İşçi değil, taşeron bayramı (Köşe yazısı 01.05.2015 Kayseri Star Haber Gazetesi )

DAVUT GÜLEÇ
GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ
davutgulec@hotmail.com

Zaman zaman bu iktidarı eleştiriyorum.
Bugün eleştireceğim konulardan biri de devlette taşeronlaşma.
Milli bayramlar kalmadı.
Dini bayramlar tatile dönüştü.
Akrabalık ilişkileri ticarileşti.
Kaçak elektrik kullanımı, uyuşturucu, insan ve diğer kaçakçılıklar zirveye ulaştı.
Adalete ve basına güven diplerde.
Yıllardır insanlar KPSS’ye hazırlanıp, aldığı puan ile atama beklerken, bu sınava girmeden istisnai kadrolardan kadrolaşma modası bu iktidarda tavan yaptı.
Önüne gelen şirket kurup, kamuda taşeron firmalaştı. Önce temizlik sonra ilaçlama, bakım-onarım, yol yapımı derken taşeronun girmediği bir iş kolu kalmadı.
Taşeron firmaları mafyalaştı, köşe döndü, izin paralarını, banka promosyonlarını, fazla mesai ücretlerini ve bazı diğer işçi özlük haklarını vermeyerek kısa sürede söz sahibi oldu.
Eskiden işçiler bırakın yürümeyi ‘Yürüyeceğiz, işi bırakacağız’ dediğinde iktidarlar korku, panik, endişe yaşardı.
Şimdi, yürüyecek doğru dürüst ne sendikalı işçi kaldı ne de sendikasız işçi. Memur sendikalarının çoğu zaten tiyatro oyununda. İktidara yakın olanlar ise, tepkisiz, sessiz, sadece iyi bir kadrolaşma derdinde.
Böyle bir ortamda bugün Dünya 1 Mayıs işçi Bayramı olarak kutlanıyor.
1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı, işçi ve emekçiler tarafından dünya çapında kutlanan, birlik, dayanışma ve haksızlıklarla mücadele günü. Dünya üzerindeki pek çok ülkede, resmî tatil olarak kabul ediliyor. Türkiye’de ilk kez 1923’te resmî olarak kutlandı. 2008 Nisan’ında, “Emek ve Dayanışma Günü” olarak kutlanması kabul edildi. 22 Nisan 2009 tarihinde TBMM’de kabul edilen yasa ile 1 Mayıs resmi tatil oldu.
Peki bu bayramın tarihçesi nasıl?
İlk kez 1856’da Avustralya’nın Melbourne kentinde taş ve inşaat işçileri, günde sekiz saatlik iş günü için Melbourne Üniversitesi’nden Parlamento Evi’ne kadar bir yürüyüş düzenledi.
1 Mayıs 1886’da Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu önderliğinde işçiler günde 12 saat, haftada 6 gün olan çalışma takvimine karşı, günlük 8 saatlik çalışma talebiyle iş bıraktı. Şikago’da yapılan gösterilere yarım milyon işçi katıldı. Luizvil’de (Kentaki) 6 binden fazla siyah ve beyaz işçi, birlikte yürüdü. O dönemde Luizvil’deki parklar, siyahlara kapalıydı. İşçiler, sokaklarda yürüdükten sonra hep birlikte Ulusal Park’a girdi. Her eyalet ve kentte, siyah ve beyaz işçilerin birlikte yaptığı gösteriler, gazeteler tarafından, ‘Böylece ön yargı duvarı yıkılmış oldu’ şeklinde yorumlandı..
Bu gösteriler 1 Mayıs’ı izleyen günlerde tüm harareti ile devam etti ve 4 Mayıs’ta kanlı Haymarket Olayı’na yol açtı. Uygulanan yasal baskılarla bu gösterinin tekrarlanması engellendi. 14 Temmuz-21 Temmuz 1889’da toplanan İkinci Enternasyonal’de Fransız bir işçi temsilcisinin önerisiyle 1 Mayıs gününün tüm dünyada “Birlik, mücadele ve dayanışma günü ” olarak kutlanmasına karar verildi. Böylece ikinci gösteri 1890 yılında yapılabildi.
Zamanla 8 saatlik işgünü birçok ülkede resmen kabul edildi. 1 Mayıs böylece işçilerin birlik ve dayanışmasını yansıtan bir bayram niteliğini kazandı. Günümüzde sosyalist ülkelerde (Çin Halk Cumhuriyeti, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti, Vietnam, Laos, Küba, Venezuela, Nepal, Bolivya) ve daha birçok ülkede tatil günü olan 1 Mayıs’ı işçiler büyük kitle gösterileriyle kutlar; bazı ülkelerde 1 Mayıs siyasal bir eylem biçimini de alıyor.
Türkiye’deki kanlı 1 Mayıs 1977 Taksim İşçi Bayramında, 34 kişi hayatını kaybetti, 136 kişi yaralandı. 28 kişi ezilme ya da boğulma, 5 kişi vurulma, 1 kişi de panzer altında kalarak yaşamını yitirdi. Ölenlerin çoğu Kazancı Yokuşu’nun başında, park edilmiş kamyon yüzünden sıkışarak öldü.. 470 kişi göz altına alındı ama hiçbirinin olayla ilgisi kurulamadı. Ateşi kimin açtığı tam olarak belirlenemedi. Olay halen aydınlatılamadı. Sular idaresinin çatısından ve otel odalarından ateş açanlar sır.
Bugün Dünyada 1 Mayıs belki işçi bayramı olarak kutlanır ama Türkiye’de, işçinin yerini taşeron aldığı için bu bayram olsa olsa ‘taşeron bayramı’ olur.
Zaten onlar içinde, gösterilere katılamayacakları için, bayram değil, siyasilerin verdiği ‘kadro sözü’ için uzaktan dua etme günü olsa gerek.
Zaten günümüz Türkiye’sinde boşa tartışılmıyor.
Kanun devleti mi olacağız yoksa hukuk devleti mi?
Yine de Dünya işçi bayramınız kutlu olsun.