Çocuklarda eklemlerde ağrı ve kalıcı şişliğe dikkat

En çok 4 ila 10 yaş arasında ve özellikle de kız çocuklarında görülen çocukluk çağı artrit hastalıkları doğru tedaviyle kontrol altına alınabilse de, ihmal edilirse yaşam boyu kalıcı izler bırakabiliyor. Dünya Artrit Günü sebebiyle görüş veren İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Çocuk Romatoloji Bilim Dalı Başkanı ve Çocuk Romatoloji Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Özgür Kasapçopur çocukluk çağı artrit hastalıklarını büyüme ağrılarıyla karıştırmamak gerektiğini vurguladı.
Bazıları genetik olan ve doğrudan aileden geçen Artrit ile süregelen tüm romatizmal hastalıklar başta beyin, böbrek, kalp, karaciğer olmak üzere tüm iç organları olumsuz olarak etkileyebilmekte ve organ fonksiyonlarında kalıcı hasara yol açabilmektedir.  En sık rastlanan yakınma ise eklemlerde AĞRI ve kalıcı ŞİŞLİK’lerdir.
Yeni doğan döneminden erişkinlik dönemine kadar, çocukluk çağının her döneminde ortaya çıkabilen çocukluk çağı artrit hastalıkları, eklemlerdeki iltihaplanma olarak tanımlanıyor ve artrit tablosuna başka romatizmal hastalıklar da eşlik edebiliyor. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Romatoloji Bilim Dalı Başkanı ve Çocuk Romatoloji Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Özgür Kasapçopur, en çok 4 ila 10 yaş arasında ve özellikle de kız çocuklarında görülen çocukluk çağı romatizmal hastalıkları hakkında şunları söyledi: “Çocukların yaşam içindeki varlığını ve devinimini sağlayan en önemli sistem hareket sistemidir. Hareket sistemini kemikler, eklemler ve kaslar oluşturur. Hareket sisteminin en önemli yapıtaşı olan eklemlerde oluşan tüm iltihabi değişiklikler “artrit” olarak adlandırılır. Artrit oluşan eklemlerde ağrının yanı sıra şişlik, kızarıklık, ısı artışı ya da hareket kısıtlılığı olarak tanımlanabilir. Özellikle çocukluk çağında altı haftadan daha kısa süren akut artritler sıkça gözlenirken daha uzun süreli olan kronik artritler de nadir değildir. Özellikle çocukluk çağının en önemli üç kronik hastalığından birisi olan jüvenil idyopatik (romatoid) artrit, kronik artritlerin en önemlilerinden birisidir ve tedavi edilmezse kalıcı sakatlığa yol açabilir. Jüvenil idyopatik artrit çocukluk çağında eklemlerde oluşan kronik değişikliklerle ortaya çıkar. Hastalığın erken tanınması ve etkin tedaviye hızla başlanması oluşabilecek olan sakatlıkların önüne geçer. Ayrıca, çocuklarda sistemik lupus eritematosus, dermatomiyozit, skleroderma ve damar iltihapları gibi çeşitli romatizmal hastalıklar artritle ortaya çıkabilir.
Çocuklarda görülen her ateş enfeksiyon kaynaklı değildir
Çocukluk çağında ortaya çıkan, nedeni açıklanmayan ateşlerin nerede ise 1/3 ‘ü romatizmal hastalıklara bağlı olarak ortaya çıkabilmektedir. Çocuklardaki romatizmal hastalıklar eklem ağrıları ve şişliklerinin yanı sıra kontrol altına alınamayan ateşler ile ortaya çıkabilir. Romatizmal hastalıklarda görülen ateşin nedeni çocuklarda çeşitli nedenler ile oluşan iç iltihap sürecidir. Eğer hızla doğru tanı konulup hasta tedavi edilmez ise kontrol altına alınamayan ateşler ve iltihap süreci yaşam kaybına dahi neden olabilir.
Büyüme ağrıları ile karıştırılmamalı
Büyüme ağrısı özellikle büyümenin hızlı olduğu 6–10 yaşları arasındaki çocuklarda ortaya çıkan ağrılardır. Bu ağrılara hiç bir zaman eklemlerdeki şişlik ve kızarıklığın eşlik etmediğini belirten Prof. Dr. Özgür Kasapçopur şunları söyledi: “Ağrı en çok büyüme plağının bulunduğu diz bölgesine yerleşir. Ağrılar çoğunlukla geceleri yorulmanın ardından belirginleşir. Sabahları oluşan bacak ağrıları daha ciddi romatizmal nedenlerden kaynaklansa da geceleri oluşan ağrılar çoğunlukla mekanik denilen nedenlerden kaynaklanır. Her ağrılı durumda olduğu gibi büyüme ağrısı tanısı da hekim tarafından diğer olasılıkların dışlanması ile konulan bir tanıdır. Büyüme ağrısı birçok farklı hastalıkla da karışabilir. Bu ayırıcı tanıyı hekimin yapması zorunludur. Büyümenin sonlanması ile birlikte bu ağrılar rahatlayıp kaybolur”.
Hastalık ön belirtiler ile anlaşılabilir
Çocuklarda romatizmal hastalıkların çok farklı ve değişken bulgularla ortaya çıkabileceğini ifade eden Prof. Dr. Kasapçopur: “Öncelikli bulgular arasında kol ve bacak ağrıları, yürüyememe ve aksama yer alır. Kol ve bacak ağrıları ise çoğunlukla eklem ağrısı, eklem şişliği, kas ağrısı ve kas güçsüzlüğünden kaynaklanabilir.  Eklem şişlikleri çocuklarda artrit adı ile anılmaktadır. Eklem şişliğine eşlik eden etkilenen eklemdeki hareket kısıtlılığı, kızarıklık ve yerel ısı artışı da hastalığın önemli bulgularından birisi olabilir. Çocuklardaki artrit varlığında bir çocuk hekimine başvurmak zorunludur. Hareket sistemiyle ilgili yakınmalar oluştuğunda hemen bir çocuk hekimine mutlaka başvurulmalı ve hastalığın tanısı açısında ön araştırmalar hekim tarafından gerçekleştirilmelidir. Romatizmal hastalıklar hareket sistemi dışında bazen gözde kızarıklıkla, karın ağrısı, ateş ve göğüs ağrısı gibi değişken bulgularla da ortaya çıkabilir” dedi.
Sedef hastalığı yalnızca deri döküntüsü demek değildir
Özellikle jüvenil idyopatik artritin birçok farklı alt grupla birlikte görülebileceğini belirten Prof. Dr. Özgür Kasapçopur, bunların en önemlilerinden birisinin de çocukluk çağının en sık görülen kronik deri hastalıklarından birisi olan psoriasis ya da halk arasında bilinen adıyla sedef olduğunu vurguladı ve ekledi: “Jüvenil idyopatik artriti olan bir çocukta psoriasis de var ise hastalık jüvenil psoriatik artrit adını alır. Psoriasis hastalarda daha çok büklüm yerlerinde oluşan parlak renkli döküntülerle ortaya çıkar. Hastalık artritle birlikte olduğunda ise en önemli bulguları tırnaklarda oluşan değişiklikler ve daktilit adı verilen parmak şişlikleridir. Ayrıca hastaların çoğunda diz ve ayak bileklerinde şişlikler görülür. Hastalığa en zor tanı konulan durum ise döküntü olmadan tırnak değişiklikleri ve parmak şişliğinin ortaya çıktığı hastalardır. Hastaların bazılarında gözün damar tabakası olan uveanın tutulumu da görülebilir. Göz tutulumu olursa bu durum görme kaybı ile de sonuçlanabilir.”
Çocukluk çağı artritleri yaşam boyu etkisini sürdürebilir
Jüvenil psoriatik artrit, jüvenil idyopatik artrit hastalarının ortalama yüzde 8 ila 9’luk bir bölümünü kapsayan kronik hastalıklar olduğunu söyleyen Prof. Dr. Özgür Kasapçopur, jüvenil psoriatik artritin yaşam boyu yinelemeler ve ataklarla etkisini gösterebileceğini ekledi. Prof. Dr. Özgür Kasapçopur tedavi sürecini şöyle anlattı: “Tedavinin ana amacı çocukların normal bir yasam sürmesini sağlamak ve hastalığın kendiliğinden iyileşmesini beklerken, öngörülemeyen bir süre içinde oluşabilecek eklem ve organ hasarlarını önlemektir. Bir diğer önemli amaç ise çocuklara bir yaşam boyu gerekecek olan eklemlerin fizyolojik özelliklerinin kaybolmamasını sağlamaktır. Tedavi temel olarak, sistemik ve/veya eklem iltihabını engelleyen ilaçların kullanımına ve eklem işlevini koruyucu ve deformiteleri önleyici iyileştirme yöntemlerine dayanır. Jüvenil idyopatik artrit ve jüvenil psoriatik artritin tedavisi, çocuk romatoloğu yönetiminde sürdürülen bir ekip işidir. Duruma göre fizyoterapistler, göz uzmanları, ortopedistler ve tedavi hemşireleri bu ekibe dahil olur.  Hastalık uzun etkili ilaçlar (metotreksat), kortikosteroidler ve özellikle anti-TNF ilaçların içinde yer aldığı biyolojik ilaçlarla herhangi bir sekel olmaksızın etkin bir şekilde tedavi edilebilir.”
Çocuklarda kronik romatizmaların çoğunun etkin bir şekilde tedavisi mümkün
Bilimin ve bilginin ilerlemesi ile birlikte çocuklarda kullanıma giren biyolojik ilaçlar ile çocukluk çağı romatizmal hastalıkları etkin bir şekilde tedavi edilebilmektedir.  Eskiden çocuklarda kalıcı sakatlıklara, fonksiyon kaybına yol açabilen jüvenil idyopatik artrit hastalığı etkin bir şekilde tedavi edilebilmektedir.
Artrit hastası çocuklar fizyoterapist denetiminde spor yapabilir
Prof. Dr. Özgür Kasapçopur, jüvenil psoriatik artritli çocukların etkin ve düzenli bir tedavi ile sağlıklı çocuktan ve erişkinden hiçbir farkı olmadan sağlıklı bir yaşam sürdürebileceğini anlattı ve ekledi: “Erişkinlikte yineleyen atakların sekel oluşmadan önlenmesi önemlidir. Hatta futbol, basketbol gibi yarışmalı ve judo, karate gibi kontakt sporlar dışındaki sporlara özellikle fizyoterapist denetiminde izin verilebilir. Özellikle yüzme, jimnastik ve pilates gibi sporlar eklem sağlığının korunması açısından çok yararlıdır. Aile ve çocuklara verilebilecek en önemli öneri çocuk romatologlarının önerdikleri tedavi seçeneklerine istisnasız bir şekilde uymalarıdır. Özellikle kendilerine önerilen sporları yapmaları, kontrolleri ve tedavi süreçlerini aksatmamalarıdır.”