Gördüklerim…(Köşe yazısı 23.01.2019 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ

davutgulec@hotmail.com

Evet  arada şehir yaşamında gördüğüm  güzellik ve eleştirel konuları yazıyorum. Bugünde onlardan bazılarını sizlere iletmekte kararlıyım.

Bir ara Ulaşım A.Ş.’ye yönelik bazı sert eleştirilerim oldu. Bugün öyle yapmayacağım. Çünki gerçekten herkesin alkışlayacağı bir hizmete imza attı. Üniversitenin ilgili bölümlerinden mezun olan, yaşlı, engelli ve yardıma muhtaçların tramvaya inip-binmelerinde yardımcı olacak ‘engelleri kaldıralım’ ekibi kurmuş. Hem konularında eğitimli hem de sempatik bu ekibin yardımları takdir görüyor. Yalan değil,bende takdir ettim.

***

Yine ulaşım A.Ş.’nin tramvay duraklarında araçların geliş-gidiş saatlerini gösteren panolarda ‘test’ aşamasında olsa da güzel. Medeni hizmetleri medeni şekilde ‘göstermelik’ olmadan almak gerek. Bazıları şimdiden arızalı. Umarım, sökülenler gibi kısa sürede kullanılmaz hale gelmez.

***

Tüm Türkiye’de ve özellikle Melikgazi bölgesinde, sinyalizasyon ışıklarının  direklerinin üzerine ‘lütfen sigara izmariti atmayın’ uyarısı yapılmıştı. Bu uyarılar ciddiye alındı mı? Kesinlikle alınmadı. Bu nedenle ‘dinimiz temizlik imandan gelir’ diye emretse de, sigara zıkkımlanan genci yaşlısı, kadını erkeği herkes, ister araçta ister yaya olsun zıkkımlandığı sigaranın izmaritini  yollara atıyor. Birde buna ağızlarından çekirdeği eksik etmeyen, elindeki kağıtları parçalayarak saçanlar var. Sorduğunda, söylediğinde ise çoğu ‘haklısın’ diyor bazıları da ‘sanane’ diyor.

Ayrıca , buna birde özellikle toplu ulaşım araçlarına inip binerken, çoğu orta yaş üzeri ya da askerlik çağındaki  gençlerin yerlere balgam tükürmeleri. Bunu yaparken de insanların gözüne bakmaları.

Bu ahlaksızlıktan ve kirlilikten artık kurtulmalıyız.

***

Trafikte geçiş üstünlüğü olan araçlar için ‘fermuar yöntemi’ hayata geçirildi. Bu konuda İzmir gerçekten örnek oldu. Kayseri’ye gelince, ambulansların en çok hasta getirip-götürdüğü  Ankara-Sivas-Malatya-Niğde yollarında  bunu bilen ve takan pek yok. Sadece ‘artistlik olsun’ diye yol açmak yerine ‘bende bir an önce gideyim diye ‘dıt dıt-dot dot’ korna çalan ahlaksızlar çoğunlukta. Birde ambulanslar geçerken beraberinde geçen 10-20-30 araç var. İyi de biz böylesi bir uyaptanda ne zaman kurtulacağız?

***

Trafikte ‘dur-kalk’ yapılan, sinyalizasyon sistemi enflasyonu yaşanan Büyükşehirlerin başında, nüfusa oranla kıyasta herhalde Kayseri gelir. İster hastane, İstasyon caddesini ele alın isterse Mimarsinan kavşağı-Gesi yol kavşağı arasını alın. Ya da çok övündükleri bat-çık yapılan köprülerin  altlarına bakın. Birde mesai saati başlangıç ve bitiş saatlerinde o köprülerin üzerindeki oluşan kuyruğa dikkat edin. Bu nasıl övünmekse? Bu nasıl ‘örnek-model hizmet’ ise, kimse anlayamadı.

***

Mahalli seçimlerle ilgili süre kısalıyor. Herkesin ağzında aynı dilek. ‘Huzur içinde, çatışmasız, kardeşçe, barış içinde’ olması. Ama, süre kısaldıkça konuşma üslupları, itiraflar,iftiralar, hakaretlerde artmaya başladı. Bu, sandığa gittiğimiz güne kadar daha da artacak gibi. Keşke, medeni ülkelerde olduğu gibi, liderler, adaylar karma olarak  televizyon, radyo, halka açık karma toplantılar, açık oturumlar ile projelerini, iddialarını anlatsalar.

Çok eleştirdiğimiz rahmetli kurt politikacılar Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Alpaslan Türkeş, Necmettin Erbakan gibi siyasiler ile bunları ekranlara taşıyan halkın gerçek sesi gazetecileri özledik. Şu günlerde tv, radyo, gazeteleri okuyup dinlerken, TRT’nin ilk günki ‘tek kanal’ dönemi aklıma geliyor. Ama o günler insanlar hem zevk alıyordu hem de heyecanla bekliyordu. Şimdi ‘yalan rüzgarı’nı niye dinleyim diye pembe dizilerle zaman öldürüyor.

***

Birilerinin makam, mevki, koltuk hırsından kaybeden ülke ve şehirler oluyor. Projeler değil ‘günlük suni konular’ konuşuluyor. Ortada yatırım yok, çoğu diplomalı işsizliğe çözüm yok, pahalılığa ve fırsatçılığa karşı ciddi önlem yok, vatandaşın rahatsız olduğu, ‘işkence’ gördüğü konvoylara, takım elbiseli ordu ile gezme huyundan vazgeçme yok, eleştiriye tahammülde yok. Zaten seçilenler içinde halkı tam anlayan da yok. Atananlarda ‘temsil’ görevini yapıyor.

Sonuç mu, ağlayan-sızlayan ‘mutsuz çoğunluk’, ‘hayallerini’ anlatan ‘mutlu azınlık.

***

Her seçim döneminde ‘oy’ uğruna verilen tavizleri bazı fırsatçılar çok iyi kullanıyor. ‘Hoca’ misali vatandaşta ‘örnek’ alıp izinde yürüyor. Her türlü barış, af ‘namuslu vatandaşa ceza’ olarak dönüyor. Ama o ‘onurlu-gururlu-asil vatandaş’ kendisine bu cezayı veren ve bunu layık görenlere hakkını helal etmiyor.

***

Türkiye’nin bir çok Büyükşehir’inde , ilinde su, elektrik, ulaşım, ekmek gibi ücretlerde ciddi indirimler yapıldı ve projeler üretildi. Kayseri’de ise  halen ne indirim var ne projesi. ‘afişli, kitapçık’ anlatımları ile günü kurtaran ‘klasik evladiyelik’ yatırımlarla övünülüyor. Bunları tanıtırken de şehrin her yerine dikilen billboardlar, eski terminalin çevresindeki afişler gibi hiç te güzel olmayan kirlilikler ‘homurtuları’ ve tepkileri artırıyor.  Zeynel Abidin türbesi arkasında ki ‘ucube’ye tepkileri yazmaktan ben utanır oldum. Ama duyan, ciddiye alan var mı bilmiyorum. Yansımaları elbette sandığa yansıyacak.

***

Bir de, yollara döşenen bazı taşlar Erciyes’teki kayakçıları kıskandırıyor. Hastanelerin ortapedi servisleri kırık-çıkıklarla doldu. Yere serilen kar halıları da işe yaramıyor. Adam gibi hizmet yapılmayınca her yıl aynı rezalet tekrarlanıyor. Kayseri artık eskisi gibi ‘övünecek’ kaliteli hizmetleri, yatırımları, şehri savunacak, masaya vurduğunda ses getirecek politikacıları, bürokratları bekliyor.

Yalan mı?