Fırsatçılar.. (Köşe yazısı 03.06.2019 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ

davutgulec@hotmail.com

Bir Ramazan ayını daha geride bıraktık.

Suni zamlar ve fırsatçılar yine önlenemedi.

Belki ağır olacak ama, onbir ay boyunca  karnını  doyurmaya çalışan ‘mutsuz çoğunluğa’  Ramazan da ‘fırsatçı zamları’ ile olmadık eziyeti yaptılar.

Ben dahil herkes, bu fırsatçılara Ramazan boyunca  ‘beddua’ etti ve etmeye de devam ediyor.

Bu arada Türkiye Ziraat Odaları Birliği başkanı Şemsi Bayraktar, ramazan öncesi, başında olduğu gibi mübarek ayın sonunda da üretici ve market fiyatlarını açıkladı.

“Üretici ve market fiyatları arasındaki fark yüzde 444,36 ile en fazla salatalıkta görüldü. Salatalık 5,4 kat, kuru kayısı 4,6, kabak 4,2, kuru incir 4, süt 3,8, yeşil mercimek 3,7 kat fazlaya  tüketiciye satıldı” diyen Bayraktar “Ramazan ayının ikinci yarısında, markette 5 üründe fiyat

değişmezken, 17 üründe fiyat azalışı,14 üründe ise fiyat artışı oldu. Üreticide 16 üründe fiyat değişmezken, 9 üründe fiyat azalışı, 3 üründe ise fiyat artışı görüldü. Fiyatı markette ve üreticide en fazla düşen ürün salatalık, fiyatı en fazla artan ürünler markette Antep fıstığı, üreticide ise

kuru soğan oldu. Üretici market fiyatları arasındaki makasta sorun devam  ediyor. Bu zinciri kısaltmanın yolu belli. Buradan Tarım ve Orman Bakanlığımıza sesleniyorum. Gelin beraber çalışalım bu işin planlamasını yapalım. Ziraat Bankası’nın, yüzde 16’ya çıkarılan daha sonra yüzde 14,25’e çekilen tarımsal kredi faiz oranı tekrar yüzde 11’e indirilmelidir. Pamuktaki verim sınırlamasına, üreticilerimizin ve odalarımızın itirazı var, eski sisteme dönülmesini arzu ediyorlar. Çiğ sütte üreticinin eline geçmesi gereken fiyat litrede 2 lira 60 kuruş olmalıdır. 25 kuruş olan süt teşvik primi uygulaması devam etmelidir”dedi.

Fiyat düşüşlerinde artan hava sıcaklığının etkili olduğunu belirten Bayraktar, şu bilgileri verdi:

“Fiyatı düşen ürünlere baktığımızda, artan hava sıcaklıkları ile birlikte olgunlaşmanın hızlanmasına bağlı olarak hasat edilen ürün miktarındaki artış başta salatalık olmak üzere domates, patlıcan, sivri biber, kabak gibi ürünlerde fiyatların düşmesine neden oldu.

Patateste, Çukurova bölgemizin yanı sıra hasadın başladığı Ödemiş’te de, ani bastıran sıcaklıkla birlikte sökümün hızlanması fiyatlarda düşüşe yol açtı. Yeşil soğanda da hasat edilen ürün miktarındaki artış fiyatlara yansıdı. Kuru soğanda Çukurova bölgesinde hasat edilen ürün miktarının azalmaya başlaması fiyat artışında etkili oldu. Kuru üzümde arzdaki daralma fiyatlarda artışa yol açtı. Irak’a yönelik ihracatta yaşanan sıkıntı yumurta fiyatlarını düşürdü.”

Üretici market fiyatları arasındaki makasta sorunun devam ettiğini belirten Bayraktar, “Bazı ürünlerde üretici bazında fevkalade ucuzlama var. Tarlada bu ürün ucuzlamış ama market fiyatlarına baktığımızda bunun yansımadığını görüyoruz. Burada bütün mesele bu zinciri kısaltamıyoruz. Bunun yolu da belli. Muhakkak suretle bizim örgütlenme noktasında bir mesafe almamız lazım. Türkiye’de ekonomik örgütleri güçlü hale getirmemiz lazım. Bu işin planlamasını yapmamız lazım. Buradan Tarım ve Orman Bakanlığımıza da sesleniyorum. Gelin beraber çalışalım. Türkiye’nin her ilçesinde, her yerinde teşkilatımız var ve bu teşkilatımız fevkalade güçlü. Beraber çalışalım ve bunun planlamasını birlikte yapalım. Bir taraftan üretici örgütleri devrede olacak, bir taraftan da planlamayla beraber götürmemiz lazım. Üretici örgütlerinin de bugünkü yapısıyla bu meseleye çözüm bulması mümkün değil. Onların da idari ve mali yönden daha güçlü hale gelmesi, daha fonksiyonel olması çok önemli” diye konuştu.

Üretici fiyatlarında, arz yoğunluğuna bağlı olarak bazı ürünlerde fiyat düşüşü görülse de, 2018 Nisan ayından itibaren kurlardaki ve enflasyondaki artış girdi fiyatlarını ve dolasıyla üretim maliyetlerini yükselttiğini belirten Bayraktar, “Çiftçimizi tarlada tutmak istiyorsak gübre, mazot, ilaç, tohum, sulama ücreti, elektrik, yem gibi girdi fiyatları makul düzeylere çekilmelidir. Destekler artırılmalıdır. Ziraat

Bankası’nın, yüzde 16’ya çıkarılan daha sonra yüzde 14,25’e çekilen tarımsal kredi faiz oranı tekrar yüzde 11’e indirilmelidir” diye konuştu.

Pamuktaki verim sınırlamasına da dikkat çeken Bayraktar, “Bildiğiniz gibi pamukta prim desteği kilogram başına 80 kuruştur. Uydu tabanlı parsel tanımlama modeline göre, çiftçimiz ürettiği pamuğun tamamı için prim desteği alıyordu.

Şimdi dekar başına 500 kilogram verim sınırlaması getirdiler. Çiftçimiz dekarda 700-800 kilogram pamuk da üretse 500 kilogram üzerinden prim desteği alacak.

Pamuktaki verim sınırlamasına, üreticilerimizin ve odalarımızın itirazı var eski sisteme dönülmesini arzu ediyorlar. Çiftçimiz daha az primle yetinmek zorunda kalacaktır. Ülkemizin pamuk açığı verdiği unutulmamalı, pamuk üretimi desteklenmeli, kimi yıllar 2 milyar dolarlara varan ithalata son verilmelidir. Bunun için de bu düzenlemenin değiştirilmesini talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Bayraktar, süt üreticilerinin sorunlarına da dikkat çekerken şunları söyledi:

“Ulusal Süt Konseyi’nin 1 Mayıs–31 Aralık 2019 tarihleri için açıkladığı geçerli süt fiyatı 2.00 lira. Ancak ne yazık ki üreticimizin sattığı çiğ sütten eline geçen ortalama 1.79 lira. Bu fiyatın altında süt satan üreticilerimiz de var. Çiğ sütte tavsiye fiyatı, üretimin sürdürülebilmesi için 1,5 süt/yem paritesi dikkate alınarak artırılmalıdır. Damızlık hayvanların kesime gitmesinin önlenmesi için bunu yapmak zorundayız. Üreticinin eline geçmesi gereken fiyat litrede 2 lira 60 kuruş olmalıdır. Bu sağlanmadığı takdirde, üreticinin yeterli gelir elde etmesi ve sürdürülebilirliği sağlamak mümkün olamayacaktır. 25 kuruş olan süt teşvik primi uygulaması devam etmelidir. Prim miktarı her yıl düzenli olarak artırılmalıdır. Yemde fiyatların düşürülmesi için girişimde bulunulmalı, üreticiye yem desteği verilmelidir.”