Elektronik reçete…(Köşe yazısı 05.12.2015 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ
davutgulec@hotmail.com

Teknoloji ve elektronik tüm yaşamımızı esir aldı.
Özellikle gençler diyorum ama büyük-küçük, genç-yaşlı, kadın-erkek, dilencisi-bürokratı herkes konuşmayı unuttu. Sadece parmakları ve ellerindeki cep telefonları konuşuyor. Gözler kapanmıyor. Kafalar hep öne eğik. Sol el tutuyor sağ el tuşlarla mücadele ediyor. Bazen gelen cevaplara göre kendi kendine konuşanlar, bağıranlar, herkese ilan edenlerde cabası.
Tabi teknolojiyi iyiye kullananlarda var. Bu konuda sürekli yatırım yapan, doğru kullanılması için eğitim veren devlette.
Sahtekarlıklar, dolandırıcılıklar arttıkça devlette ciddi önlemler alıyor. ‘Devletin malı deniz, yemeyen keriz’ misali bu işin başında ilaç sektörü geliyor.
Alınan önlemler ile bundan sonra 150 bin doktor reçetelerini elektronik ortamda imzalayacak
1 Ocak 2016 tarihinde yürürlüğe girecek e-reçetelerin e-imza ile imzalanması zorunluluğu, SGK ile anlaşmalı tüm özel hastane doktorlarını e-imza kullanımına yönlendirecek.
Hali hazırda %85 oranında kullanılan e-imza, 2016 yılı itibariyle %100 oranında kullanılacak. Bu zorunluluk ile 150 bin doktorun e-imzayı düzenli kullanmaya başlayacak.
SGK Genel Müdürlüğü, 2012 yılı Temmuz ayından beri uygulamaya koyduğu ve 15 Ocak 2013 tarihinden beridir hastaneler için zorunluluk haline getirilen e-reçete sistemi daha da güvenli hale getiriyor.
Yılbaşı itibari ile e-reçete düzenleyen hastane ve doktorların, düzenledikleri reçeteleri e-imza ile imzalamaları zorunlu kılınıyor. Bu sayede doktorların, hastanelerin, hastaların ve eczacıların birçok mağduriyeti giderilmiş olacak.
Türkiye’de, her türlü kuruma e-İmza hizmeti verebilecek altyapı uzun zamandır sunuluyor. FIT e-İmza, elektronik ortamdaki belgelere (e-Posta, e-Fatura, pdf, Powerpoint, Word, Excel vs.) eklenen, ıslak imza ile aynı hukuki geçerliliğe sahip elektronik imza olarak tanımlanıyor.
Veriyi imzalayan kişinin kimliğinin doğrulanmasını ve veri bütünlüğünün yasal olarak geçerli olmasını sağladığından iş dünyası için %100 güvenli olarak kabul edilen e-İmza, artık sağlık sektöründe de kullanılacak.
Yılbaşından itibaren Türkiye’de görev yapan yaklaşık 150 bin doktor, elektronik ortamda yazacakları reçetelerini 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu ile yapılan düzenleme kapsamında, ıslak imzaya eşdeğer hukuki geçerliliği olan e-imza ile imzalayacaklar.
Elektronik imza ile imzalanan reçeteler, başkaları tarafından izinsiz veya yanlışlıkla değiştirilemeyeceği veya kullanılamayacağı için doktor, hasta ve devlet açısından da fayda sağlayacak.
Şu anda ülke çapında e-İmza kullanımının 2 milyonu bulduğu ve 2016 yılında bu rakamın 2,5 milyon kişiye çıkacağını öngördüklerini belirten FIT Solutions CEO’su Koray Gültekin Bahar şunları söyledi.
“Sadece e-reçete değil, e-imzanın hastane bilgi yönetim sistemlerine entegrasyonu ile doktor ve hastane yönetimine hasta kayıt, arşiv, doküman yönetimi ve benzeri süreçlerde kolaylık, hukuki geçerlilik, zaman ve iş gücünden tasarruf imkanı sağlanıyor. Kamu hastaneleri doğrudan TÜBİTAK’ın sağladığı bir hizmeti kullanmak zorundalar. Ancak SGK ile anlaşmalı özel hastanelerin, yazdıkları reçetelerin geçerli sayılması için yılbaşında e-imza kullanımına geçmiş olmaları gerekiyor.”
e-İmza hizmetinin yalnızca güvenlik değil, ekonomik ve çevreci avantajları da bulunuyor.
Elektronik ortamda gerçekleşen işlemlerin inkar edilmesini önleyen kimlik doğrulama ve onaylama özelliği haricinde, dijitalde gönderilen ya da alınan verilerde iletim sırasında yanlışlıkla silme ve değiştirilme olması da e-İmza ile önleniyor.
İçeriklerin değişmediğinin güvencesi, revizyon taleplerini de makul ölçülere getiriyor.
Baskı, postalama, arşivleme gibi işlemlerin maliyetini azaltılıyor, ıslak imza getirip götürmek için çalışan personel daha verimli bir şekilde esas görevlerine odaklanabiliyor.
Ayrıca elektronik ortamda düzenlenen e-İmza ile kağıt tüketimine ve kırtasiye masrafına da son verildiğinden, işletmelerin toplam karbon ayak izi azaltılmış oluyor.
Umarım tüm kurumlarda elektronik yazışmalar hayata geçerde, hantal bürokratik engellerde ortadan kalkınca, vatandaşa ‘Bugün git, yarın gel’ ayakları ya da sıra beklemeksizin işleri yapılır.