Ekonomi haberleri (21.12.2018)

Tarsus Üniversitesi ve TİM-TEB Girişim Evi İşbirliğinde Sertifikalar Verildi…

Tarsus Üniversitesi ile Mersin TİM-TEB Girişim Evi kurucu kurumu Akdeniz İhracatçı Birlikleri arasındaki iyi niyet protokolü kapsamında yürütülen Girişimcilik eğitimleri sonucunda sertifika almaya hak kazanan öğrencilere 20 Aralık 2018 Perşembe günü Tarsus Üniversitesi’nde düzenlenen tören ile sertifikaları verildi.

Tarsus Üniversitesi, Otomotiv Mühendisliği Bölümü, Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü ile Uluslararası Ticaret ve Lojistik Bölümü’nde 2018/2019 güz döneminde 7 hafta süresince yürütülen program, ilgili Öğretim Üyeleri Doç.Dr. Oya Korkmaz, Dr. Öğretim Üyesi M.Sami Süygün ve Öğretim Görevlisi Kuddüs Büyükakıllı yanında Mersin Teknopark içerisinde hizmet vermekte olan Mersin TİM-TEB Girişim Evi’nden konuk eğitmenlerin katılımı ile de desteklendi.

Öğrencilerin 7 hafta süresince edindikleri bilgileri kullanarak Business Canvas Modeli ile teknoloji tabanlı iş fikirlerini sunmaları ile son bulan programda başarılı olan öğrencilere Tarsus Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Orhan Aydın ve Akdeniz Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Tarık Ciğer tarafından Let’s UP Programı başarı sertifikası verildi.

Törende konuşan Aydın; Üniversite-Kamu-Sanayi işbirliğine önem verdiklerini ve bu kapsamda bugün daha önce imzası atılan protokol gereği işbirliği ile yürütülen girişimcilik programının sertifika törenini gerçekleştirmek için bir araya gelindiğini belirtti. Günümüzün hızla değişen gündemi ve iş alanları karşısında öğrencilerin okulda edindikleri bilgiler yanında yeni donanım ve fikirlere de açık olması gerektiğini ifade eden Aydın, girişimciliğin bu kapsamda gençlere yeni ve önemli fırsatlar sunduğunu belirtti.

Tarık Ciğer ise Tarsus Üniversitesi’nin bölgenin önemli bir değeri olacağına inandığını ve bu gibi işbirliklerinin devam edeceğini belirterek, girişimcilere özellikle de dış ticaretimizi artıracak yeni fikirlere fazlasıyla ihtiyaç duyulduğunu ifade etti.

Tören programı başarı ile tamamlayan öğrencilere sertifikalarının verilmesi ile son buldu.

İnternette Adres Yazmayı Unuttuk

 Avantajix.com’un araştırmasına göre, masa ve diz üstü bilgisayarlardan www ile başlayan adresleri yazarak web sitelerine girenlerin oranı sadece yüzde 15. Cep telefonu ve tablette bu oran yüzde 3’e kadar düşüyor.

Avantajix.com Kurucu Ortağı Güçlü Kayral: “Dünyada Google öncülüğünde URL adreslerinin kaldırılması tartışılıyor.”

İnternetgezintilerinde adres çubuklarına www ile başlayan web sitesi adreslerini girenlerinoranı bilgisayarlarda yüzde 15’e, cep ve tablette ise yüzde 3’e kadar geriledi

500’e yakınsanal mağazadan alışveriş yapan herkese nakit para ödeyen Avantajix.com’un üyeleriarasında yaptığı ankete göre, masa  vediz üstü bilgisayar kullanan 100 kişiden 85’i favoriler/sık kullanılanlar arasında yer almayan web sitelerine aramamotoru üzerinden gidiyor.

Adresçubuklarına www ile başlayan web sitesi adreslerini yazanların oranı yüzde15’te kalıyor.

Ceptelefonu ve tablette ağırlıklı olarak uygulaması olan sitelere girilirken,uygulaması olmayan bir siteye girmek için 100 kişiden sadece 3’ü tam adresi yazıyor.Yüz kişiden 97’si ise arama motoru üzerinden sitelere giriş yapıyorlar.

Avantajix.comKurucu Ortağı Güçlü Kayral, teknoloji geliştikçe insanların teknoloji kullanımalışkanlıklarının da değiştiğinin altını çizerek, şunları söyledi:

“Özellikleakıllı telefon kullanımının çok yaygınlaşması insanların birçok alışkanlığınıdeğiştirdi. We Are Social’ın araştırmasına göre Türkiye’de mobil telefonkullanıcı sayısı 59 milyona ulaştı. Bunların yüzde 77’si, yani 45 milyonuakıllı telefon kullanıyor. Akıllı telefondan internete giren kişi en hızlışekilde aradığına ulaşmak istiyor. Uygulaması yoksa, Google’da arama yaparkenbile, birkaç saniye kazanmak için yazma yerine sesli arama yapıyor.“

-URL’siz İnternet Tartışılıyor

Kayral, internetkullanım alışkanlıklarındaki bu değişimin yeni arayışların başlamasına nedenolduğunu belirterek, “Henüz Türkiye’ye yansımasa da dünyada son dönemde Googleöncülüğünde URL adreslerinin kaldırılması tartışmaya açıldı. URL adresi olmadaninternet nasıl olacak, henüz bu sorunun yanıtı ortada yok ama teknolojinin bu kadarhızla geliştiği bir dünyada bu sorunun yanıtını bulmak da çok uzun sürmezdüşüncesindeyim” diye konuştu.

-Avantajix Nedir?-

 Alışverişyapınca para veren site” mottosuyla son yıllarda alışveriş tutkunlarının adresihaline gelen Avantajix, 500’e yakın alışveriş sitesini tek çatı altındatoplayan bir internet sitesi.

Tüketici,alışveriş sitelerine doğrudan değil de Avantajix üzerinden girerse, bu sitelerdenkomisyon alınıyor ve bu komisyon alışveriş yapan kişiye nakit para olaraködeniyor. Siteden şu an itibarıyla 10 milyon farklı ürüne ulaşmak ve satınaldıkça para kazanmak mümkün.

Ücretsizüye kabul eden site, alışveriş yapılması halinde tüketiciye ödenecek paranınilk 10 lirasını, yılda bir defaya mahsus olmak üzere hizmet bedeli olarakalıyor. Site hiçbir şey satmıyor, kredi kartı sormuyor, sadece kullanıcılarınanakit para veriyor.

Her 10 kişiden 7’si yılbaşı hediyesini internetten alacak
Yeni yıl kutlamaları için geri sayım sürerken, GittiGidiyor düzenlediği anketle tüketicilerin yılbaşındaki hediye tercihleri ve bütçeleriyle ilgili ayrıntıları ortaya koydu. Sonuçlar, e-ticaretin kolaylığını keşfeden kullanıcıların yılbaşı alışverişini de internetten yapmayı tercih ettiğini gösterdi. Ankete katılan 10 kişiden 7’si yılbaşı alışverişini internet üzerinden yapacağını belirtirken, katılımcıların yüzde 50’si hediye alırken mutlaka kampanyalardan faydalanacağını belirtti. Tüketicilerin yılbaşı alışverişi için ayırdığı bütçe geçen yıla kıyasla büyük ölçüde aynı kalırken, kullanıcılar hem kendilerine hem de sevdiklerine yeni yıl hediyesi olarak en çok giyim-aksesuar ürünleri satın almayı planlıyor.
Türkiye’nin öncü e-ticaret sitesi GittiGidiyor, yılbaşı kutlamalarına çok az bir süre kala tüketicilerin yeni yıl için hediye tercih ve bütçeleriyle ilgili ayrıntılara, düzenlediği anketle ışık tuttu. İnternetten alışveriş yapan 1886 kullanıcının katıldığı ve 10-11 Aralık tarihlerinde düzenlenen anket, e-ticaretin kullanıcılara sağladığı kolaylık sayesinde yılbaşı alışverişinde de adresin “internet” olduğunu gözler önüne serdi. Ankete göre 10 kişiden 7’si yılbaşı alışverişini internet üzerinden yapacağını belirtirken, 10 kişiden 3’ü fiziksel mağazaları tercih edeceğini belirtti. Katılımcıların yüzde 86’sının hediye araştırmasını da yine “internet” üzerinden yaptığı ortaya çıkarken; yüzde 10’unun mağazalardan, yüzde 4’ünün ise diğer kanallardan hediye baktığı görüldü.
Yılbaşı bütçesi geçen yıla göre büyük oranda değişmiyor
Yılbaşı hediyeleri için ayrılan bütçenin geçen yıla göre nasıl değişiklik göstereceğinin sorulduğu ankette, katılımcıların yüzde 35’i bütçelerinin aynı kalacağını belirtti.  Ankete katılanların yüzde 21’i bütçelerinin %10-25 arasında, yüzde 12’si %26-50 arasında, yüzde 10’u %50 ve üzerinde artacağını belirtti. Diğer taraftan, katılanların yüzde 7’si bütçelerinin %10-25 arasında, yüzde 4’ü %26-50 arasında, yüzde 11’i %50 ve üzerinde azalacağını söyledi.
Hediye için kampanyalı ürünler tercih ediliyor
Katılımcılara “Yılbaşı hediyesi alırken en çok nelere dikkat edeceksiniz?” sorusunun yöneltildiği ankette yüzde 75 oranla “Bütçeme uygun olmasına özen gösteririm” yanıtı başı çekerken, bunu yanıtı yüzde 50’yle “Mutlaka kampanyalardan faydalanmak isterim” yanıtı takip etti. Katılanların yüzde 43’ü “İhtiyaca yönelik hediye almaya dikkat ederim”, yüzde 40’ı “Önceden internetten araştırma yaparım”, yine yüzde 40’ı “Kalıcı bir hediye almak isterim” ve yüzde 17’si “Son dakikaya bırakmamaya dikkat ederim” yanıtını verdi.
Hem sevdiklerimize hem kendimize kıyafet alıyoruz
“Yılbaşı hediyesi olarak sevdiklerinize hediye olarak ne/neler alacaksınız?” sorusunun yöneltildiği ankette giyim ürünleri öne çıktı. Bu soruya yüzde 56 gibi yüksek bir oranla giyim, ayakkabı ve çanta gibi ürünlerin bulunduğu “Moda” yanıtı verilirken; onu yüzde 35’le “Takı/Aksesuar”, yüzde 34’le “Hobi/Eğlence”, yüzde 30’la “Kozmetik/Kişisel Bakım”, yüzde 28’le “Elektronik”, yüzde 23’le “Ev dekorasyon”, yüzde 18’le “Spor/Outdoor ürünleri” ve yüzde 6’yla “oyuncak, çiçek ve kitap gibi ürünlerin bulunduğu “Diğer” yanıtı izledi.
Ayrıca katılımcıların yılbaşında kendilerine alınmasını istediği ürünlerin başında da yine kıyafet yer alırken; bunu sırasıyla cep telefonu, bilgisayar, kulaklık, saat ve parfüm/kozmetik izledi.
Yılbaşına özel yüzde 80’e varan indirim
Yeni yıla girmemize günler kala elektronikten kozmetiğe, ev dekorasyondan hobi ve eğlence kategorisine kadar milyonlarca hediye alternatifi GittiGidiyor’da kullanıcıları bekliyor. Yılbaşına özel yüzde 80’e varan indirimlerin sunulduğu GittiGidiyor’dahttps://www.gittigidiyor.com/yilbasi-hediyeleri sayfasını ziyaret ederek sevdikleriniz için aradığınız hediyeyi seçebilirsiniz.

En fazla turist çeken 100 şehir arasında Türkiye’den iki şehir de var

Euromonitor 2017’de dünyanın en fazla turist çeken 100 şehri raporunu yayınladı. Hong Kong’un birinci sırada yer aldığı listede, Türkiye’den İstanbul ve Antalya da bulunuyor.

Uluslararası pazar araştırmaları şirketi Euromonitor, 2017’de dünyanın en fazla ziyaretçi çeken 100 kentini açıkladı. Dünya üzerindeki 600 şehrin incelenmesi ile hazırlanan dünyanın en çok turist çeken şehirleri raporunda ülkeye giriş yapılan şehirlerin yanında seyahatin devamında ziyaret edilenler de değerlendirmeye alındı.

1900’lerde dünya nüfusunun sadece %15’i şehirlerde yaşıyordu. 2008’de geçtiğimiz noktada ise kentsel nüfus, kırsal nüfusu geçti. Halen 10 milyondan fazla sakini olan 33 mega şehir bulunuyor. 2030’a kadar bunlara 6 tanesinin daha ekleneceği düşünülüyor. Şehirler ticaretin merkezi konumunda yer alıyor. Örneğin Bangkok 2017’de Tayland’ın GSYİH’sının yarısından fazlasını üretti. Şehirlerin giderek kalabalıklaşması, kaynakların da azalmasına neden oluyor. Bu nedenle şehir yönetimleri artık “daha fazla ziyaretçi” yerine “daha doğru ziyaretçi” çekme yönünde eğilim gösteriyor. Yine de dünyanın en çok turist çeken şehirleri sıralaması, yöneticilere önemli bir gösterge oluyor.

Asya şampiyon, Orta Doğu ve Afrika küme düştü

Küresel anlamda ziyaret sayısının 2018 yılında %5 artış göstererek 1,4 milyara ulaşması bekleniyor. En fazla ziyaret alan 100 şehir için ise artış %7,5 olacak. Merkez şehirlerin önemi arttıkça bu artış da kaçınılmaz oluyor.

2018 raporunun şampiyonu, 100 şehirden 41’ini kapsayan Asya kıtası. Tunus’taki Cerbe ve Susa ile Mısır’daki Şarm el Şeyh’in terör saldırıları nedeniyle talebin azalması sonucu listeden düşmesi ise Orta Doğu ve Afrika bölgesinin dünyanın en çok turist çeken şehirleri listesinde en büyük kaybı yaşamasına neden oldu.

Japonya ve Hindistan, ziyaretçi artışı açısından en güçlü ülkeler oldu. Japonya’daki Osaka ve Çiba şehirlerine yapılan ziyaretler sırasıyla %43 ve %35 oranında artarken, Hindistan’daki Delhi ve Mumbai ortalamada %20’den fazla artışa sahne oldu. Diğer yandan, bu yılki raporun ilk 10 şehri, 2012’ye göre ortalama %3,9’luk bir büyüme gösterdi.

Dünyanın en çok turist çeken 10 şehri

Raporda ilk 10’da yer alan şehirler ve 2017 yılındaki ziyaretçi sayıları şunlar oldu:

Hong Kong: 27,9 milyon

Bangkok: 22,4 milyon

Londra: 19,8 milyon

Singapur: 17,6 milyon

Makao: 17,3 milyon

Paris: 15,8 milyon

Dubai: 15,8 milyon

New York City: 13,1 milyon

Kuala Lumpur: 12,8 milyon

Şencen: 12,1 milyon

Türkiye’den listeye giren iki şehir

Euromonitor listesinde İstanbul 10,3 milyon ziyaretçi ile 12’nci, Antalya 9,5 milyon ziyaretçi ile 16’ncı sırayı aldı. İstanbul 2012 yılı ile aynı sırada kalırken, Antalya 5 sıra gerilemiş oldu. Raporun Türkiye bölümünde politik gerilimler ve güvenlik tehdidi nedeniyle 2016’da ciddi şekilde düşen ziyaretçi sayısının hızla yükselmekte olduğu belirtildi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı ve turizm acentalarının Asya ülkelerine yönelik girişimleri ile Batı Avrupalı turistlere bağımlılığın azaltılmasının amaçlandığı ifade edilen raporda, artan hava trafiği talebi nedeniyle yeni hava limanının devreye alındığı ifade edildi. Tam kapasite çalışmaya başladığında yıllık 200 milyon yolcuyu ağırlayabileceği ifade edilen İstanbul Havalimanı, yıllık 100 milyon yolcu kapasitesi ile dünyanın şu anki en yoğun hava alanı olan Harsfield-Jackson Atlanta Uluslararası Hava Limanı ile karşılaştırıldı. (ETÜDER)

Uluslararası İşverenler Teşkilatı (IOE) Başkanı Erol Kiresepi: “İş dünyası ve hükümetler göç sorununun çözümü için daha fazla işbirliği yapmalı” 
Dünya işverenlerini temsil eden teşkilatın ilk Türk başkanı Erol Kiresepi, Fas’ın Marakeş kentinde 10 Aralık’ta düzenlenen Hükümetlerarası Göç Konferansı’nda 193 üye ülkenin liderlerine hitap etti. Konferansta “Güvenli, Kontrollü ve Düzenli Göç için Küresel İlkeler Sözleşmesi” (GCM) kabul edildi.
Türkiye’nin en köklü ve güçlü yerli ilaç firmaları arasında yer alan Santa Farma’nın Yönetim Kurulu Başkanı ve Uluslararası İşverenler Teşkilatı (IOE) Başkanı Erol Kiresepi, 10 Aralık’ta Fas’ın Marakeş kentinde yapılan Hükümetlerarası Göç Konferansı’nda yaptığı konuşmada iş dünyası ve hükümetlerin göç sorununun çözümünde ortak atması gereken adımlara vurgu yaptı.
“Güvenli, Kontrollü ve Düzenli Göç için Küresel İlkeler Sözleşmesi”ni (GCM) kabulü amacıyla düzenlenen Hükümetlerarası Konferans’a uluslararası temsil örgütlerinden 2500 kişi katıldı. Konferans’ın 10 Aralık 2018 tarihinde gerçekleştirilen açılış oturumunda Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri António Guterres, BM Genel Kurulu Başkanı María Fernanda Espinosa Garcés, OneChild Kurucusu Cheryl Perrera da birer konuşma gerçekleştirdi.
Konuşmasına “Göç” gibi hassas ve karmaşık bir konuda bile geniş bir diyalog çerçevesinde somut çıktılar elde edilmesine olanak sağlayan hükümetlere teşekkür ederek başlayan Kiresepi, “Göç” olgusunun iş dünyası açısından beceri eksikliklerini doldurmak; sosyal istikrarı sağlamak ve en savunmasız durumdaki göçmen işçilerin korunması olmak üzere  üç  farklı boyutu olduğunu vurguladı. Kiresepi, dünyadaki hızlı değişim karşısında beceri eksikliklerinin giderek artış göstereceğini, bu sorunla mücadele edebilmek için KOBİ’ler başta olmak üzere, özel sektörün daha fazla yurt dışından yetkin işgücü ve beceri transferine ihtiyaç duyduğunu, göç konusunda getirilen aşırı sınırlayıcı politikaların büyüme hedeflerine darbe vuracağını ifade etti. Konferans kapsamında kabul edilecek GCM’nin, bu yeni gerçekliğe uyum sağlamakta ve sorunların çözümünde önemli bir adım olduğunu, çalışanlar için iyi işleyen hukuki güvencelerin düzensiz ve kanuna aykırı uygulamaların azaltılmasında önemli rolü olacağını vurguladı.
“Hükümetlerin özel sektöre ihtiyacı var”
Özel sektörün GCM sürecinde temsili konusunda Erol Kiresepi Genel Kurula şöyle seslendi; “Gelin açık konuşalım. Bu konunun önemi ve karmaşıklığı göz önüne alındığında, iş dünyası göç konusunu bireysel olarak değil, örgütlü bir şekilde ele almak istiyor. IOE, neredeyse 100 yıldır etkin bir şekilde iş dünyasını ve özel sektörü temsil etme konusunda öncü rol üstlenmiştir. 2016 yılında iyi işleyen göç politikaları için dinamik bir şirketler ağı kurduk. Ama göç alanında daha fazlasını yapabiliriz ve yapmalıyız. Becerilerin sınırlar arasında daha kolay transferi için özel sektör daha geniş yasal düzenlemelere ihtiyaç duymakta, hükümetler ise göç politikalarının daha iyi şekilde oluşturulması için özel sektöre ihtiyaç duymaktadır. Bu noktada, doğru işverenlerle işbirliği yapılması büyük fark yaratacaktır. BM’nin de konuyla ilgili olarak en fazla temsiliyet gücü olan ve ülkelerdeki gerçeklikleri en iyi şekilde takip eden işveren kuruluşları ile etkileşimde bulunması zorunludur”.
Erol Kiresepi, IOE ve üyelerinin, GCM mekanizmasını tam olarak uygulamak için işbirliği yapılacak en uygun kuruluşlar olduğuna vurgu yaparak, IOE’nin, BM Genel Sekreteri’nin de desteğiyle, özel sektörün bu alanda etkinliğini artırmak için çabalarını daha da geliştireceğini, Marakeş’te başlayan bu işbirliğini güçlendirmeyi umut ettiklerini dile getirdi.
Erol Kiresepi, Fas Krallığı’nın ev sahipliğinde gerçekleştirilen etkinlik süresince bir dizi temasta da bulundu. Kiresepi IOE Başkanı sıfatıyla, 10 Aralık’ta BM Genel Sekreteri António Guterres ile bir araya geldi. İkili, göç konusu başta olmak üzere gündemdeki konularda işbirliğinin geliştirilmesi imkânları üzerinde durdu. Kiresepi aynı gün Uluslararası Göç Örgütü (IOM) Genel Direktörü António Vitorino ile buluştu. Uluslararası İşverenler Teşkilatı (IOE) ile Uluslararası Göç Örgütü (IOM) arasında göç ve göçmenlerin istihdamı konularında yakın işbirliğinin devamı yönünde mesajların verildiği görüşmede işverenlerin işgücü göç politikaları üzerinde oynadığı etkin role vurgu yapıldı.
Kiresepi, göç konusunda pratik, sorumlu ve gerçekçi bir bakış açısı için, BM genelinde gelecekteki işbirliği ve katılımı tartışmak üzere BM Genel Kurulu Başkanı María Fernanda Espinosa Garcés ile de bir araya geldi.
Kiresepi 2 gün süren Konferans süresince; Kolombiya Dışişleri Bakanı Carlos Holmes Trujillo, Fransa Avrupa Birliği ve Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Jean-Baptiste Lemoyne, Hollanda Göç Bakanı Mark Harbers, Birleşik Arap Emirlikleri İnsan Kaynakları Bakanı Nasser Bin Thani al Hamli,  Katar İdari Kalkınma, Çalışma ve Sosyal İşler Bakanı Yousuf Mohammed A. Fakhroo, Danimarka Kalkınma Alanında İşbirliği  Bakanlığı Müsteşarı Martin Bille Hermann, BM Meksika Büyükelçisi Juan José Gómez Camacho  ile de bir araya gelerek temaslarda bulundu.
“Güvenli, Kontrollü ve Düzenli Göç için Küresel İlkeler Sözleşmesi” kabul edildi
BM Hükümetlerarası Göç Konferansı’nda BM Güvenli, Kontrollü ve Düzenli Göç İçin Küresel İlkeler Sözleşmesi ülkelerin çoğunluğunun oyuyla kabul edildi. Sözleşme, insan kaçakçılığı ve göçmen ölümleri gibi trajik durumların önüne geçilmesi ve göçün hem düzenli hem de güvenli hale getirilmesine yönelik bir niyet beyanı niteliğinde.  Yasal bağlayıcılığı olmayan sözleşme, göçmenlerle ilgili kural ve düzenlemeleri belirlemeyi hedefliyor.

Fırtına sadece Türkiye’ye değil dünyanın tamamına geliyor

Türk ekonomisinde son dönemde yaşanan daralmanın Türkiye’ye özgü olmadığını belirten Ekonomik Prof. Dr. Emre Alkin, dünyadaki siyasi ve politik problemlerden dolayı tüm dünyanın fırtınalı bir sürece girdiğini kaydetti

Ege İhracatçı Birlikleri’nde (EİB) mevcut ekonomik durum ve 2019 öngörüleri ile ilgili “Fırtınadan Sağ Çıkma Sanatı” başlıklı bir sunum yapan Ekonomist Prof. Dr. Emre Alkin Türkiye’ye lazım olan şeyin kalkınma olduğunu ifade etti.

EİB’de düzenlenen toplantıda, Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği üyelerine mevcut ekonomik durum ve 2019 öngörüleri ile ilgili sunum yapan Alkin, “Fırtına geliyor. Yapacak bir şey yok ama bu dünyanın tamamına geliyor. Sadece Türkiye’ye değil” dedi. Alkin, “Türkiye’ye lazım olan şey kalkınma. Milli geliri büyütmenin büyük ehemmiyeti yok. Çocuğu da bırak, kendi kendine büyür zaten ama biz kaliteli büyümesini isteriz. Nüfusu büyüterek, ekonomik rakamları büyüterek, çok fazla üreterek bir yere varamayız. Çok fazla ürün değil, değerli ürün üretmeliyiz” diye konuştu.

“Venezuela değiliz ama Arjantin kıvamındayız”

Sunumda enflasyon rakamlarını da değerlendiren Alkin, şöyle konuştu: “407 malın 261’inde fiyat yükseldi, 110’unda düştü. 37’si olduğu yerde saymış. Bu 110 mal doğrudan çarpanı yüksek olan mallar. Şu an Venezuela değiliz ama Arjantin kıvamındayız. Meseleyi kabul edersek meselenin çözümüne geçebiliriz. Meselenin çözümü sizde. Merkez Bankası 149 firmaya anket yolluyor. Özel sektör ‘bir yıl sonra enflasyon yüzde 16,5, iki yıl sonra 12.4’e düşer’ demiş. Bir inanç var. Rapor gösteriyor ki 2020’de enflasyonda yüzde 10’un altına düşebiliriz. Türk insanı enflasyon oranlarına alışmadan düşürmek için hamle yapılması lazım.”

Vatandaşın talebi düştü

Türkiye’de negatif büyüme ihtimali olduğunu belirten Alkin, sözlerini şöyle sürdürdü: “4. çeyrekte iyi şeyler olmayacak. Negatif büyüme ihtimaline kendinizi hazırlayın. Büyüme rakamlarında 3. çeyrekte stok erimesi ciddi şekilde var. Ekim ayında sanayi üretim endeksi Türkiye’de ciddi yavaşlamanın eşiğinde. Fırtınanın içine girilmeye başlandı. Bunu bekliyorduk. Perakende satış endeksi ekim ayında sert düşüş yaşamış. Gösteriyor ki vatandaş da talep etmekten kendini alıkoyuyor.

“Tarımın en baştan ele alınması lazım”

Tarımın ekonomi içinde payının da düştüğünü ifade eden Alkin, “Bu böyle olmaması lazım. Bizdeki sıkıntı; ‘millet nasıl yapmış’ diye sormuyoruz. Onu sormalıyız. ‘Neden olmuyor’, kibirli bir ifade. Tarımın en baştan ele alınması lazım. Tarımdaki problem sadece üretmemek değil. Ürettiğimizle ilgili fiyat politikalarını oluşturamıyoruz. Bunda bir tuhaflık var. Dünya’da gıda fiyatları yükselirken bizde düşüyor.”

“Kayıt dışı istihdamda yoğunluk”

Kayıt dışı istihdamın çok yoğun halde yaşanacağı devreye girildiğini de dile getiren Alkin, “Yarı zamanlı, hatta kısa vadeli çalışma durumları yaşanacak. İşsizlik biraz daha yukarı doğru çıkacak. Asgari ücretin altında çalışmak isteyen çok kişi olacak” dedi.

Aramızdan ayrılan dostlarımız olacak

Ekonomideki fırtınadan dolayı önümüzdeki bir yıl içinde bazı firmaların ticari faaliyetlerini sürdüremez noktaya geleceği öngörüsünde bulunan Prof. Dr. Emre Alkin, “Bu süreçte borç vermeyin, taşıma su ile değirmen dönmez. O işletmeleri çalıştırabileceğinize inanıyorsanız satın alın ya da ortak olun. O işletmeyi devreden başka bir şekilde geri dönecektir” şeklinde konuştu.

Özel sektör temsilcilerine siyasilerin karar alma mekanizmasını benimsememeleri önerisinde bulunan Ekonomist Prof. Dr. Emre Alkin şöyle devam etti: “Siyasiler gerçekleri sevmez, hoşa giden şeyler duymak ister. İş dünyası hiyerarşiden vazgeçen çalışanlara sorumluluk veren bir yapıya dönmeli. Başarısızlık yöneticilerin kendi etrafında oluşturduğu oligarşinin yanlış yönlendirmesinden kaynaklanıyor.”

Ekonomist Prof. Dr. Emre Alkin’in, “Fırtınadan Sağ Çıkma Sanatı” başlıklı sunum yaptığı toplantıya Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep, Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Yalçın Ertan, Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş, Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mustafa Terci, Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Cahit Doğan Yağcı, Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit, Ege İhracatçı Birlikleri Geçmiş Dönem Koordinatör Başkanı Mustafa Türkmenoğlu ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği üyeleri katıldı.

Türk Gıda İhracatçıları Çin pazarında konumunu güçlendirmeye gitti

Son yıllarda art arda büyüme rekorları kıran, hızla zenginleşen Çin Halk Cumhuriyeti’nde alım gücü yüksek 300 milyonu aşan nüfus, Türk gıda sektörünün radarına girdi.

Ege İhracatçı Birlikleri, Çin’in yıllık 50 milyar dolara ulaşan gıda ithalatından aldığı 144 milyon dolarlık payı 1 milyar dolara çıkarmak için Çin’in en zengin bölgelerinden biri olan 15 milyon nüfuslu Guangdong’a “Gıda Sektörel Ticaret Heyeti” düzenledi.

Ticaret Bakanlığı’nın Koordinasyonu’nda, Ege İhracatçı Birlikleri’nin organize ettiği “Gıda Sektörel Ticaret Heyeti”ne 9 Türk firması ve Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği temsilcileri katılırken, Türk gıda ihracatçıları, Çinli büyük market zincirlerinin aralarında bulunduğu 40 ithalatçı ile ikili iş görüşmeleri yaptı.

Ege İhracatçı Birlikleri, Temmuz ayında Guandong Gıda İthalatçıları Derneği ve Derneğe üye 5 ithalatçı firmanın satın alma yetkililerinden oluşan bir heyeti “VİP Alım Heyeti” kapsamında İzmir’de ağırlamıştı. Bu alım heyeti sonrasında kurulan yakın temas sonucunda, Ege İhracatçı Birlikleri, bu sefer 10-14 Aralık 2018 tarihlerinde Türk gıda ihracatçılarıyla, Çinli gıda ithalatçılarını Çin’de buluşturdu.

Guanco’nun Güney Çin’in 2 bin yıldır politik, ekonomik ve kültürel başkenti konumunda olduğunu belirten Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı Birol Celep, Türkiye’nin, kuru meyveler ve zeytinyağı olmak üzere pek çok tarımsal üründe dünyanın en önemli üretici ve ihracatçı ülkesi konumunda olduğunu, Çin’e ihracatı çok sınırlı düzeyde olan sağlıklı ve lezzetli Türk ürünlerinin Çinli tüketicilerle buluşması için ticaret heyeti organizasyonunu bir başlangıç olarak gördüklerini, öncelikli hedef pazarları arasında yer alan Çin ile önümüzdeki dönemde daha yakın iş birliği içinde çalışmak istediklerini kaydetti.

Lüks gıda tüketimi giderek artan Çin’e son 3 yılda ihracatını yüzde 100 arttırarak 72 milyon dolardan 144 milyon dolara çıkardıklarını, Türk gıda sektörü adına düzenledikleri ticaret heyeti organizasyonunun ilk gününde Çinli ve Türk firmalarının birbirini tanımasına imkan veren ikili iş görüşmeleri gerçekleştirdikleri bilgisini veren Celep, “ikinci gün Guanco Başkonsolosumuz Melih Bora Kerimoğlu ve Ticaret Ataşemiz Sayın Serdar Afşar’ın katılımıyla düzenlenen seminerde Çin pazarı ve gümrükleri hakkında detaylı bilgi alma imkanı bulduk ve seminer sonrasında IFA ve Ege İhracatçı Birlikleri arasında işbirliğine yönelik bir mutabakat zaptı imzaladık. Bu sayede önümüzdeki dönemde IFA ile aramızdaki iş birliğini daha da geliştireceğiz ve Çinli Gıda İthalatçıları ve ülkemiz gıda ihracatçıları arasındaki ticareti arttırmak için yeni çalışmalarımız olacak. Öğleden sonra ise üç süpermarketi ziyaret ettik ve yetkilileri ile görüştük” diye konuştu.

Çin’e gıda ihracatında hedef 1 milyar dolara ulaşmak

Programımızın son gününde Çin pazarında giderek önem kazanan elektronik ticaret platformları hakkında bilgi aldıklarını ve ticaret platformlarının üyeleri ile görüşmeler gerçekleştirmek üzere Guangdong Cross Border E-Commerce Industry Association’u ziyaret ettiklerini anlatan Celep şöyle devam etti: “Bu ziyaretimiz sonrasında da ürünlerimizin Çin pazarına girişi ve tanıtımı ile ilgili reklam ve pazarlama faaliyetlerine dair görüşmeler yapmak üzere Başkonsolosumuz ve Ticaret Ataşemiz ile birlikte çok önemli bir reklam firmasını ziyaret ettik. Çok yoğun geçen programımız sonrasında heyet katılımcılarımız Çin pazarı hakkında detaylı bilgi alma ve farklı kişi ve kurumlarla görüşmeler yapma imkanı buldular. Tüm bu görüşme ve ziyaretlerin sonuçlarının verimli olmasını ve önümüzdeki dönemde ülkemizden Çin’e yapılan gıda ihracatının artmasını temenni ediyoruz. Orta vadede Çin’e 1 milyar dolar gıda ürünleri ihraç etmeyi hedefliyoruz.”

Ticaret Bakanlığı’ndan destek bekliyoruz

Türkiye’den Hong Kong ve Vietnam’a giden ürünlerinde büyük bölümünün Çin’de tüketildiğine işaret eden Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı Birol Celep, “Ticaret Bakanlığımız, Çin Ticaret Bakanlığı ile yapacağı ikili görüşmelerle Türk ürünlerinin ihracatı için önünü açacak adımları atabilir. Çin pazarına biz tüm gıda ürünlerimizle girersek, hem aradaki aracıları devre dışı bırakıp ülkemize daha fazla döviz kazandırabiliriz, hem de bu sayede ihracatta ana pazarımız Avrupa pazarında da konumumuz güçlenecek, mallarımızın da fiyatı artacak. 350 bin ton üzümü pazarlarken zorlanmayacağız. 500 bin ton yıllık üzüm satabilecek konuma gelebileceğiz” öngörüsünde bulundu.

Batı hayranlığı var

Çin’de Batı hayranlığı olduğunu, Türk ihracatçılarının doğru adımlar atarak bu durumu fırsata çevirebileceği öngörüsünde bulunan Celep, “Türk ürünlerini hikayesiyle anlatan tanıtımlar yapıp Çinlilerin Türk ürünlerini tüketmeleri yanında Türkiye’yi ziyaret etmelerini de sağlayabiliriz. Gastronomi turizmi turları yapabiliriz. Turizm ile Türk lezzetlerini tarihimizle, birleştirip turizmimizi de geliştirebiliriz. Çin, çok hızlı büyüyebileceğimiz bir Pazar” diyerek sözlerini noktaladı.

Türk hazır beton sektörü olarak sürdürülebilirlik konusunda dünyadaki ilklerden birini başardık

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) tarafından İstanbul’da “Beton Teknolojileri ve Doğru Beton Uygulamaları Semineri” düzenlendi. Kaliteli beton üretimi ve beton uygulamasının doğru yapılması amacıyla düzenlenen Seminerde konuşan THBB Genel Sekreteri Aslı Özbora Tarhan, Beton Sürdürülebilirlik Konseyinin “Kaynakların Sorumlu Kullanımı Sistemi” kapsamında ilk hazır beton tesisi ile çimento fabrikasının belgelendirildiğini ve Türk hazır beton sektörü olarak sürdürülebilirlik konusunda dünyadaki ilklerden birini başardıklarını söyledi.

Kuruluş tarihi olan 1988 yılından bu yana Türkiye’de kaliteli betonun üretilip kullanılması için önemli çabalar gösteren Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), bu amaçla yapmış olduğu çok sayıda etkinliğin yanı sıra “Beton Teknolojileri ve Doğru Beton Uygulamaları” konulu seminerler düzenliyor. Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde periyodik olarak gerçekleştirilen bu seminerler ile müteahhitler, mimarlar, mühendisler başta olmak üzere beton kullanıcılarına; betonla ilgili kamu idarelerinin yetkililerine; yapı denetim kuruluşu temsilcilerine ve beton üreticilerine betonun doğru uygulamalarının anlatılması hedefleniyor.

THBB’nin 2017 yılında başlattığı seminerler dizisinin on dördüncüsü 19 Aralık 2018 tarihinde İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesinde yapıldı. Seminer’e inşaat mühendisleri, müteahhitler, mimarlar ve beton üreticileri yoğun ilgi gösterdi. İMO İstanbul Şubesi Başkanı Nusret Suna’nın yaptığı açış konuşmasıyla başlayan Seminer kapsamında, THBB Genel Sekreteri Aslı Özbora Tarhan; “Türkiye’de ve Dünyada Hazır Beton Sektöründeki Son Gelişmeler”, İTÜ İnşaat Fakültesinin Eski Dekanı Prof. Dr. Mehmet Ali Taşdemir “Beton Teknolojisinde Son Gelişmeler”; THBB Kalite Güvence Sistemi Direktörü Selçuk Uçar ise “Betonda Kalite Denetimleri” başlıklı birer sunum gerçekleştirdi.

Hazır beton sektörü, inşaat sektörünün önemli bir parçasıdır

Seminer’de Türkiye’de ve dünyada hazır beton sektöründeki son gelişmeleri aktaran THBB Genel Sekreteri Aslı Özbora Tarhan: “Hazır beton sektörü 2017 yılı itibarıyla 115 milyon metreküplük üretim ile inşaat sektörüne ve ülke ekonomisine önemli bir katkı sağlamaktadır. Türkiye, beton üretiminde 2009’dan bu yana Avrupa’nın lideriyken, Çin ve ABD’nin ardından dünyanın üçüncü en büyük hazır beton üreticisidir. Hazır beton sektörü, toplam istihdamın %6,9’unu oluşturan inşaat sektörünün önemli bir parçasıdır.” dedi.

Kaynakların Sorumlu Kullanımı Belgelendirme Sistemi belgelendirmeleri başladı

2016 yılında THBB Başkanı Yavuz Işık ile ERMCO Başkanlığının Türkiye’ye taşındığı ifade eden Aslı Özbora Tarhan: “2017 yılında Birliğimiz, Beton Sürdürebilirlik Konseyinin (The Concrete Sustainability Council) kurduğu ‘Beton Sorumlu Kaynak Kullanımı Belgelendirme Sistemi’nin ‘Bölgesel Sistem Operatörü’ olmaya hak kazanırken Türkiye Hazır Beton Birliği KGS İktisadi İşletmesi (KGS) de bu sistem içerisinde görev alacak ‘Belgelendirme Kuruluşu’ oldu. THBB olarak, Kaynakların Sorumlu Kullanımı Belgelendirme Sistemi’nin adaptasyon sürecini bu yıl tamamladık. Çalışmaların tamamlanmasıyla THBB, ‘Kaynakların Sorumlu Kullanımı Sistemi’nce belgelendirmek üzere başvuran firmalara yönelik bilgilendirme toplantıları düzenlemeye, KGS de bağımsız olarak denetimlerde bulunmaya başladı. Bu Sistem kapsamında ilk hazır beton tesisi ile çimento fabrikası 2018 yılının kasım ayında belgelendirildi. Türk hazır beton sektörü olarak sürdürülebilirlik konusunda dünyadaki ilklerden birini başardık.” dedi.

THBB, AR-GE projeleriyle sektöre katkı sağlamaya devam ediyor

“Türkiye Hazır Beton Birliği Beton Araştırma Geliştirme ve Teknoloji Danışma Merkezi” adlı projelerinin İstanbul Kalkınma Ajansı tarafından başarılı bulunduğu ve ekim ayı itibarıyla bu projeye başladıklarını ifade eden Aslı Özbora Tarhan, “Bu proje çerçevesinde laboratuvarımıza kazandıracağımız yeni ekipmanlarla ve yapacağımız AR-GE çalışmaları ve danışmanlık hizmetleriyle sektörümüze katkı sağlamaya devam edeceğiz.” dedi.

Geçirimli betonun pek çok çevresel faydası bulunuyor

Hazır beton sektöründeki son teknolojik gelişmelerden bahseden THBB Genel Sekreteri Aslı Özbora Tarhan, “2018 yılında Birliğimiz ve T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yüksek Fen Kurulu Başkanlığının çalışmalarıyla ‘Geçirimli Beton Kılavuzu’ hazırlanmıştır. Geçirimli beton, ‘geçirimli kumsuz beton’ veya ‘poroz beton’ olarak da adlandırılmaktadır. Geçirimli betonun; yağmur sularını toprakla buluşturarak aşırı yağışların neden olduğu sel baskınlarını azaltmak, yer altı sularının yenilenmesine olanak sağlamak gibi pek çok çevresel faydası bulunmaktadır.” dedi

Betonun daha ileri düzey teknik özellikleri bildirerek hazır beton talep edilebilir

İTÜ İnşaat Fakültesinin Eski Dekanı Prof. Dr. Mehmet Ali Taşdemir, Seminerde, beton bileşenleri, betonun üretimi, yerleştirilmesi ve bakımı ile ilgili bilgiler vererek “Günümüzde beton alıcısı sadece basınç dayanımını ve işlenebilirliği değil betonun daha ileri düzey teknik özelliklerini bildirerek hazır beton talebinde bulunabilir.” dedi.

Beton alırken, betonun KGS denetiminden geçmiş olması aranmalıdır

Betonun üretim aşamasından şantiyelerde kullanımına kadar kalite denetimlerinin nasıl yapılacağı konusunda bilgi veren Türkiye Hazır Beton Birliği KGS İktisadi İşletmesi (KGS) Direktörü Selçuk Uçar, kentsel dönüşüm mevzuatıyla gündeme gelen mevcut yapılardaki beton kalitesinin ölçümü konularına değindi. Konuşmasında Kalite Güvence Sisteminin önemini vurgulayan Selçuk Uçar, “Beton kalitesindeki en önemli unsur, beton üretim yerinin ve sisteminin uygun olmasıdır. Bu nedenle beton alırken, betonun KGS denetiminden geçmiş olması aranmalıdır.” dedi.

İlk KGS Çevre ve KGS İş Sağlığı ve Güvenliği belgelerini düzenledik

Konuşmasında KGS’nin çevre ve iş güvenliği konusundaki yeni belgelendirmeleri hakkında bilgi veren KGS Direktörü Selçuk Uçar, “KGS Çevre Belgelendirmesi’ ile ‘KGS İş Sağlığı ve Güvenliği Belgelendirmesi’ için başvuru yapan hazır beton tesisleri, bağımsız ve etkin bir denetimden geçerek çevre ve iş güvenliği konularında üstünlüklerini ve kalitelerini tescil ettirmiş olacak. Belgelendirme süreçlerinde hazır beton tesislerinin çevre ve iş güvenliği konularında mevzuatın son hâline tam uyumlu olup olmadığının denetlenmesi ön şart olarak yer almaktadır. Böylece tesisler, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılacak çevre denetimlerine ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca yapılacak iş teftişlerine de tam hazırlık sağlayarak eksikliklerini giderme yolunda hizmet almış olacak. Denetimler, mevzuata uyumun yanı sıra hazır beton sektörüne özgü iyi uygulamaları teşvik edecek unsurları da içeriyor. Böylece tesisler, denetimler sonrası iyileştirme yapılabileceği konularda bilgi sahibi olacak. Son olarak KGS’ye başvuruda bulunan firmaların tesislerinde denetimlerde bulunduk ve ilk KGS Çevre ve KGS İş Sağlığı ve Güvenliği belgelerini düzenledik.” dedi.

Türkiye Hazır Beton Birliği hakkında

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), 1988 yılından beri güvenli ve dayanıklı yapıların inşası için, standartlara uygun beton üretilmesi, standartlara uygun beton uygulamaları için, özellikle deprem riski yüksek bölgelerde yüksek dayanım sınıflarında ve dayanıklı beton kullanılması için uğraş veren mesleki bir kuruluştur. 1991 yılından beri Avrupa Hazır Beton Birliğinin (ERMCO) de tam üyesi olan THBB’ye üye olacak şirketlerin bütün hazır beton tesislerinde standartlara uygun üretim yapılması, THBB Kalite Güvence Sisteminin (KGS) sürekli habersiz denetimlerine tabi olunarak KGS Uygunluk Belgesi alınması, uygun laboratuvar bulunması, teknik, çevre, iş sağlığı ve güvenliği, yasal ve etik kriterlerin eksiksiz yerine getirilmesi zorunludur.

ALTIN MARKA ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU

İstanbul Marka ve Kariyer Zirvesi çerçevesinde II. Türkiye Altın Marka Ödülleri dün gece gerçekleşti. Türkiye’nin global ve yerel markalarını bir araya getiren dev organizasyon, 200 marka temsilcisini ağırlamakla birlikte 700 davetliye ev sahipliği yaptı. Türk ekonomi ve iş dünyasının ilgi odağı olan organizasyonun ana sponsorluğunu, geçen sene “Yılın İnşaat Markası” ödülüne layık görülen ‘Ceylan İnşaat’ üstlendi. . 1 Ekim – 1  Kasım tarihleri arasında birçok dalda yapılan halk oylaması sonucunda birçok ünlü isim ödüllerine kavuştu. Erkan Petekkaya, Yılmaz Morgül ve Nazlı Çelik ödül alan isimler arasındaydı. Hilton İstanbul Bomonti Hotel & Conference Center’de gerçekleşen törenin sunuculuğunu, ünlü mankenler Özlem Yıldız ve Şenol İpek’in yaptı.

GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE İÇİN TÜRK MARKALARINI SEÇİN

Türk markalarının adını, dünyaya en iyi şekilde duyurmayı hedefleyen Türkiye Altın Marka Ödülleri Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Nedim Delibaş: “Bu ödül töreninin amacı; ülkemizin önemli markalarının, Türkiye ve dünyadaki bilinirliğini artırmak ve hak ettiği yere ulaşmasını sağlamaktır. Kendi markalarımıza sahip çıkarak tüm dünyaya gücümüzü göstermek istiyoruz. Bu nedenle bu tür etkinliklerin, halkımızın markalarına sahip çıkması adına fırsat olacağını özellikle belirtmek isterim.” İfadelerini dile getirdi. Türkiye’nin, dünya ekonomisinde ilk 10 ülke arasında yer aldığını ve Türk markalarının artık dünyanın her yerinde görüldüğünü belirten Delibaş görkemli gecede, tüm Türkiye’nin tek vücut olarak markalarına sahip çıkması ve yerli markaların gücünü bilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Gecede Ödül Alan Markalar;

1. Yılın Haber Kanalı- NTV

2. Yılın Altın Adamı- Vakkas Altınbaş

3. Yılın İş Adamı- Sadettin Saran

4. Yılın İş Kadını- Aydan Gömügen Tuncay

5. Yılın Genç İş Adamı- Halit Güven

6. Yılın Girişimci İş Adamı- Hasan Arslan

7. Yılın Genç Girişimcisi-Yasin Kodooğlu- Kodoil

8. Yılın İhracat Markası- Palmiye Türkiye

9. Uluslararası Turizm Markası- Rixos Otelleri

10. Yılın Turizm Markası- Azka Otel

11. Yılın İş Oteli- Wyndham Grand Kalamış Marina Hotel

12. Yılın Marinası- Gökova Ören Marina İsmail Koçak

13. Yılın Seyahat Acentası- Jolly Tur

14. Yılın Spor Markası- Beşiktaş

15. Yılın Spor Merkezi- Clup Sporium

16. Yılın Enerji Markası- Alpet

17. Yılın Denizcilik Firması- Tamer Köseoğlu

18. Türk Müziği Sanatçısı- Yılmaz Morgül

19. Yılın Televizyoncusu- Nazlı Çelik

20. Yılın Televizyon Yıldızı- Seren Serengil

21. Yılın Habercisi-Abdülhalik Çimen A Haber

22. Yılın Anchormani Ali Çağatay- Bloomberg TV

23. Yılın Giyim Markası- Altın Yıldız Classics

24. Yılın Çıkış Yapan İnşaat Markası- Sinan Toprak Yapı AŞ.

25. Yılın İnşaat Projesi- Altower

26. Yılın Sağlık Markası- Medipol Sağlık Grubu

27. Yılın Tıp Adamı- Prof. Dr. Mete Düren

28. Tılın Plastik Cerrahı- Ömer Faik Sağun

29. Yılın Zayıflama ve Kilo Kontrol Merkezi- FITSLIMLIFE

30. Yılın Güzellik Merkezi-Dekolteplus Ahu Karaduman

31. Yılın Make Up Artisti- Ayşe Bilirer

32. Yılın En İyi Plastik Cerrahı ve Saç Ekim Kliniği- Estemylife

33. Yılın Sağlık Turizmi Markası- Hairestetik Turkey

34. Yılın Süper Markası- Günaydın Et

35. Yılın Lezzet Markası- Green Salads

36. Yılın Lezzet Kalite Ödülü- Mestet Steakhouse

37. Yılın Restaurantlar Zinciri- Tavuk Dünyası

38. Yılın Gıda Markası- Torku

39. Yılın Tantuni Markası- Göksel Tantuni

40. Yılın Döner Markası- Reis Döner

41. Yılın Yerel Lezzet Markası- Yedi Kardeşler

42. Yılın İçecek Markası- İdeal Su

43. Yılın Makarna Markası- Arbella

44. Yılın TV Markası- TV8

45. Yılın Gazetesi- Sabah Gazetesi

46. Üstün Hizmet Belgesi- Klass Magazin- Muammer Kapucuoğlu

47. Yılın Ekonomi Yazarı- Dr. Nedim Türkmen

48. Yılın Yayınevi- A7 Kitapevi Arzu Sandal

49. Yılın Designerı- Ceylan Ateş

50. Yılın Kurumsal Toplu SMS Firması- İSOBİL

51. Yılın STK’sı- Türkiad

52. Yılın Sosyal Sorumluluk Projesi- Çetin Grup- Ahmet Çetin

53. Yılın Bankası- Garanti Bankası

54. Yılın Kadın Girişimcisi- Emsal Doğan

55. Yılın Tasarımı-Arredo Cucine- Emre Ulaştepe

56. Yılın Güvenlik Markası- Armed- İbrahim Yılmaz

57. Yılın Moda Tasarımcısı- Yelda Aslan

58. Kadın Giyim Markası- Aker

59. Quality Fur Brand Of The Year- Adamo

60. Yılın Çıkış Yapan Holdingi- By Holding

61. Yılın Gayrimenkul Markası- Atilla Solgun Gayrimenkul

62. Yılın Prestij Projesi- Orak İnşaat

63. Ege Bölgesinde Yılın İş Adamı- Korhan Çerçil

64. Yılın Marmara Bölgesi Prestij Ödülü- İzsiz Yapı İnşaat Ntepe Konakları Çerkezköy

65. Yılın Hukuk Markası- Kulaçoğlu Hukuk