Doku ve organ bağışı (Köşe yazısı 04.01.2016 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ
davutgulec@hotmail.com

Benim doku, organ ve kan bağışı konusunda ne kadar hassas olduğumu bilmeyen yoktur.
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Gevher Nesibe Hastanesi’ne doku ve organ bağışlayan ilk kişilerden biri benim.
Kan bağışı konusunda zaten Kızılay’dan madalyam ve plaketlerim var.
Bunları yazarken, derdim hava atmak ya da yanlış anlaşılmalara neden olmak değil. Bu konunun ne kadar önemli olduğu ve gelecekte daha da önem kazanacağı için.
Ben Ulusal gazetelerde çalışırken ilk yaptığım haberlerden biri ise, Tıp Fakültesi öğrencilerinin kadavra bulamadığı için oyuncaklarla yetiştiği idi.
O zaman, doku ve organ bağışı konusunda öncülük yapan Prof. Dr. Zeki Yılmaz, bize hem bu konuda hem de kadavra konusunda çok haber yaptırdı.
Ama yıllardır bizim ülkemizde, Uluslararası doku ve organ mafyası, gönüllülük esasına göre bunun ticaretini yapıyor.
Aç ve açıkta kalan, ev geçindiren ya da çaresiz duruma düşen 18 yaşından büyükler ister istemez bu şebekelerin ağına düşerek, daha çok böbreklerini satıyor.
Türkiye’de bu mafyaya karşı güvenlik güçleri çok başarılı operasyonlar yaptı.
Ama kirli ticarete düşen Hipokrat yemini eden doktorundan sağlık personeline ve profesyonel suçlulara kadar bir çok kişi yargıda hesap verdi.
Halen bizler, ‘çocuğuna, kocasına, karısına böbrek ve organ bağışladı’ haberleri yapıyoruz.
Türkiye’de, doku ve organlar halen yakın akrabalardan sağlanıyor.
Çok az bilinçli insan, beyin ölümü gerçekleşen kişilerin doku ve organlarını bağışlayarak, hayat kurtarmanın sevincini, yakınını kaybetmenin ağır üzüntüsünü yaşıyor.
Artık Türkiye’de insanlar doku, organ ve kan bağışı konularında daha bilinçli olmalı.
Sağlık Bakanlığı’nın son aldığı kararla, belli ilaç ve hastalık geçirenler ile belli bir yaşı bulanlardan doku, organ ve kan bağışı kabul edilemiyor.
Bunun yanında Türkiye’de geçen yıl 4 bin organ nakli yapıldı.
Böbrek nakli sayısı ilk kez 3 bini geçti.
Yasal düzenlemesi olmamasına rağmen 69 bin kadın rahmini bağışladı.
124 bin kişi de yüz bağışında bulundu.
Sağlık Bakanlığı Organ, Doku Nakli ve Diyaliz Hizmetleri Daire Başkanlığı’nın verilerine göre; Türkiye’de 2015 yılında beyin ölümü gerçekleşen bin 946 kişiden 468’inin organları yakınlarınca bağışlandı. Kadavra bağışı sayısı bir önceki yıla göre yüzde 15 artarken, kadavra bağışında en başarılı kurum beyin ölümü gerçekleşen 27 kişiden 15’inin organlarının bağışlanmasında Bursa Çekirge Devlet Hastanesi örnek oldu.
Türkiye’de son bir yılda 3 bin 174 böbrek, 88 kalp, bin 208 karaciğer, 29 akciğer, 6 ince bağırsak ve 7 pankreas olmak üzere toplam 4 bin 512 organ nakli yapıldı.
136’sı ithal olmak üzere, bin 640 kornea nakli gerçekleştirildi. 78 merkez arasında en fazla organ nakli yapan kurum ise, bir yılda 494 nakille Medikal Park Antalya Organ Nakli Merkezi.
Geçen yıl bağışçı sayısı 174 bin 354’e ulaştı. İzmir, 23 bin 62 kişiyle organ bağışında birinci oldu. Sadece 1 bağışçının bulunduğu Iğdır ise son sırada yer aldı.
Yapılan yüz nakillerinden sonra, kompozit doku bağışında da büyük artış oldu. 124 bin 421 kişi yüzünü, 126 bin kişi de kol ve bacaklarını bağışladı.
Türkiye’de henüz sadece bir kişiye yapılmasına ve yasal düzenlemesi olmamasına rağmen, 69 bin 445 kadın da uterus (rahim) bağışında bulundu.
Sağlık Bakanlığı’nın istatistiklerine göre; Türkiye’de diyaliz hastası sayısı 60 bin 605, organ bekleyen hasta sayısı da 25 bin 555.
Bunlardan 22 bin 352’si böbrek, 644’ü kalp, 2 bin 235’i karaciğer, 48’i akciğer, 3’ü ince bağırsak, 3’ü kalp kapağı ve 270’i pankreas nakli bekliyor.
Organ bekleme listesine her yıl 7 bin kişi daha ekleniyor.
Organ bekleyen hasta sayısındaki artışı önlemek için canlıdan organ naklinin de artırılması gerekiyor.