İntihar, nedenleri, önlemler…(Köşe yazısı 22.06.2016 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ

davutgulec@hotmail.com

Evet son yıllarda, çeşitli nedenler ve şekillerde yaşamlarına son verenlerin sayısı giderek artıyor.

Peki bunlar önlenebilir mi? Önce Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Kayseri Bölge Müdürlüğünden alınan verilere bir bakalım.

Türkiye’ de ölümle sonuçlanan intihar sayısı 2014 yılında 3 bin 169  iken 2015 yılında %1,3  artarak 3 bin 211 kişi oldu. İntihar edenlerin %72,7’si erkek, %27,3’ü kadın. Kaba intihar hızı yüz binde 4,11.

Kaba intihar hızı en yüksek yüz binde 9,17 ile Kars. Bunu binde 8 ile Ardahan ve  7,05 ile Karaman izledi. En düşük il yüz binde 1,10 ile Çankırı, 1,21 ile Rize ve 1,54 ile Kilis.

Kayseri’de ölümle sonuçlanan intihar sayısı geçen yıl 55. İntihar edenlerin %58,2’si erkek, %41,8’i kadın. Kaba intihar hızı ise yüz binde 5,12’den 4,13’e düştü. Geçen yıl Sivas’taki intihar sayısı 23, Yozgat’ta ise 14 olarak saptandı.

İntiharı ‘İnsanın kendi hayatına son vermesi’ olarak tanımlayan Psikiyatrist İsmail Gökşen,  en sık intihar nedeninin depresyon olmakla birlikte, intihar eden ya da intihar teşebbüsünde bulunanların %90’ ında o sırada psikiyatrik bir bozukluk olduğunu, en az yarısına henüz tanı konmamış olmasına dikkat çekti. Psikiyatrist İsmail Gökşen ile, intihar, nedenleri ve önlemler üzerine konuştum.

İntiharların en sık görüldüğü yaş grubu 18 ila 24 yaşlar. Kadınlar erkeklere oranla 3 kat daha fazla intihar girişiminde bulunuyor. Ancak ölümle sonlanan intiharlar erkeklerde 4 kat fazla.

Yalnız yaşayan, ayrılmış, boşanmış, sınırda kişilik bozukluğu ve antisosyal kişilik bozukluğu görülenlerde, kronik fiziksel hastalığı bulunanlarda ve 65 yaş üzerinde intihar oranları daha çok. İntihar nedenleri arasında, şizofrenide risk 10 kat, alkol ve madde bağımlılığında 3-4 kat yüksek.

Bu arada çocuklarda intihar oranları giderek artıyor. Ebeveynlerini kaybetme, kötü muameleye maruz kalma, depresyon, antisosyal davranış ve yüksek itkisellik çocukları intihara yöneltiyor.

15-24 yaş arasındaki ergen ve genç yetişkinlerde intihar, günümüzde en büyük sorunlardan biri. Son 50 yılda bu grupta görülen intihar oranları 4-5 kat arttı. Bu girişimlerin çoğunda ölüm oranı düşük de olsa kesinlikle ciddiye alınmalı. Çünkü vazgeçenlerin yaklaşık %30’ u daha sonra bunu ölümle noktalıyor.

Duygudurum bozukluklarında kontrolsüz antidepresan ilaç kullanımı, davranım bozukluğu, madde kullanımı ve alkol kullanımı ergenlerde en büyük intihar nedeni. Kaygı düzeyinin yüksek olduğu ergenlik döneminde, medyadaki uygunsuz örneklerle taklit ve özenti intihar riskini çoğaltıyor.

İntiharların önlenmesinde ebeveynlere ve öğretmenlere büyük sorumluluk düşüyor. Ergenin duygu durumunda ve davranışlarında belirgin bir değişiklik olası bir intihar girişiminin habercisi. Kişisel bakımına önem vermemeye başlayan, içine kapanan, daha önce sergilemediği tarzda itkisel ve umursamaz davranan bir ergen kendine zarar verebilir. Ölüm ya da intiharla ilgili yazı, şiir ve şarkı sözleri her zaman ciddiye alınmalı. Derslere olan ani ilgi yitimi ve notlarında ani bir düşüş uyarıcı işaretlerden. Ergen intiharlarında anne babanın beklentilerini karşılayamama, romantik bir ilişkinin yıkılması, ebeveyn ayrılığı, ebeveyn ölümü önemli intihar nedenleri arasında.

İtkisel, saldırgan ve kötümser kişilik özellikleri intihar risk kaynağı. Yaşamın anlamının yitirilmesi ve geleceğe dair umutsuzluk intiharı tek çıkış yolu haline getirebilir. İntihar nedenlerinde ilk sırayı alan psikiyatrik bozukluk olan majör depresyonda tabloya eklenen panik atak, uykusuzluk, sanrılar ve alkol kullanımında intihar riski çok yüksek.

Kişisel stres yaşanan dönemlerde başka insanlarla birliktelik ve özdeşleşme yoksa intihar gündemde demektir. Evli ve çocuk sahibi olanlarda intihar oranlarının düşüklüğü buna dayanak olarak gösterilir. Güçlü grup bağlarının bulunmadığı, belirsizlik ve sosyal düzensizlik ortamları intiharı sıklaştırabilir.

Halk arasındaki en yaygın yanlış inanç, hayatına son verme tehdidinde bulunanların bu eyleme girişmeyeceği. Araştırmalar bunun tersini gösteriyor. İntihar edenlerin yarısı bu niyetini açıkça söylüyor.  %30’ dan fazlası intihardan birkaç ay önce ölüm ve ölmekten söz ederken niyetini arkadaş ya da aile üyelerine iletiyor. İntihar edenlerin sadece %20’ sinin önceden bir psikiyatriste gittiği saptanmış.

İntihar önlenebilir mi? İntiharı önlemek son derece zor. Depresyonda veya başka bir psikiyatrik bozukluk nedeniyle intihar düşüncesinde olan birinin düşünceleri sınırlı ve akıl dışı ve yardım etkilemez.

Antidepresan, anksiyolitik ve duygudurum dengeleyici ilaçların yanısıra intihara yönelik bilişsel davranışçı terapi yararlı. Bilişsel davranışçı terapi daha sonraki intihar girişimlerini önlemede yararlı.

Gelişmiş ülkelerde intiharı önleme programları çerçevesinde yüksek intihar riski taşıyan gruplarda sosyal ve kişiler arası etkinlikler düzenlenerek yalnızlık, yalıtılmışlık, sevilmeme, hayatın anlamsızlığı gibi duygularla mücadele edilmeye çalışılmaktadır. İntihara eğilimli davranışların önemli bir bölümünün dolaylı bir iletişim yolu olduğu bilinmeli, gerek ruh sağlığı uzmanları gerekse diğer bireyler intiharı önlemede üzerlerine düşen sorumluluğu almalıdır.