Çetin Arık “Bizim oralarda sürekli aldatılana sürekli kandırılanlara man kafa denir!”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kayseri Milletvekili Çetin Arık, Adalet Ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarının bilimden ve bilimsellikten uzak olduğunu ifade etti. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) görüşülmekte olan 2018 Bütçe Kanun Tasarısı üzerinde konuşan Arık, AKP’nin okuyan insanlardan korktuğunu belirterek, ‘Man kafalar soruları çaldırdı, man kafalar da kurumlara yerleşti. Olan fakir fukaranın çocuklarına oldu. Ha bu arada Man deyince bizim aklımıza çocuklarının düğününde takılan takılarla zengin olan siyasetçiler, onların akrabaları geliyor. Man adası deyince sizin aklınıza man kafa geliyorsa, hemen söyleyeyim. Bizim oralarda sürekli kandırılanlara, aldatılanlara man kafa denir” diye konuştu.

CHP Kayseri Milletvekili Çetin Arık, TBMM’de görüşmeleri süren 2018 Yılı Bütçe Kanun Tasarısı üzerine partisi adına söz alarak Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu ve Türkiye Bilimler Akademisi bütçeleri üzerine görüşlerini açıkladı. AKP iktidarında bilimden konuşmanın Nasrettin Hoca hikayesi gibi olduğunu belirten Arık, “Yine içinde bolca rakam olan ama özünde halktan yana hiçbir şey bulunmayan, milletin derdine derman olmayan bir bütçe ile karşı karşıyayız.  Maalesef bu bütçede de israfı itibar gören, kendine hak gördüğünü vatandaşa çok gören bir anlayışın izlerini görüyoruz. 2018 Bütçesinin Bilim ve Teknoloji ayağı üzerine söz almış bulunuyorum.  Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarında bilim üzerine, bilimsellik üzerine konuşmak Nasrettin Hoca hikâyesi gibi bir durum…  Memlekette bilim adına, bilimsellik adına ne kaldı ki Allah aşkına? Değerli Milletvekilleri, Dünya hızla yapay zekâ araştırmaları yaparken; hükümetin bilim ve teknoloji gündeminde yapay zekâ araştırmaları yok.   Bilişim teknolojileri, bulut uygulamaları, siber güvenlik konuları bulunmamakta… Geleceğin savaşlarının siber dünyada olacağını, sadece bir kaç dakika süreceğini, bu alanda üstünlük elde eden ülkelerin savaş açtığı ülkelerin finans kurumlarını, enerji kurumlarını, elektrik şebekelerini, veri depolarını bir kaç dakikada çalışmaz hale getirebileceğini bu hükümet öngörememektedir. FETÖ, PKK açılımı, Suriye gibi bir çok konuda burnunun ucunu bile göremeyen hükümetin derin vizyon gerektiren bu konularda öngörü sahibi olması elbette ki beklenemez” dedi.

BİLİM ÜSSÜ TÜBİTAK’I FETÖ ÜSSÜ YAPTILAR

“İsrail’in o malum teknoloji firmasının Türkiye dahil bir çok ülkede kullanılan güvenlik duvarı yazılımları arasında akan bilgi ve veri trafiğini dev ekranlarda canlı olarak izleyebildiğinin ve her an izlemekte olduğunun farkında mısınız?” diyen Arık, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Oysa kendisine yıllarca Türk bile diyemeyen, ancak Türk milliyetçiliği yapan bir partinin desteğine mazhar olan gaflet uykusundaki hükümet ne yapıyor? 5 kez TÜBİTAK Kanunu’nu değiştirerek, TÜBİTAK’ı FETÖ’nün emrine veriyor. TÜBİTAK gibi bir bilim üssünü FETÖ’nün üssü haline çeviriyor.  TÜBİTAK da bilime harcanması gereken paraları FETÖ’nün şirketlerine aktarıyor.  Bunu ben söylemiyorum, TÜBİTAK Başkanı Arif Ergin söylüyor.  Bu dönemde TÜBİTAK, sadece FETÖ’ye para aktarmadı aynı zamanda kumpas senaryoları içinde de yer alındı. Hatırlarsınız, FETÖ ile Türk Ordusu’na kumpas kurulduğunda TÜBİTAK’ın bilirkişiliğine başvuruldu.  Sizin emrinizdeki TÜBİTAK, düzmece belgelere sahte bile diyemedi…”

İslam aleminin İsrail ile baş edememesinin nedeninin bilim ve teknolojiye önem vermemesi olduğunun altını çizen Arık, “Eğer Müslüman dünyaya önderlik etmek istiyorsak, bunu  ‘Ey Trump’, ‘Ey Merkel’, ‘Ey İsrail’ ifadeleri ile başlayan sahte kabadayı cümleleri kurarak gerçekleştiremeyiz. Yapmamız gereken bütün okul türlerinde müfredatı kodlama, bilişim teknolojileri, yazılım, siber güvenlik, biyokimya, genetik konulu derslerle donatmak olmalıdır. Yapay zekâya odaklanmak olmalıdır. Bütçemizi yoğun olarak bu alanlara sarf etmeli, Ar-Ge bütçemizi olabildiğince bilim ve teknoloji lehinde büyütmeliyiz” diye konuştu.

“OKUYANDAN KORKUYORSUNUZ!”

ALES sorularının çalındığını hatırlatan Arık, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “2005 ile 2013 yılları arasında yapılan ALES denilen, öğretim üyelerinin belirlendiği sınavlarda soruların çalındığı ortaya çıktı.  ‘Ne istediniz de vermedik?’ demiştiniz. Görüyoruz ki, sadece öğretim üyelerinin belirlendiği sınavların sorularını değil, bu ülkenin aydınlık gençlerinin geleceğini, umutlarını ve hatta veballerini onlara vermişsiniz. Önce bilime inanmanız gerekiyor. Ama siz bilimden, okuyandan korkuyorsunuz. Bakın hemşerim, Kayseri Milletvekili Sayın Taner Yıldız, ‘Okuma oranı yükseldikçe oy oranımız düşüyor’ diyor.  İşte YÖK’e atadığınız Profesör, “Ben daha çok cahil ve okumamış tahsilsiz kesimin ferasetine güveniyorum bu ülkede” diyor. Bir öğretim üyeniz ‘Deve sidiği şifadır’ diyor. Neden böyle oluyor biliyor musunuz? Man kafalar soruları çaldırdı, man kafalar da kurumlara yerleşti. Olan fakir fukaranın çocuklarına oldu. Ha bu arada Man deyince bizim aklımıza çocuklarının düğününde takılan takılarla zengin olan siyasetçiler, onların akrabaları geliyor. Man adası deyince sizin aklınıza Man Kafa geliyorsa, hemen söyleyeyim. Bizim oralarda sürekli kandırılanlara, aldatılanlara Man Kafa denir”