Gereğini yapın artık..(Köşe yazısı 02.05.2019 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ

davutgulec@hotmail.com

Halen konumları ‘mülteci mi, sığınmacı mı, misafir mi?’ olduğu tam bilinmiyor.

Ama geldikleri günden bu güne onlarla ilgili sorunlar bir türlü bitmiyor.

Gençliğimizden beri dedelerimizden, büyüklerimizden en çok dinlediğimiz, Türkiye Cumhuriyeti kurulurken Ortadoğu’da yaşananlar, Suriye bataklığı, terör örgütleri kampları, dış güçlerin Türkiye üzerine oyunları bir türlü bitmek bilmiyor.

Türkiye insani yardım ve misafirperverlikte Dünyaya örnek ama en çok istismar edilen, bu konuda bile ciddi sorunlar yaşayan bir ülke.

***

Bunun en son örneği Suriyeliler, Doğu Türkistanlılar ve diğerleri.

Otuz Ağustos mahallesindeki Devlet lojmanlarına yerleştirilen ve birkaç kez çıkartılmak istenen azınlık grup bir türlü çıkartılamıyor. Yaşantıları, kültürleri, beslenmeleri, giyimleri ile bizlere uyum sağlayamıyor. Suriyeliler gibi hızlı çoğalmak adına adeta birbirleri ile yarışıyor. Yapılan operasyonlar, bedava yaşam kültürü onlarda da oluştu. Sürekli ‘yardım edin’ edebiyatı ile gidiyorlar. Lojmanların bahçesi ayrı bir merkez haline dönüştü. Bu konuda artık kesin ve kalıcı bir adım atılmalı. Bir gün Devletlerarası ciddi bir sorun haline gelinirse bu kez kimse suçlu aramasın.

***

Yıl 2011.

Suriye krizinden sonra bu ülkeden Türkiye’ye göçler başladı.

2012’de bu gruplardan 90 aile otobüsler ile Kayseri’ye getirildi.

Bugün Kayseri’deki bilinen ve kayıt altındaki Suriyeli sayısı 80 binin, diğerleri ile 85 binin üzerinde.

Yani şehirde yaşayan neredeyse her 15 kişiden biri yabancı.

Kayıt altında olmayan düzensiz göçmenlerle bu rakamlar mide bulandırıyor.

Çünki, sokaklar, park, bahçeler, AVM’ler, rahatsızlık veren bu insanlarla doldu.

Üreten, esnaflık yapan, ülke ekonomisine katkıda bulunanlara kimse bir şey demiyor.

Yaşantıları, yaptıkları, çocuk sayıları, yapılan yardımlar ile tepki çekiyorlar.

Ama ‘siyasi şov’ uğruna ‘suni gündem’ ile bunlar gözardı ediliyor.

Sonuç mu, bağıra bağıra gelen tehlike.

***

Hiç unutmuyorum.

Suriyelilerin Türkiye’ye ilk gelmeye başladığı günlerde Kayseri’de bu konuda ciddi bir toplantı yapılmıştı.

Toplantıda, kurumların müdürleri, Büyükşehir temsilcisi Vali Orhan Düzgün başkanlığında toplanmıştı.

Toplantıda işi bilenler ‘Suriyeli ya da diğer azınlıklar  Kayseri’ye kabul edilmesin. Eğer kabul edilecekse Güneşli ya da İncesu’daki eski peşmerge kampları gibi şehir merkezinden uzak bölgelerde kamplar oluşturulsun, hepsi kayıt ve kontrol altında tutulsun. Ya da Suriye-Türkiye sınırında güvenli bölgeler oluşturulsun. Buraya yerleştirilen Suriyeliler için her il için, ihtiyaçların karşılanması amacıyla bölüştürme yapılsın.  Örneğin Kayseri’ye düşen 20-50 bin Suriyeli Kayseri’ye getirilmeden Kayseri o kamplardakinin ihtiyacını karşılasın’ demişti.

Ayrıca, aynı toplantıya katılanlardan bir ‘bürokrat komisyon’ oluşturularak Gaziantep ve Şanlıurfa’daki geçici kamplar için aynen yurtdışı görevler gibi geçici görevlendirilmişti. Amaç, oradaki kampların yönetimi, ihtiyaçların karşılanması, sorunlar, beklentiler, öneriler, Afad ile işbirliği, Türkiye’ye dağılım yapılmadan bu güvenli bölgelerde geçici tutulmalarının sağlanması, GBT’lerinin tam incelenmesiydi.

Bu konuda Kayseri kararlı kaldı, merkezi yönetimin  ‘biz açık kapı çalışıyoruz. Serbest dolaşım kararı aldık’ gibi popülist siyasi kararı ve yanlışı ile bugün ki sorunların temeli atıldı.

***

Sonuçta, üretimden uzak, tüketim ve dilenci kültürü yaşayan, çocuk yarışında olan, hazırcı-kolaycı bu kişilere verilen tavizlerde çiviyi çıkardı.

Başta güvenlik, huzursuzluk, karıştıkları suç ve olaylar, halk arasında endişe, korku, panik yaşatıyor.

Zeytindalı ve Afrin harekatı ile Türkiye sınırında tampon güvenli bölge oluşturuldu. Şimdi çocuk yarışında, bizim askerlerin yaşındaki Suriyeliler il il bu bölgelere taşınmalı. Belli bir süre şimdiki gibi ihtiyaçları Türkiye tarafından karşılanması, sonra ülkelerinde yaşamlarının devamı sağlanmalı.

Kesinlikle kimlik verilmemeli.  Hastanelerden artık ücretsiz yararlanmamalı. Vergisiz işyeri açmamalı. Destek ve teşvikler, tavizler sona erdirilmeli.

Halk arasında kayıt altındaki ya da düzensiz kaçaklar için herkesin ortak görüşü ‘Bunların uyuyan birer hücre elemanı olmaları. Halen ülkelerindeki örgütlerle bağlantılı oldukları.

Ayrıca, bunların Türkiye’nin tüm illerinde böyle dağınık kalmaları ile, dış güçlerin Türkiye’nin elini zayıflatacağı, oyunlarına daha iyi devam edeceği.

Türkiye’nin dış güçlerin oyunlarına karşı, artık ivedi bu kişilere karşı ciddi yaptırımlara başlayıp, ülkelerine göndermek için kararlı adım atmasının zamanı geldi de geçiyor.

Her seçim öncesi gündemde kalan Suriyeliler konusunun çözümlenmemesi, mevcut iktidarın da iyice kuyusunu kazıyor ve onları içten içe tüketiyor.

Bu ülkenin, Devletin, milletin sevdalısı olarak içimden gelenleri, önerileri, beklentileri yazdım.

Çünki bizim gideceğimiz, kaçacağımız bir başka Türkiye yok.

Öyle gelenler gibi yeni bir kimlik arayışına da girmeyiz.

Övündüğümüz, Devletimiz, milletimiz, kimliğimiz, bu emanet topraklar bize yeterde artar.