Sağlık haberleri.. (10.01.2019)

Fonksiyonel tıp bir yönüyle de koruyucu hekimlik tıbbıdır. Hastalığın ortaya çıkmasını beklemeden, hastalığa neden olabilecek fonksiyonel bozuklukları ileri laboratuvar testleri ile ölçümleyerek kişiye özel programlar ile önlem alır ve fonksiyonel bozuklukları ciddi bir hastalığa dönüşmeden düzeltir. Bu bağlamda kendi sağlığının ne durumda olduğunu metabolik ve genetik olarak zayıf halkalarının ne olduğunu bilmek isteyenler de fonksiyonel tıbba başvurmaktadırlar.

Doç. Dr. Mehmet Mahir Atasoy’un kurduğu Fonksiyonel Tıp Eğitim Platformu, fonksiyonel tıp yaklaşımını öğrenmek isteyen hekimlere, diyetisyenlere ve fonksiyonel tıp sağlık koçu olmak isteyenlere yönelik programları ile çok önemli bir misyona hizmet ediyor. Bu programlar hakkında detaylı bilgi için https://fonksiyoneltipegitimi.com/ web sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Fonksiyonel tıp günden güne artan kronik hastalıklar ile mücadelede tek çare gibi duruyor. 2011 yılındaki Dünya Ekonomik Forumu yaptığı açıklamada: 2030 yılına kadar kronik inflamatuar hastalıkların dünyaya maliyeti 47 trilyon dolar olacak.

Bu ekonomik ve sosyolojik yükü kaldırabilecek hiçbir ülke yok. Sürüdürülebilir çevre politikaları gibi sürdürülebilir bir sağlık politikası içinde tek çare fonksiyonel tıp bakış açısının yaygınlaşması gibi duruyor. Fonksiyonel tıp bakış açısına sahip hekimlerin artması en büyük temennimiz.

31.SAMSUNG BOĞAZİÇİ KITALARARASI YÜZME YARIŞININ BU YIL DA SAĞLIK SPONSORU BAYINDIR SAĞLIK GRUBU

“Herkes için Spor” temasıyla spor bilincini ve ahlakını geniş kitlelere ulaştırmak amacıyla düzenlenen 31. Samsung Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı’na, Türkiye İş Bankası iştiraklerinden Bayındır Sağlık Grubu 3’üncü kez sağlık sponsoru oldu. Dünyanın dört bir yanından gelecek yüzlerce yüzücünün kulaç atacağı uluslararası yarışmada, Bayındır Sağlık Grubu gelenekselleşmiş kaliteli sağlık hizmetini bu yıl da sporcular ile buluşturmaya hazırlanıyor.

Türkiye’de sağlık sektörünün öncülerinden olan Bayındır Sağlık Grubu, 31. Samsung Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı’nın üçüncü kez sağlık sponsoru oldu. Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) tarafından 21 Temmuz 2019’da, 31’inci kez düzenlenecek olan Samsung Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı’nda, Bayındır Sağlık Grubu, alanında uzman sağlık personelinin sunduğu kaliteli sağlık hizmetini sporcularla buluşturacak.

Geçtiğimiz son iki yıl boyunca Bayındır Sağlık Grubu’nun seçme yarışlarının yanı sıra, pek çok nitelikli personeli ve 2 sağlık çadırı ile Kuruçeşme Parkı’na adeta bir sağlık üssü kurduğu etkinlik, bu yıl da dünyanın 51 ülkesinden farklı yüzücülerin katılımıyla İstanbul Boğazı’nda gerçekleştirilecek.

Türkiye İş Bankası iştiraklerinden Bayındır Sağlık Grubu Genel Müdürü Sezai Sevgin, Misafirlerimiz olarak gördüğümüz hastalarımıza hizmet verirken, ana hedefimiz sağlıklı nesiller yetiştirmek, muhtemel sağlık sorunları oluşmadan gerekli önlemlerin önceden alınmasını sağlamak. Bunun için de toplumun bilinçlenmesi, sağlıklı yaşam kurallarını hayat tarzı haline getirmesi ve bu kuralları uygulaması gerekiyor. Sağlıklı yaşamın en temel gereklerinden birini de sporun toplumda yaygınlaştırılması oluşturuyor. Bir açık deniz stratejik performans yarışı olan bu organizasyon, sağlıklı yaşam ile spor bilincinin aşılanması ve yıla yaygın uygulanması açılarından son derece önem taşıyor. Aynı zamanda Türkiye’nin ve İstanbul’un tanıtımına önemli katkılar sunan, 50’yi aşkın ülkeden 2400 yüzücünün bir araya geldiği bu seçkin yarışa, bu sene de sağlık sponsoru olarak destek vermekten büyük mutluluk ve onur duyuyoruz. Türkiye’ye ve bu organizasyona duyulan güven o kadar fazla ki, bu yıl 1200 kişilik yabancı kotası sadece 28 dakikada doldu. Sağlık sponsoru olmanın yanı sıra, etkinliğin bende özel bir yeri var. Bu büyük organizasyona 7. defa  yüzücü olarak katılacağım. Her sene ayrı bir deneyim barındıran bu etkinlikte kulaç atmak son derece heyecan verici…’’ şeklinde konuştu.

Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) Başkan Yardımcısı, Boğaziçi Organizasyon Komitesi  Başkanı Nihat Usta da bu yıl 31’incisi düzenlenecek olan ve geleneksel hale gelmiş olan Samsung Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı’nın Türkiye’nin ve İstanbul’un tanıtımına büyük bir katkı sağladığına dikkat çekerek, “Dünyanın dört bir yanından sporcuların katıldığı bu dev organizasyonu tam 31 yıldır düzenliyoruz. Uluslararası nitelikte olan bu organizasyon elbette ki sponsorluk desteğiyle daha da güçlenerek yoluna devam ediyor. Türkiye’de sağlık sektörünün önde gelen kurumlarından Bayındır Sağlık Grubu’nun bu sene de sağlık sponsoru olması bizi daha da güçlü kıldı. Desteğinden dolayı Bayındır Sağlık Grubu’na teşekkür ediyoruz” diye konuştu.

Ülkemizde sigara içmeyenlerin oranı giderek artıyor
Sigara bağımlılığının kontrolü için etkili önlemler alınmadığı takdirde, tütün mamullerine bağlı bir nedenle hayatını kaybeden insanların sayısının önümüzdeki 25–30 yıllık sürede 10 milyona ulaşacağının tahmin edildiğini belirten Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı Başkanı ve Türkiye Aile Hekimleri Uzmanlık Derneği (TAHUD) Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Dilek Toprak son yıllarda uygulanan ve kamuya açık alanlarda sigara içimini yasaklayan düzenlemelerin tütün kullanımındaki artışı engellemede etkili olduğunu belirtti. Yeni yılın, sigarayı bırakmak ve hayata yeni bir başlangıç yapmak için ideal bir zaman olduğunu vurgulayan Prof Dr. Toprak ayrıca sigara içmeyen nüfusun oranının her geçen yıl daha da artmasının, sigara bağımlılarına güç ve ilham kaynağı olabileceğini belirtti.
Günümüzde dünya nüfusunun %30’unun sigara kullandığı her gün 80.000-100.00 çocuğun sigara bağımlısı olduğu belirtiliyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre dünyada her yıl 5,4 milyon kişi tütün mamullerine bağlı bir nedenle hayatını kaybediyor ve bu sayı her 6,5 saniyede bir kişinin ölmesi anlamına geliyor. Sigara içiminin kontrolü yönünde etkili önlemler alınmadığı takdirde bu sayının önümüzdeki 25–30 yıllık sürede 10 milyona ulaşacağı ve gelecekteki ölümlerin daha çok gelişmekte olan ülkelerde olacağı tahmin ediliyor. Ülkemizde ise her yıl 110.000 kişi aktif içime, 15.000 kişi ise pasif içime bağlı olarak hayatını kaybediyor ve toplam ölümlerin %23’ü tütüne bağlı.
Tek bir sigarada 4 binin üzerinde zararlı madde var
Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı Başkanı ve Türkiye Aile Hekimleri Uzmanlık Derneği (TAHUD) Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Dilek Toprak sigara ve tütün mamulleri konusunda şu uyarılarda bulundu: “Sigara, içerisinde bulunan nikotin ile bağımlılık oluşturur. Ancak sigara içince sadece nikotin değil beraberinde katran ve 4000’den fazla zararlı madde de solunmaktadır. Bu kombinasyon tütünün sağlığa olan olumsuz etkilerinin asıl nedenidir. Günde 1 paketten fazla olmak üzere 25 yıl sigara içen bir kişinin beklenen yaşam süresi, sigara içmeyenlere göre %25 kısadır. İçerdiği yüzlerce zararlı madde ile neredeyse etkilemediği organ olmayan sigaranın toplumda bilinen en önemli zararı kanser olsa da aslında tüm sistemlere olumsuz etkisi olduğunu bilmemiz gerekir. Başta KOAH olmak üzere akciğer kanseri ve tüm sistem kanserlerinin (mide, üreme sistemi, ağız, dil, dudak, yemek ve nefes borusu, gırtlak, karaciğer, kan kanseri gibi) başlıca nedeni sigaradır. Akciğer kanserlerinin %95’i sigaraya bağlıdır ve ülkemizde her yıl 40 bin kişide akciğer kanseri saptanmaktadır. Ayrıca gebelik döneminde sigara kullanımının da erken doğum, bebek ölümü ve anne karnında gelişme geriliğine neden olduğu bilinmektedir. Başkalarının içtikleri veya yanan (sigara, puro, pipo, nargile, elektronik sigara gibi) tütün ürününden kaynaklanan dumanın solunması da bir o kadar zararlıdır. Tütün dumanına sadece beş dakika maruz kalmanın bile kalp krizlerini tetikleyebildiği kanıtlanmıştır. Süre uzadıkça bu risk katlanarak artmaktadır. Sigara içilmese de sigara dumanına maruziyet akciğer kanserini %32, genç kadınlarda meme kanseri riskini ise %90 artırmaktadır.”
Sigara içmeyen nüfusun oranı yıldan yılda daha da artıyor
Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı Başkanı ve Türkiye Aile Hekimleri Uzmanlık Derneği (TAHUD) Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Dilek Toprak şu bilgileri verdi: “Türkiye Sağlık Araştırması’na göre ülkemizde her gün tütün kullanan 15 yaş ve üzerindeki bireylerin oranı 2014 yılında %27,3 iken, 2016 yılında %26,5’e geriledi. Bu oran 2016 yılında erkeklerde %40,1; kadınlarda ise %13,3 şeklindedir. On beş yaş ve üzerindeki bireylerde hiç tütün ürünü kullanmamış olanların oranı 2014’te %49,8 iken 2016’da bu oran %56,5’e yükselmiştir. Bu da bizlere 4207 sayılı Kanunumuz ve Ulusal Tütün Kontrol Programı 2015-2018 kapsamında, son yıllarda uygulanan ve kamuya açık alanlarda sigara içimini yasaklayan düzenlemelerin tütün kullanımındaki artışı azaltmada etkili olduğunu göstermektedir. Yasaklar sigarayı bırakma ve hiç başlamama konusunda vatandaşlarımızı özendirmektedir.”
Yeni yılda kendinize en güzel hediye: sigarayı bırakmak
Sigara bağımlılarının kendilerine ve sevdiklerine verebilecekleri en güzel hediyenin “sigarayı bırakmak” olduğunu belirten Prof. Dr. Dilek Toprak şöyle konuştu: “Sigaranın zararlarının farkına varıp bırakma kararı vermek ve bunun için tarih belirlemek en önemli adımdır. Bu nedenle sigara bırakma kararını vermede doğum günü, yılbaşı, bayram, evlilik yıldönümü gibi günler motive edici tarihlerdir. Kişilerin bu özel günlerde sevdiklerine verecekleri en güzel hediye de bu olur. Bu hediyenin en büyük kazancı “sağlık” olacaktır. Bu adımı atanlar; sevdikleriyle daha uzun ve daha sağlıklı zaman geçireceklerini bilerek kararlılığını devam ettirmeli, çocuklarına örnek olacağını, aile bütçesine artık zarar vermeyeceğini, sevdikleriyle geçireceği ömürden çalmayacağını düşünerek yoluna devam etmelidir. Ayrıca bir nefesin dahi bağımlılığı tekrar başlatabileceği ihtimalini daima akıllarının bir köşesinde tutarak tütün mamullerinden uzak durmalıdır. Bu adımı attıktan sonra ilk yapılacak şey doğru yerden yardım istemektir. Bu konuda en güvenilir merkezler ise Sağlık Bakanlığı kontrolünde açılan Sigara Bırakma Poliklinikleridir. Bu merkeze “Alo 171” hattından ya da polikliniğin bağlı olduğu merkezin numarasından kolayca ulaşılabilir ve randevu alınabilir.”
Türkiye genelinde yaklaşık 400 poliklinik, sigarayı bırakmak isteyenlerin hizmetinde
Prof. Dr. Dilek Toprak, Sigara Bırakma Poliklinikleri hakkında şu bilgileri verdi: “Hemen her ilimizde bulunan Sigara Bırakma Polikliniklerinin sayısı yaklaşık 400’dür ve bu poliklinikler randevu sistemi ile çalışmaktadır. Alo 171 hattı üzerinden veya doğrudan bu merkezleri arayarak randevu alınabilir. Sağlık Bakanlığı sertifikasyon programını tamamlamış ve bilimsel ilkeler ile hizmet veren bu merkezlere güvenle gidilebilir. Tedavi ve takipler uzun soluklu ve bütünseldir. Bu nedenle bu tedavinin başarısı için hekim ve yakınlarının desteği önemlidir. Sigara bırakma konusunda özellikle internette satılan kaynağı, etkisi ne olduğu bilinmeyen maddelere güvenilmemelidir. Bu yolları deneyen kişiler gereksiz para harcamalarının yanı sıra sağlıklarına da zarar verebilirler. Ayrıca bu yolların sigara bırakma konusunda başarısı da kanıtlanmamıştır. Son olarak sadece sigara değil, başta nargile olmak üzere tüm tütün ve mamullerinin sağlığımız için tehlikeli olduğu unutulmamalıdır. Sigara ile mücadele hekimler kadar tüm toplumun sorumluluğunda olan bir konudur. Bu konuda vatandaş olarak da görevlerimizi yapmalı, yasak ihlallerinde bildirim yapmalı, içenleri uyarmalıyız.”
Bırakma sürecinde yakınların desteği ve tedavinin sürekliliği çok önemli
Prof. Dr. Dilek Toprak bırakma sürecine dair şu tavsiyelerde bulundu: “Tedavinin etkili ve başarılı olabilmesi için kişinin yalnızca madde kullanımına değil diğer biyolojik, psikolojik ve sosyal sorunlarına da yönelik girişimlerde bulunulmalı. Tedavi şekli ve süresi kişinin gereksinimlerine uygun olarak bireysel olarak düzenlenmeli. Tedavinin sürekliliği ve takibi de diğer önemli bir noktadır. Bu dönemde eş, aile, yakın çevre ve arkadaş desteği son derece önemlidir. Kişide özellikle ilk haftalarda olan nikotin eksikliğine bağlı huzursuzluk, sinirlilik, çabuk öfkelenme, anksiyete, konsantrasyon güçlüğü, uykusuzluk, iştah değişikliği, depresif durum doğal karşılanmalı ve destek olunmalıdır. Tütün bağımlılığı hasta, yakınları ve hekim açısından sabır isteyen bir süreçtir. Sigara bırakmayı başaran kişilerin çoğunun, 3 ile 10 arasında değişebilen bırakma çabasından sonra başarılı oldukları belirtilmektedir. Sigara bırakanlara arada gelen içme ataklarında baş etme yöntemlerini uygulamaları önerilebilir (derin nefes alma, ilgi alanını değiştirme, egzersiz, duş alma, gargara, diş fırçalama gibi). Sigara bağımlısı olanların sabırla, umutlarını yitirmeden, başaracaklarına inanarak, kararlılıkla, sevdiklerini ve kendilerini düşünerek ve daima profesyonel destekle yollarına devam etmelerini öneririm.”