Eğitim’de özel-devlet harcaması..(Köşe yazısı 21.12.2015 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ
davutgulec@hotmail.com

Türkiye’de okuma-yazma oranı istenilen seviyede değil, hurafeler, cehaletler, üfürükçüler, cinciler, hacılar-hocalar, cemaatler-tarikatlar halen etkili ise bunda en büyük suç, siyasilerin ve adında ‘milli7 olan eğitim sisteminin yaz-boz tahtası olmasından.
Bugün bile bakanına göre sistemin değiştiği, atamaların yapıldığı sistemde, özel okullara teşvik yapılıyor.
Devletin resmi okulları, özellere göre her konuda tam başarılı değil.
Öğrenci de, velide, öğretmende, yöneticilerde, hatta hayırseverlerin yaptırdıkları binalar bile sorunlu, sıkıntılı, dert küpü.
Özel okullara devlet öğrenci başına katkıda bulunurken, devletin resmi okullarında hiçbir destek ve teşvik yok.
Hatta okullar ile okul aile birliklerinin çeşitli nedenlerle para toplaması, öğretmenlerin yardımcı ders kitabı alması yasak iken, özel okullarda hepsi serbest.
En basitinden, okul servisleri devlet okullarında istediğini yapıyor. İş özel okullara gelince seslerini bile çıkartamıyor ve okul aile birliklerinin dediklerini iki etmiyor. Veliler, okulların istediği aidatları aksatmıyor. Öğretmenler rahat yardımcı ders kitabı aldırabiliyor. Spor salonlarını, okul bahçelerini, kantinlerini kiraya vererek okula katkı sağlıyor. Ama devlet okulunda bunlar yasak.
Ama devlet okullarında, siyasi nedenlerle ‘Afrika’ya simit parası’ adıyla, müsteşar imzasıyla aylık kumbaralı yardım toplanabiliyor. İktidara yakın fikirdeki yazarlar ‘kültür hizmeti’ adıyla konferanslar veriyor, kitaplarını satabiliyor.
Özel okullarda, seçmeli-seçmesiz tüm branşların öğretmenleri o dersleri veriyor.
Devletin okullarında ise, Astronomi-Uzay, Hitabet, diksiyon öğretmenleri olmadığı için, ya müzik ya beden eğitimi çoğu yerde ise Peygamberimizin hayatı işleniyor.
Özel okullar, sınavlarda başarılı olan öğrencileri kendilerine çekmek için her türlü destek-teşvik-burs sözü verirken, o sınavlarda başarılı olup Anadolu liselerinde iyi okul kazanan öğrenciler, ilk başlarda yapılan hatalardan başarısız öğrencilerle içiçe kaldı.
Güya tüm okullarda Fatih projesi uygulandı. Bizim çocuklar Anadolu lisesini bitirecek daha tablet yerine çantasında kitap taşıyor. Hem de ülkenin 12 büyükşehrinden biri olan Kayseri’de. Okulun fiziki bir çok eksiği cabası.
Türkiye İstatistik Kurumu, eğitim harcamaları istatistikleri, örgün eğitime yönelik olarak doğrudan veya dolaylı yapılan harcamalara ilişkin verileri içeriyor.
Belirtilen eğitim harcamaları sadece örgün eğitimle doğrudan ilişkili yaygın eğitim faaliyetlerini içeriyor.
Diğer yaygın eğitim faaliyetlerine yapılan harcamaları kapsamıyor.
Bu istatistiklere göre, Türkiye’de eğitim harcamaları geçen yıl, 2013 yılına göre %13,2 artarak 113 milyar 571 milyon TL olarak gerçekleşti.
2014 yılında bir önceki yıla göre eğitim harcamalarının en çok arttığı eğitim düzeyi %20,4 ile ortaöğretim oldu.
Ülkemizde eğitim harcamalarının, gayri safi yurtiçi hasılaya oranı 2013 yılına %6,4 iken, 2014 yılında %6,5’e yükseldi.
Türkiye’de 2014’de yapılan eğitim harcamalarının %77,7’si devlet tarafından finanse edildi.
Eğitim harcamaları içerisinde hane halklarının yaptığı harcamaların payı ise %19,8 oldu.
Devlet kurumlarınca yapılan harcamaların %32,9’unu oluşturan 25 milyar 594 milyon TL yükseköğretim oluşturdu.
Özel kurumlarca yapılan harcamaların ise %47,9’u yani 9 milyar 87 milyon TL yükseköğretime yapıldı.
Türkiye’de öğrenci başına yapılan eğitim harcaması 2011 yılında 3 bin 819,1 TL olurken, 2014 yılında ise 5 bin 403 TL olarak gerçekleşti.
Eğitim düzeylerine göre değerlendirildiğinde, geçen yıl öğrenci başına harcamanın en yüksek olduğu eğitim düzeyi 13 bin 245,6 TL ile yükseköğretim.
Öğrenci başına toplam eğitim harcaması bir önceki yıla göre % 8,9 arttı.
Eğitim harcamalarının 2014 yılında 2013 yılına göre en fazla artış gösterdiği eğitim düzeyi ise %14,7 ile ortaöğretim.Bunu %9,5 ile ilkokul takip etti.