Erdoğan: Dikey yapılaşmaya izin vermeyin

Kültürel Mirası İhya Projeleri Tanıtım Programında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şehirlerdeki ‘dikey yapılanma’dan bir kez daha şikayet ederken “Valilerimiz, belediye başkanlarımızdan rica ediyorum; lütfen şu dikey yapılaşmaya illerimizde, ilçelerimizde müsaade etmeyelim. Bu konuda, bizim mimari anlayışımızda yatay mimari esastır, biz buna odaklanmalıyız” dedi, şunları söyledi.

Fatih’te selatin camilerin ara bölgelerindeki yüzlerce mescidi, o malum, tarihi inkar edenler yıktılar. Onlar yıktı biz ise inşa ediyoruz, ihya ediyoruz. O yıkan zihniyet hangi zihniyetti? Malum CHP zihniyetiydi. Son günlerde medeniyet konusunda, şehir konusunda, kültür konusunda pek çok toplantıya katıldım. Milletimle dertleştim. Bugün burada da bazı hususları ifade etmekte fayda görüyorum. Batı medeniyetinin elde ettiği imkanlarla adeta yaratıcıya meydan okurcasına kar hırsıyla dünyanın bütün güzelliklerine saldırdığı bir dönemden geçiyoruz.

Şehirlerimiz gecekonduların, zevksiz binaların saldırısına uğradı. Başını sokacak evi olmayan insanlara estetikten bahsetmek anlamsız olabilir. Bu dönemde öncelik zorunlu ihtiyaçların karşılanmasıydı. Türkiye bu düzeyi geride bıraktı. Dikey yapılaşmaya illerimizde, ilçelerimizde müsaade etmemeliyiz. Biz yatay mimariye odaklanmalıyız. Şehirlerimizin çok daha güzel olduğunu göreceksiniz. Çirkin binalarla şehirlerimizin kirletilmesine daha fazla tahammül edemeyiz. Köylerimizin, yaylalarımızın çirkin binalarla istilasına izin vermemeliyiz.

Sınırlarımızın içinde ve dışında tarihimizi ayağa kaldırma mücadelesini verdik. Dönemimizde yılda ortalama 250 restorasyon projesi hayata geçirildi. 5000 eseri teker teker saymaya kalksam saatler sürer. Restorasyon deyince akla içimizi acıtan nice görüntü de geliyor. Tüm gayretlerimize rağmen tarih ve kültür cellatları kol geziyor. Güya aslına uygun restore edilen ama üzeri çimento ve kumla kaplanan nice eserler gördük. Asırlık taşları sökülen nice surlari binalar gördük. Her santimi el emeği göz nuru kapıları, pencereleri sökülen nice konaklar, evler gördük.”

Öte yandan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Kadın Danışma Konseyi’nin düzenlediği Genç Kadınlar Liderlik ve Girişimcilik Programı Sertifika Töreni’ne katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya da hazır bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, törende yaptığı konuşmada “Burada edindiğiniz bilgi, birikim, tecrübe ve dostlukların inşallah hayatınızın her aşamasında, her safhasında sizlere farklı bir perspektif sunacağına inanıyorum” dedi.

Konuşmasında; “Gönül ve fikir birliği içinde hareket ettiğiniz yol arkadaşlarınız olduğu müddetçe hiçbir yol uzun değildir” ifadelerine yer veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kalpleri bir, hedefleri bir, inançları, umut ve sevdaları bir olan toplulukların aşamayacağı engel yoktur. Hayatta asıl zenginlik dost biriktirmektir. Burada geçirdiğiniz sürenin bu açıdan da sizler için bereketli ve verimli olduğuna inanıyorum” dedi.

Müslümanların ve tüm insanlığın kanayan yaraları olan sorunların çözümü için ellerinden gelen gayreti gösterdiklerini, on yıllardır ihmal edilen meseleleri gündeme taşımayı hedeflediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuda çok da başarılı olamadıklarını kaydetti. Bir özeleştiri olarak bunu dile getirdiğini; İslam dünyasının aynı hedefe aynı şekilde kilitlenmediğini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Arakan Müslümanlarının yaşadığı trajediyi buna örnek olarak gösterdi.

‘Bir elin nesi var, iki elin sesi var’ atasözünü hatırlatarak, ellerin buluşmadığı bir süreçte sonuç almanın mümkün olmadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yoksa biz zaten kimse gelmese de, sonuna kadar Türkiye olarak gücümüz neyi gerektiriyorsa bunu yapmakta kararlıyız” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının devamında şunları kaydetti: “Çünkü biz, ‘veren el alan elden üstündür’ ilkesiyle hareket ediyor, olaya böyle bakıyoruz. Biz yüzleşmediğimiz her soruna bizden sonraki nesillere bırakılmış ağır bir yük olarak bakıyoruz. Tüm Müslümanların da kendi meselelerine bu anlayışla yaklaşması, önlerindeki sorunların üzerine cesaretle, kararlılıkla gitmesi şarttır.”

“DİNİMİZİN TAŞIYICI SÜTUNLARI; TEVHİT, AHLAK, HÜRRİYET VE ADALETTİR”

İslam dünyasının ihmal ettiği alanların başında kadınların durumunun geldiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam dünyasının, ümmetin yarısını oluşturan ve Hz. Peygamberin ‘Cennet annelerin ayakları altındadır’ ifadesiyle övdüğü kadını, olması gereken yere çıkarmada başarılı bir sınav veremediğini belirtti.

İslam dininin taşıyıcı sütunlarının tevhit, ahlak, hürriyet ve adalet olduğuna işaret ederek, 14 asırlık İslam medeniyeti müktesebatında bu ilkelerin izlerinin olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Asırlar boyunca İslam âleminin, ilmin, irfanın, hikmetin ve adaletin merkezi olması işte bu anlayış sayesindedir. Ne zaman ki odak şaşmıştır, işte o zaman gerileme başlamıştır. Bugün hâlen o odak sapmasının sancısını yaşıyoruz, maalesef bunun bedelini ağır ödüyoruz. Özellikle kadınlarla ilgili konularda buna şahit oluyoruz. Birçok İslam ülkesinde kadınların sosyal, siyasal ve beşeri rollerini İslam dininin prensipleri değil kalıplaşmış toplumsal alışkanlıklar belirliyor” şeklinde konuştu.

“İSLAM TEKTİR, ILIMLISI ILIMSIZI OLMAZ”

Son zamanda “ılımlı İslam” tartışmalarının yeniden köpürtüldüğüne dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu ‘ılımlı İslam’ ifadesinin patenti nereye ait? Batı’ya ait. Şimdi belki de o ifadeyi kullanan şahıs, ‘bu bana aittir’ gibi de düşünüyor olabilir. Hayır, sana ait değil” dedi. 15 yıl önce Avrupa Parlamentosu’ndaki konuşmasını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra kendisine yöneltilen soruların başında, “Ilımlı İslam hakkında ne düşünüyorsunuz?” sorusunun geldiğini aktardı.

İslam’ın ılımlısı veya ılımsızının olamayacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İslam tektir. Kimse İslam’ı çeşitlemeye veya İslam’a yakıştırma yapmaya gitmek suretiyle İslam’ı bir zaafın içerisine sokma gayretine girmesin. Bir müddet bununla muhatap oldum ama kesildi. Daha kimse bana bu soruyu sormadı. Şimdi ne oldu da bu yeniden üflendi? Mesele şu, mesele İslam’ı zaafa düşürmek, dinimizi zaafa düşürmek. Bizim dinimizin ılımlı, ılımsız böyle bir yanı yok. İslam bütün kurumlarıyla müesseseleriyle Kitabullah’ta kendini bulmuş ve orada ifade edilen dinin kendisidir. Onun dışında kimse dinimize tanım yapmasın” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadınların hayatın her alanında varlık gösterebilmeleri konusunda yaşanan sıkıntıların İslam’dan değil, toplumların asırlardır süregelen yerleşik algılarından kaynaklandığı bir gerçek olduğunu vurguladı.

İslam tarihinde Hz. Hatice, Hz. Ayşe, Ümmü Seleme, Raziye Begüm Sultan, Melike Hatun, Mihrimah Sultan gibi hizmetleriyle abideleşmiş on binlerce kadının olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Elbette annelik, Allah’ın kadınlara en büyük lütfudur, ikramıdır. Anneliği inkâr fıtratı, yani yaratılışı inkârdır. Kadınların emeği ve katkısı olmayan, kadın eli değmeyen her iş bize göre eksiktir, yarımdır” değerlendirmesinde bulundu.

“BUGÜN TÜRKİYE’DE HİÇ KİMSE İNANCINDAN DOLAYI ÖTEKİLEŞTİRİLMİYOR”

Bu anlayışla son 15 yılda Türkiye’de kadınların önündeki engelleri kaldırmak için çok büyük adımlar attıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Modern yapıyı İslam düşmanlığı olarak anlayan sözde elitist, özde lümpen bir güruha rağmen kadınlarımıza haklarını teslim etme mücadelesini verdik. İnancının gereği olan kıyafetinden dolayı üniversiteye gidemeyen, iş hayatına atılamayan, adeta dört duvar arasına mahkûm edilen kadınlarımızı özgürlükleriyle buluşturduk” dedi.

Bugün Türkiye’de hiç kimsenin inançlarından, hayat tarzlarından ve düşüncelerinden dolayı artık ötekileştirilmediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Başı açık veya örtülü tüm kadınlarımız arzu ettikleri her alanda özgürce çalışabiliyor, hayatın içinde yer alabiliyor. Önümüzdeki dönemde de girişimcilikten siyasete, eğitimden dış politikaya kadar her alanda kadınlarımızı inşallah daha da güçlendirmeyi sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Genç Kadınlar Liderlik ve Girişimcilik Programı’nın, verdikleri bu çabanın bir semeresi olduğunu söyledi ve “Her biriniz inşallah çok önemli görevlere gelecek, ülkenize, İslam âlemine ve hatta tüm dünyaya yön vereceksiniz. Teknolojide, inovasyonda, bilişimde çığır açacak projelere imza atacaksınız” şeklinde konuştu.

“İNSAN HAYAL KURABİLDİĞİ MÜDDETÇE YAŞAR VE BAŞARIYA KOŞAR”

Yüksek teknoloji alanındaki özgün yatırımlarıyla tüm dünyada dikkat çeken Elon Musk ile yaptığı görüşmesine değinerek, “Gördüm ki her şey önce bir hayal ile başlıyor. Eğer hayal olmazsa, ondan sonra da bunu gerçekleştirebilmek mümkün değil” diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcılara “İnsan hayal kurabildiği müddetçe yaşar ve başarıya koşar. Hiç kimsenin hayallerinizi çalmasına, cesaretinizi hırpalamasına sakın müsaade etmeyin” tavsiyesinde bulundu.

Batılı ülkelerde yabancı düşmanlığı, kültürel ırkçılık ve İslam karşıtlığının giderek yaygınlaştığına dikkat çekerek, bu karamsar tablonun en büyük mağdurunun Müslüman kadınlar olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Hemen her fırsatta bize demokrasi ve insan hakları dersleri verenler, kendi ülkelerinde en temel insan haklarının çiğnenmesine ne yazık ki alkış tutmaktadır. Türkiye bu adaletsizliğe ve çifte standarda dikkat çeken en az sayıdaki ülkeden biri. Hiç kimsenin haklarımızı elimizden almasına izin vermeyeceğiz, bu konuda kararlı olacağız. Terör bahanesiyle insanlarımızın ötekileştirilmesine, zihnimize pranga vurulmasına kesinlikle müsaade etmeyeceğiz. Küresel ölçekte hak, özgürlük ve adalet mücadelemizi sabırla sürdüreceğiz, yılmayacağız. Nerede olursa olsun hak bildiğimizi söyleyeceğiz.”

“ADALETİN OLMADIĞI BİR DÜNYADA HUZUR, BARIŞ VE ESENLİK DE OLAMAZ”

Geçtiğimiz günlerde, Müslümanlara uygulanan baskı ve şiddetten dolayı Arakan’a yaptırım uygulanmasına ilişkin kararın, BM Güvenlik Konseyi üyesi Çin’in itirazından dolayı çıkmamasını örnek göstererek, dünyanın kaderinin 5 daimi üye ülkenin iki dudağının arasına mahkûm olamayacağının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Öyle bir yapı adil bir yapı olamaz, bunu görmemiz lazım. Mülkün temeli adalettir, ama burada adalet yok. Adaletin olmadığı, çiftçe standardın hüküm sürdüğü bir dünyada huzur, barış ve esenlik de olamaz” dedi.

Türkiye’nin mücadelesinin; tüm ezilenlerin, ötekileştirilenlerin, sessiz yığınların mücadelesi olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kimse bizden bu adaletsizliği sessiz ve tepkisiz kalmamızı bekleyemez. Çünkü bizim inancımızda zulme rıza zulümdür. Siz genç kardeşlerimin bu şuurla hareket edeceğine, küresel barış ve adalet için yürütülen bu kutlu mücadeleye destek olacağına inanıyorum” sözlerine yer verdi.

“TÜRKİYE, KÖKENİNE VE İNANCINA BAKMADAN MİLYONLARCA İNSANI BAĞRINA BASTI”

Türkiye’nin geçen yıl yaptığı 6 milyar dolarlık insani kalkınma yardımlarını artırarak yoluna devam edeceğini açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gelişmiş ülkeler yüksek duvarlar arkasında sıkı güvenlik politikalarıyla huzur ararken, ülkemiz kökenine, inancına, diline, meşrebine bakmadan milyonlarca insanı bağrına basarak dünyaya örnek oldu” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu dünyada her şey fanidir, yani geçicidir, baki kalan hoş bir sedadır. Kalıcı olan tek şey, geride bıraktığımız eserlerdir. Çünkü her insan unutmayın eserleriyle anılır. Biz de hayırla yâd edilecek eserler bırakmak için çalışıyoruz. Bu anlayışla bayrak yarışı gördüğümüz bu görevleri sizin gibi gençlere bırakacağımız güne kadar inşallah mücadelemizi sürdüreceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda; geleceğin liderleri, iş kadınları, akademisyenleri, siyasetçileri olarak gördüğünü söylediği katılımcılara eğitim ve iş hayatlarında başarı diledi.