Hayvan hakları ve toplum güvenliği (2) (Köşe yazısı 16.01.2019 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ

davutgulec@hotmail.com

Dünki yazı aynen şöyle bitmişti.

Sonuç olarak: Hayvan hakları ve toplum güvenliği arasındaki hassas denge çok dikkatle izlenmelidir. Sahipsiz hayvan olmaması için daha önce belirttiğimiz adımlar önemlidir.

Peki bu adımları ilgili kişi ve kurumlar tam yerine getiriyor mu?

Vatandaş bu konuda yeterince bilinçli mi?

Alınan önlemler gündemi kurtarmaya yönelik mi yoksa kalıcı mı?

Eğer kalıcı ise Kayseri’nin Hacılar ilçesinde 14 yaşındaki M.Ö. nün  köpek sürüsü saldırısı sonucu yaşamını yitirmesi neden?

Ankara Yenimahalle’de 25 kadar köpeğin üniversiteliye, Kırşehir’de anne ve kızına köpeğin, İzmir’de yaşlı adama, Silivri’de sokakta yürüyen gence, Gaziantep’te bir çocuğa, Tekirdağ’da parkta oynayan 12 yaşındaki İdil’e köpeğin saldırısı neden? Üstelik İdil’in yüzüne 52 dikiş atıldı. 4 köpeğin Bursa da küçük çocuğa dehşeti. Köpek saldırısına uğrayan çocuğa doku nakli yapılması olayları geçen yıldan kalanlar.

Ankara da her gün Batıkent te 2 köpek saldırısı oluyor. Kayseri’de belki de daha çok ama saklanıyor.

Ben geçtiğimiz günlerde de yazdım ve gündeme getirdim. Türkiye’nin örnek hastanesi gösterilen Kayseri Şehir Hastanesi’nin acil önü geceleri aç ve soğuktan etkilenen başıboş abartmasız 30-40 köpeğin barınma yerine dönmüş. Hasta getiren her araca saldırıyorlar. Hasta ve yakınları korkuyor.

Peki açıldığı günden bu güne hiç mi gündeme gelmedi? Hiçbir yönetici görmedi mi? İlgili makamlara bildirilmedi mi? Peki bu ilgili makamlar bu başıboş köpeklerle ilgili ne yaptı? Hiç bir şey. Yapmış olsalar o kadar başıboş köpek orada çoğalır mı?

Peki bunun çözümü nasıl olacak?

Adli Bilimciler Derneği, Adli Veteriner, hekimler komisyonu Başkanı Prof.Dr. Gültekin Yıldız, Adli Bilimciler Başkanı Prof.Dr. İ. Hamit Hancı, Veteriner hekimler komisyon üyeleri Prof.Dr. Emine Ümran Bozkurt ve Doç.Dr. Gülsüm Eren ‘Hayvan hakları ve toplum güvenliği’ konusunda geçen yıl gündeme getirdikleri öneri ve değerlendirme aynen şöyle.

Son günlerde masum hayvanlara yönelik şiddet olayları kamuoyuna da yansıyarak toplumumuzda büyük bir üzüntü ve tepkiye neden olmuştur. Ülkemizde birlikte yaşadığımız, hayatımızı, renklendiren ve kolaylaştıran hayvanların rahat ve güvenli bir yaşam sürmeleri, tehlikelerden korunmaları, insanlarla birlikte sağlıklı yaşamalarının sağlanabilmesi amacıyla yapılması gereken düzenlemeler ile ilgili görüşlerimizi kamuoyuna arz ederiz.

Hayvanları Koruma Kanunu olarak da bilinen 5199 sayılı kanunun amaçları doğrultusunda ve hayvanların korunmasına ve rahat yaşamalarına ilişkin temel ilkeler çerçevesinde aşağıda sıralanan tedbirlerin alınması ve değişikliklerin yapılması gerekmektedir:

“Hayvanları Koruma Kanunu”nun adının “Hayvan Hakları Kanunu” olarak değiştirilmesi;

Adı geçen kanunun içeriğine uygun olarak sahipli ve sahipsiz tüm hayvanların takiplerini mümkün kılan ve kimlik, sağlık ve sahip bilgilerini içeren mikroçip takılmasının zorunlu hale getirilmesi;

Mikroçip takılması ve izlenme ile ilgili altyapının ilgili bakanlık aracılığıyla oluşturulması ve yetkili Veteriner İşleri Müdürlükleri tarafından yürütülmesi,

Hayvan sahipleri başta olmak üzere insanların sahipli ve sahipsiz hayvanlara karşı davranışlarının, hayvanların bakım ve beslenmelerinin nasıl olması gerektiği konularında temel düzeyde eğitimler verilmesi (belediye, okul, üniversitelerde, veteriner muayenehanelerinde olabilir)

Sahipli hayvanlara temel itaat eğitimlerinin verilmesi;

Çoğaltılması sağlık vb nedenlerle uygun olmayan hayvanların üremelerinin kontrol altına alınması için gerekli tedbirlerin alınması ve halkın bu konuda bilinçlendirilmesi;

Sahipsiz hayvanların sahiplendirilmesi;

Hayvan Refahı konusunda bir mevzuat oluşturulması;

Ülke çapında hayvan haklarının korunması için yetkili bir referans birimi (merkezi, komitesi, federasyonu oluşturulması)

Mevcut Hayvanları Koruma Kanunu’nda belirtilmiş, bu kanun hükümlerine aykırı davrananlara verilecek cezalar ile ilgili yeniden bir düzenleme yapılarak verilecek cezaların ağırlaştırılması,

Ülkemizin sahip olduğu başta hayvan varlığı olmak üzere maddi değerlerin korunması yanında sahip olduğumuz insani, tarihsel ve kültürel mirasın korunması için de zaruret arz etmektedir.