Kooperatifçilik.. (Köşe yazısı 25.12.2018 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ

davutgulec@hotmail.com

Kooperatifçiliğin önemini bilmeyen yok.

Ama son yıllarda kooperatifler farklı anlaşılmaya ve tartışılmaya başlandı.

Basına, adalete, siyasilere nasıl ‘güven’ azaldı ise kooperatiflere ve yöneticilerine yönelikte ‘güven’ kaybı hızlandı.

Zaten kooperatifçilik geçmişteki gibi yapılsa, tüketen değil, üreten, kazanan, teşvik edilen, desteklenen insan sayısı da buna bağlı olarak artar.

Bugün Türkiye’nin kooperatif pazar payı yalnızca yüzde 2. Türkiye, Avrupa ülkelerinin oldukça gerisinde. Oysa bu oran Hollanda’da yüzde 83, Finlandiya’da yüzde 79, İtalya’da yüzde 55, Fransa’da ise yüzde 50.

Eskisi gibi kooperatifleri ve üretici birliklerini güçlendiremezsek, üretici ile tüketici arasında 5 kata varan fiyat farkını düşürmekte, arz-talep dengesini korumakta mümkün olmaz.

Bugün tüm Dünya tarımda örgütleniyor. Böylece üretici de tüketici de, ülkelerde kazanıyor.

Türkiye’de bu durum çok sayıda kooperatif olmasına karşın etkinlikleri sınırlı.

Önerilen ise, kooperatiflerin istenilen seviyeye gelebilmesi için kooperatifleşmenin teşvik edilmesi, kooperatiflerin mali yönden güçlendirilmesi ve desteklenmesi.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Birleşmiş Milletler’in sürdürülebilir kalkınma hedeflerinden 12’ncisinin “sorumlu tüketim ve üretim hedefi” olduğunu belirterek, kooperatiflerin halk odaklı, herkese açık ve gönüllü ortakların demokratik kontrolüyle yürütüldüğünü tekrarladı. “Kooperatifler, sürdürülebilir ve esnek toplumlar oluşturulması konusunda deneyime sahiplerdir. Tarımsal kooperatiflerin sürdürülebilir uygulamalarla ürün yetiştirmekte ve toprağın uzun ömürlü olmasını sağlamak için çalışmaktadırlar” diyen Bayraktar şunları söyledi.

“Türkiye’de, üretici birlikleri ve kooperatifler yeterince fonksiyonel değil. Kooperatifleri ve üretici birliklerini güçlendiremezsek, üretici ile tüketici arasında 5 kata varan fiyat farkını düşüremez, arz-talep dengesini koruyamayız. Tarımda örgütlenmeyi sağlarsak üretici de tüketici de kazanır.

Kooperatifler, tarım sektöründe ekonomik ve sosyal açıdan en önemli örgütlenme biçimlerinden biri. Dünyada 145 ülkede 1 milyarın üzerinde ortak ve müşteriye sahip 2,6 milyon kooperatif var.

Dünya nüfusunun yedide biri kooperatif üyesidir. Dünyada çalışan nüfusun yüzde 9,46’sı kooperatifler ve kooperatiflerin faaliyet alanlarında istihdam edilmektedir. AB ülkelerinde 250 bin kooperatif bulunmaktadır. AB nüfusunun üçte biri, 163 milyon kişi bu kooperatiflere üyedir. Yine bu kooperatifler 5,4 milyon kişiye istihdam sağlamaktadır.

Ülkemizde yaklaşık 7,5 milyon kooperatif ortağı varken bu rakam Fransa’da 26,1 milyon, Almanya’da 22,2 milyon Hollanda’da 16,9 milyon, İngiltere’de 14,9 milyon ve İtalya’da 12,6 milyona ulaşmaktadır. Dünyada en yaygın kooperatif türü ise tarım kooperatifleridir. Ülkemizde tarımsal faaliyet gösteren kooperatif sayısı 13 bin dolaylarında iken, ortak sayısı ise yaklaşık 4 milyondur.

30 bin kooperatifin üye olduğu Avrupa Birliği Tarım Kooperatifleri Birliği’nin (COGECA) yaklaşık 9 milyon çiftçi ortağı, 600 binden fazla çalışanı bulunmaktadır. 210 milyar Euro ciro yapan COGECA’ya bağlı kooperatifler genel olarak tarımsal girdilerin temininde yüzde 50’den fazla, tarımsal ürünlerin işlenmesi ve pazarlanmasında ise yüzde 60’dan fazla pazar payına sahiptir.

Kooperatiflerin ülkemizde istenilen seviyeye gelebilmesi için kooperatifleşme teşvik edilmeli, kooperatifler mali yönden güçlendirilmeli ve desteklenmeli.

Kooperatifçilik, ortak çalışma ve yardımlaşma anlamına gelen ‘imece’ usulü çalışma şekliyle kültürümüzün bir parçasıdır. Kooperatiflerin ülkemizde istenilen seviyeye gelebilmesi için kooperatifleşme teşvik edilmeli, kooperatifler mali yönden güçlendirilmeli ve desteklenmelidir.

Küçük işletmelerin çok yoğun olduğu tarımsal yapımızda ekonomik örgütlenme yetersiz kalmış, başta kooperatifler olmak üzere tarımsal örgütler arasında yeterli koordinasyon sağlanamamıştır.

Kooperatiflerde iç denetlemenin daha işlevsel bir yapıya kavuşturulması, dış denetlemenin ise bağımsız, yetkili özel şirketler tarafından yapılması önem taşımaktadır.

Kooperatifçilikte temel sorunlardan birini oluşturan eğitim eksikliğinin giderilmesi için eğitim ve Ar-Ge faaliyetlerini yürütecek bir kurumsal yapının oluşturulması gerekmektedir.

Kooperatiflerin etkin bir çalışma düzenine sahip olmayışları Türk tarımının pazarlama sorunlarının başında gelmektedir. Kooperatiflerin ekonomik örgütlenmeler olarak ürün pazarlanmasına odaklanmaları gerekmektedir.”

Öte yandan, 1953 yılında kurulan ve 65 yıldan beri varlığını devam ettiren Kayseri Pancar Kooperatifi;  Kayseri, Yozgat, Sivas ve Nevşehir illerinde Tarım Marketler ve 12 satış mağazası ile 77 bin 891 ortağına hizmet veriyor. Peki bu konuda Kayseri Pancar Kooperatifinin Yönetim Kurulu  Başkanı Hüseyin Akay ne dedi. İşte sözleri.

“Kooperatifler, “Birlikten kuvvet doğar” anlayışıyla başarıya giden yolda yardımcı, öncülük etmesi yanında toplumun ekonomik ve sosyal yönlerden kalkınmasında da önemli rol oynamaktadır. Kayseri Şeker de bir kooperatif kuruluşu olduğu için çiftçi odaklı olarak düşünüp şeker pancarı tarımının gelişimine çiftçi odaklı çözümler üretmekte. Bunu doğru şekilde başardığı için de Kayseri Şeker ile sözleşmeli pancar ekimi yapan çiftçiler üretim konusunda oldukça istekli.

Kooperatif olarak bizim en önemli gördüğümüz iş, ortaklarımızın tarımsal ihtiyaçlarını zamanında, uygun fiyatlarla ve kaliteli olarak temin etmektir. Bunun yanı sıra özellikle Pancar Kooperatiflerinin olduğu ilçelerde, piyasa fiyat dengesinin çiftçi lehine oluşmasında önemli rol almaktır. Kayseri Pancar Ekicileri Kooperatifi, faaliyet sahası olarak şeker pancarının yanı sıra hububat, nohut, yeşil mercimek, kuru fasulye, danelik mısır, ayçiçeği ve kabak çekirdeği gibi üretim çeşitliliği bakımından geniş bir alanda hizmet vermektedir.

Sosyal bir oluşum olan kooperatifçilik, dünyada ilk olarak 1816’da İngiltere’de başlamıştır. Ülkemizde ise 1863 yılında Mithat Paşa tarafından “Memleket Sandığı” adıyla kurulmuştur. Ülkenin kalkınmasında büyük bir payı olan kooperatifler, kar amacı gütmeden iş birliği ve dayanışma amacıyla kurulmuştur. Kooperatifler birlikte çalışmanın ortaya koyduğu ve birlikte yaşama ruhunu en güzel şekilde yansıtan kuruluşlardır. Üreticiler, mal üretir. Ürünlerini değeri ile satabilmek, emeklerinin karşılığını alabilmek isterler. Bunu tek başlarına başarmakta zorlanırlar. Tüketiciler ise ucuz ve kaliteli mal almak isterler. Buradaki amaç; verimli çalışmak, ortak ihtiyaçlarını karşılamak, emek ve ürünleri değerlendirmektir.”