Kulkuloğlu: 17 Aralık Bir Milattır, 30 Mart İse Bir Mahşerdir

CHP Kayseri Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlu, 30 Mart seçimleri ile birlikte Türkiye’de hukukun üstünlüğü, ifade özgürlüğü ve demokrasinin gerçek anlamda yaşanabileceği bir cumhuriyeti yeniden Atatürk ilke ve devrimleri ile tamir edilerek, yeşertilip, yaşatılacağı bir dönemin başlayacağını söyledi. Kulkuloğlu, 17 Aralık’ı Milat, 30 Martı ise bir mahşer olarak niteledi.

Kayseri Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlu, ülkede fakir gureba ve yetimin hakkını koruyacağını öne sürerek halktan bu kapsamda oy isteyerek iktidara gelen AKP’nin, beytül mala bile elKULKULOGLU [640x480] uzattığını ileri sürdü.

Kulkuloğlu, “30 Mart seçimleri çok önemli bir süreci bize yaşatacak. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en ilginç milatlarından birini 17 Aralık’ta bu ülke yaşadı. Tarihin en büyük yolsuzluğunun gözler önüne serildiği bu dönemde, 30 Mart seçiminin bu ülke insanlarının kaderinin ne kadar önemli olduğunu bize bir kez daha hatırlattı. Ak Parti iktidara gelirken halktan oyunu isterken garib gurebanın, yoksulun ve yetimin hakkını koruyacağız diye iktidara gelmişti. Ama gelinen süreçte ortaya çıktı ki çok açık bir şekilde yoksulun, garip gurebanın, yetimin malına göz dikmişler, beytül mala göz dikmişler ve en sonunda da anlaşıldı ki birileri beytül mala el sürmüş ve 17 Aralık tarihi beytül mala nasıl el sürdüklerinin ve kimler aracılığı ile hangi yollarla el sürdüklerinin ortaya çıkması açısından Türk milletinin tarih boyunca unutamayacağı çok önemli bir Milat konumundadır.” diye konuştu.

“FAIZ LOBISINI BAŞBAKAN ZENGIN ETTI”

AKP iktidarı ile bu ülkede değer yargıları başta olmak üzere, kurumların değişimi ve rejim dönüştürülmesinin yaşandığı bir süreç olduğunu aktaran Kulkuloğlu, “AKP iktidarında değer yargıları, devletin kurumları değiştirildi. Rejim dönüştürülmeye çalışıldı, toplum etnik temelde, mezhep temelinde ayrıştırıldı. Birbirine düşürülmeye çalışıldı, bu ülkenin birliği ve beraberliği bozulmaya çalışıldı, bu ülkede zengin ile fakir yer değiştirdi, sınıflar arasındaki fark tamamen keskinleşti ve orta direk tamamen yok oldu. Fakirden aldılar zengine verdiler. Bugün faiz lobisi diye şikayet ettiği kesimin zenginleşmesini Sayın Başbakan bizzat kendisi sağladı. Kendi ağzı ile çıktığı, o kendisini zoraki karşılaştırdığı havaalanı mitinglerinde bunu kendisi ikrar etti. ‘Benim iktidarımda beş kat zengin oldunuz’ dedi. Bunu izleyen sade vatandaş elini cebe atıp da baktı da gördü mü acaba kendisi acaba 5 kat zengin oldu mu diye ama mutlaka baktı ve gördü.” şeklinde konuştu.

“AKP DIKTATÖR OLUŞTURMAYA ÇALIŞIYOR”

Milletvekili Kulkuloğlu, yaşanan bu sürecin Gezi olayları ile başladığını ifade ederek, “Bu süreç, gezi olayları ile başlayan ve Sayın Başbakan’ın muvazenesini yitirdiği ve tamamen bu ülkede kuvvetler ayrılığı yok edilerek yargı, yasama ve yürütmenin bir kişinin eline bağlanmaya çalışıldığı bir dönem, gezi olaylarından sonra hızla yaşanmaya başladı. Türkiye’de artık AKP iktidarı, bir diktatör yaratmanın peşinde, fiilen bu diktatörlük, faşizanlık yaşanıyor. Bunun kanunu, hukuki dayanakları Meclis’te oluşturulmaya çalışılıyor. 4+4+4 yasası sivil bir darbe ile dayakla Meclis’ten geçti. 12 Eylül referandumunda millete bu ülkenin demokrasi açısından olmazları arasında yer alan HSYK değişikliği ya bir hata yapmışız paralel yapılara izin vermişiz diyerek, bugün vazgeçilmeye çalışılıp sadece bir kişinin eline bağlanılmaya çalışılıyor yani keyfi idare söz konusu. Bu ülkede vatandaş artık bunu gördü. Hukukun üstünlüğünün değil, üstünlerin hukukunun AKP iktidarında egemen olduğunun farkında.” diye ifade etti.

“HUKUK GUGUKA ÇEVRILIYOR”

Son süreçte yaşananların toplum vicdanında unutulmaması gerektiğini vurgulayan Kulkuloğlu, şöyle devam etti: “AKP iktidarında çok şey değişti. En başında enflasyon sepeti değişti bir kere, ayakkabı kutusu, para sayma makinası ve çelik kasa, enflasyon sepeti içerisinde maalesef dünyanın hiçbir yerinde olmadığı gibi Türkiye’de girdi. Artık insanlar senin ayakkabı kutunda ne var diye soruyor. Hatta çok ilginç, Meclis’te AKP milletvekilleri birbirlerine soruyor. Bu da medyaya manşet oluyor. Sayın Başbakan’ın çok muhterem bir zat dediği zatın, dün de Amerikan gizli servisi FBI tarafından Suudi Arabistan Büyükelçisine suikast yapma iddiasıyla yakalanan bir şahsa 1 milyon 500 bin doları Türkiye’den gönderdiği anlaşıldı. Türkiye’deki kamu kuruluşları da buna alet edildi. Türk halkının kursağına girmesi gereken altının teri olarak helal parası yoksulun fakir ve fukaranın hakkı ne idüğü belirsiz iktidar yandaşlarına veya iktidar sahiplerine teslim edildi. Vatandaş, kredi kartı borcuyla çiftçi, mahsulünün para etmemesi nedeniyle bankalara borcunu ödeyemediği için faiz ve haciz kıskacına sıkışmışken, Libya’da, Tunus’ta, Mısır’da o ülkelerin içişlerini karıştırmak üzere gönderilmiş milyarlarca doları, Suriye’de El Nusra ve El Kaide’ye aktarılan milyarlarca doları, Türkiye’de vatandaşı aç gezerken, vatandaş yapılmaya çalışılan kayıtsız kuyutsuz Suriyeli mültecileri ve bunlara harcanan milyarlarca doları görüyordu, bir de bunun üzerine Türkiye tarihinin en büyük 100 milyar Avro’luk yolsuzluğu eklendi. 17 Aralık’ta görüldü ki hukuku guguka çeviren Sayın Başbakan, kendi evladını koruyabilmek için bu ülkenin bütün yasalarını hiçe saydı. Bu, kabul edilebilir ve devam ettirilebilir bir olay değildir. Bugün mağruriyeti ile evladını kurtarmaya çalışan Sayın Başbakan’a Kübra bebeği, evladına kahvaltı veremeyip intihar eden anneyi, onuruyla oynandığı için canına kıyan Yarbay Ali Tatar’ı, Ergenekon’un kasası diye cezaevine atılan ama cenazesini bile kaldıracak parası olmayan Kuddusi Okur’u hatırlatırım. Toplumun vicdanında bunların unutulmaması gerekir.“

“SEÇMENLER SANDIĞA SAHIP ÇIKMALI”

Seçmenleri, sandığa sahip çıkmaya davet eden Kulkuloğlu, “17 Aralık bir milattır, 30 Mart ise bir mahşerdir. Türk milleti olarak bizlerin en büyük görevi sandığa sahip çıkmaya, bu bilinci yükseltmeye, bundan rahatsız olan herkesin sandık günü, seçim günü, mahşer günü, hesap günü olduğunu unutmadan bu iktidarın artık gitmesi için çalışmaya devam ediyorum. Türkiye’de hukukun üstünlüğü, ifade özgürlüğü ve demokrasinin gerçek anlamda yaşanabileceği bir cumhuriyeti yeniden Atatürk ilke ve devrimleri ile tamir edilerek yeşertilip yaşatılacağı bir dönemin başlayacağı CHP iktidarını müjdelemek için oy kullanması ve sandığa sahip çıkması gerektiğine inanıyorum. Mahşer günü de bu hesabı Sayın Başbakan’a sormalıyız artık, Allah ile aldatma dönemi bitti demeliyiz.” diye konuştu.

Bir yanıt yazın