaçı tedavide kullanılır. Tedavide hekimin yapması gerekenler yanında hastanın tedaviye cevap alabilmesi için uyması gereken kurallar da vardır.  Lenfödem olan bölgede kızarıklık ,şişlik ya da ısı artışı olduğunda hemen doktora başvurmalıdır. Bu bölgenin diğer vücut bölgelerinden çok daha kolay ufak bir yaralanmayla bile enfeksiyon riski taşıdığını unutmamak gerekir.

Şişlik olan uzuvun (yani kolun ya da bacağın) travmalardan, küçük kesilerden bile korunması gerekir. Tırnak bakımı çok dikkatli yapmalıdır. Lenf ödem olan uzuvlardan kan aldırmak ya da iğne yaptırmaktan kaçınmalıdır. Mümkünse tansiyon bile ölçülmemelidir.

Dar ve sıkı giysiler giyilmemeli, çok sıcak ve soğuktan korunulmalıdır.(sıcak banyo, sauna uzun süre güneşte kalmak gibi). Ayrıca başlangıçta belirtildiği gibi lenf sistemiyle daha çok vücudun yağ içeriği taşındığından kilolu hastaların kilo vermesi de tedavisine çok yardımcıdır. Yağlı yemeklerden ve yüksek kafein içeriği olan ( çok fazla çay, kahve gibi) gıdalardan uzak durulmalıdır. Protein içeriği yüksek, karbonhidrat ve yağ içeriği düşük beslenme şekline geçilmelidir.

Bu hastalık gelip geçici bir durum olmayıp ömür boyu takip ve tedavi gerektirebilmektedir. Bu sebeple düzenli doktor kontrolü yapılması çok önemlidir.

Bir yanıt yazın