Eğitim-Sen’in eğitim raporu

Eğitim-Sen Kayseri Şubesi 2015-2016 eğitim-öğretim yılı raporunu açıkladı. Rapor eğitim sistemi açısından iç açıcı sonuçlar ortaya koymadı.
Sendika binasında gerçekleştirilen basın açıklamasını Eğitim-Sen Kayseri Şubesi Başkanı Ulaş Apaydın yaptı. AK Parti hükümetinin eğitim politikaların, eğitimi özelleştirdiğini savunan Ulaş Apaydın, 4+4+4 eğitim sisteminin özelleştirme politikalarının önünü daha çok açtığını ifade etti.
TUİK’in eğitim araştırması harcamalarına göre Türkiye’de eğitim harcamalarının yüzde 65’inin en zengin yüzde 20’lik kesim tarafından yapıldığını kaydeden Ulaş Apaydın, en düşük yüzde 20’lik kesimin eğitim harcamaları içindeki payının ise yüzde 2.2 olduğunu ifade etti.
Başkan Ulaş Apaydın, 4+4+4 öncesinde resmi okullara göre oranı yüzde 10’a denk gelecek biçimde 4 bin 664 adet olan özel okul sayısının, 4+4+4 sonrasında yüzde 8.5 oranında artarak, 9 bin 581’e çıktığını söyledi.
Doğu illerinde çatışmadan kaynaklı olarak 300 bin civarında öğrencinin eğitim hakkının elinden alındığın belirten Ulaş apaydın, bu durumun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğunu dile getirdi. Başkan Ulaş Apaydın, “Şırnak merkezinde 40 bin, Cizre’de 41 bin, Nusaybin’de 32 bin, Derik’te 7 bin, Dargeçit’te 17 bin, Silopi’de 39 bin, İdil’de 24 bin, Sur’da 30 bin, Silvan’da 28 bin, Yüksekova’da 33 bin öğrencinin eğitim alma hakkı ortadan kaldırılmıştır.” dedi.
Bunun yanı sıra Başkan Ulaş apaydın, eğitimde dinselleşmenin giderek yaygınlaştığını öne sürdü. 13 Eylül 2014’te Resmi Gazete’de yayınlanan yasal düzenleme ile Milli Eğitim Bakanlığının, imam hatip liselerinde mesleki eğitim için, çeşitli kurumlardan destek almasının önü açıldığını, dolayısıyla MEB’in Diyanet, dini vakıf ve dernekler arasındaki işbirliğinin belirgin şekilde arttığını belirten Ulaş Apaydın, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Müfredatta yapılan değişikliklerle öğretim programlarında dinsel referanslar daha sık kullanılmaya başlandı. Felsefe, bilim derslerinin sayısı azaltıldı, üniversitelerde bu bölümlerin kontenjanları düşürüldü. Otizmli çocuklara 2010’dan itibaren zorunlu din dersleri getirilirken beden eğitimi ders saati azaltıldı. Okul öncesinde, henüz somut zeka gelişim sürecinin başında olan çocuklara fiilen dini eğitim verilmeye başlandı. İmam hatip okullarının sayıları ve bu okullara giden öğrenci sayıları çeşitli yönlendirme ve teşviklerle artırıldı. Öğrenciler kutlu doğum haftası etkinliklerine katılmaya zorlandı. Karma eğitim uygulaması açık hedef haline getirildi.”
Başkan Ulaş Apaydın, bununla birlikte imamhatip okullarının sayılarını artırıldığını ve laik-bilimsel eğitime karşı bir metot geliştirildiğini sözlerine ekledi.