Gördüklerim-duyduklarım.. (Köşe yazısı 04.07.2019 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ

davutgulec@hotmail.com

Seçim öncesi siyasilerin gezip, tozmalarına, ‘oy dilenmelerine’ alışan seçmen ve vatandaşlar, şu günlerde ‘şimdi neredesiniz?’ diye soruyor.

***

Aynı şekilde ‘bir işe yaramıyor’ dediği TBMM’ndeki milletvekillerine ödenen maaşlar ve yapılan harcamalara da ‘ülkeye zarar’ olarak konuşuyor. Hele hele seçim bölgelerinde arada bir görünen  ‘kayıp milletvekilleri’ denilen bazılarına tepkiler o kadar yoğun ki anlatamam.

***

Eskiden bu şehirde Havalimanı, çevreyolu, demiryolu gibi büyük yatırımların konuşulduğuna dikkat çeken seçmen ‘şimdi, klasik belediye hizmetlerini ‘örnek-model’ hizmet olarak tanıtıp bizimle alay ediyorlar’ diyor.

***

Son açıklanan  ‘ekonomik paket’ten sonra yatırımların 20121’e kadar durdurulmasından sonra Kayseri’nin bir kez cezalandırıldığına inanan seçmen ‘ilk seçimde bunun karşılığı sandıkta verilecek’ diye kendi kendini kuruyor.

***

Seçim öncesi dağıtılan ‘keyif çayı’nın parasının, seçim yenilgisinin diğer acısının ise yapılan zamlar ile çıkartıldığı ve ‘keyfimizi kaçırmak için yapılan intikam zamları’ görüşünde.

***

Benimde annem dahil olmak üzere yaşlı, yatalak, ameliyat edilemeyecek kadar kemik erimesi hızlı hastalar için verilen ve farkı bile devlet katkısını geçen ‘hasta bezi’ SGK’nun ramazan bayramı sonrası yeni genelgesi ile verilmez oldu. Yatalak hastalar iyice perişan edildi.

***

Suriyelilere tepkiler daha da yoğunlaştı. Her kirli işin ve olumsuzluğun altından çıkan Suriyeliler şimdide birbirlerini ‘tüp bebek yapılıyor ama Devletin hastanelerinden büyük fark isteniyor’ diyerek dolandırmaya başlamış. Yardım amaçlı verilen ekmekleri, kömürleri, ilaçları bile satan Suriyeliler başımıza bela oldu.

***

Bazen tramvaylar, ulaşımdaki aksamalar ile ilgili olumsuzlukları yazdım. Şimdi tramvay hatlarında görevli güvenlik görevlileri ve diğer personelin ister nöbet yerlerinde isterse tramvaya binip inerken lakayıt davranışları vatandaşların ağızlarına sakız oldu.

***

Toplu ulaşım derken, sınav günleri ulaşımdaki yetersizlik öğrencileri ve görevlileri zor durumda bırakıyor. Sınav günleri en iyi alınan önlem trafik polisinin yaptığı ve aldığı önlem.

***

Bende, ulaşımdaki 80 dakika yeniden gözden geçirilmeli. Reklamı yapılan, anlatılan bu hizmette ciddi aksamalar var. Meydandaki Fakülte aktarma duraklarına gelen vatandaşlar resmen perişanları oynuyor.

***

Toplu ulaşımda istendiği kadar ‘yaşlılara, çocuklu ailelere, büyüklere yer verin’ anonsu yapılsın. Saygısızlık almış başını gidiyor. ‘Üç maymunu’ oynayan utanmazlar, yanlarına oturttukları bebekleri, çocukları kaldırtmayıp, tepkilere de karşılık vermekten kaçınmıyorlar.

***

Eskiden semt pazarları kapanırken, yabancılar, kaçaklar, azınlıklar atıkları toplardı. Şimdilerde, işsiz, geliri düşük, çocuk okutan aileler hava karardı mı Pazar yerlerine çuvallar ile gelip, atılanların arasından işe yarayanları topluyor. Tabi bunu görecek ‘atanmış-seçilmiş’ lazım. Ortada yoklar.

***

Çoğu mahallede yapılan ‘göstermelik’ yürüyüş yolları geceleri karanlıktan yürünmez halde. Yağışlarla bozulan bu yollarda ivedi ışıklandırma ve yeniden düzeltmeler yapılmalı. Yürüyüş yolları Alpaslan mahallesindeki ya da lüks mahallelerdeki, varlıklı ailelerin oturdukları yerlerdeki gibi isteniyor.

***

Mahallelerdeki çocuk parkları ve oturma guruplarına gelince. Vatandaş bilinçsiz, eğitimsiz, çoğu cahil. Ya çocukları ya da kendileri hem oyun gruplarına hem de çevreye zarar veriyor. Hele hele o oturma gruplarına oturanlar, yanlarında getirdikleri çekirdek, kuruyemiş, meyve-sebze ile çevreyi kirletmiyor mu ne diyeyim. Giyimlerine bakarsan ’temizlik imandan’ geliyor.

***

Okulların bahçe duvarları güya dış etkenlerden örülen saclarla önlendi. Bir yıldır, gençlerin, aşıkların sprey boya ile aşklarını ilan etme, sloganlarını yazma yerine döndü. Yaz-boz tahtası bu saclar silinse de tekrar tekrar dolup, tekrar siliniyor.

***

Şu günlerde ‘Almancı’ denilen gurbetçilerin Türkiye’ye gelişleri hızlandı. Onların en çok eleştirdiği konu ise ‘engelsiz şehirler’ çoğalırken Kayseri’nin bariyerler, bordürler, demirler, çiçeklikler, dubalar ile ‘tam bir engelli şehir’ haline getirildiği.

***

Ben arada bir bu tip duyduğum, gördüğüm, konuşulanları yazmaya devam edeceğim. Gerisi, şehri yönetenlere kalmış. Bu yazı benim içinde, onlar içinde tarihe geçen not.