Çalışanların kişisel şifreleri (Köşe yazısı 27.12.2016 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ

davutgulec@hotmail.com

Son yıllarda tehlikeli bir meslek daha ortaya çıktı.

Eskiden arada tek tük sahte kimlik, sahte para gibi olaylar yazılırdı.

Şimdi internet çağında, sanal ortamdaki bilgi hırsızlığı, dolandırıcılık zirvede.

Herkes bu konuda endişeli, korku yaşıyor.

Alınan önlemler, tüketicinin ve toplumun bilinçsiz olmasından pek işe yaramıyor.

Bu nedenle bilişim suçlarına yönelik şikayetler artıyor.

Hele Türkiye’de kolay ve hazır yaşama yani tüketime yönelik politikalar yüzünden insanlar üretmeden kazanmanın, geçinmenin yollarını deniyor.

Tabi bunu, ekonomik sorunlar, işsizlik, diplomaların işe yaramaması, yapılan sınavlardaki hileler, adam kayırmacılık, torpilin önde gitmesi de önemli etken.

Çalışanlar arasındaki ‘mobbing’ ile veri hırsızlığı gammazlığı da huzursuzluğu artırıyor.

Hacker’lık bile mesleğe dönüşüyor.

İnsanlarda, şirketlerde veri hırsızlarının isteklerine katlanıyor.

Öncelikle eğitimli, bilinçli toplum olmak için önlemler alınmalı.

Dolandırıcıların ekmeğine yağ süren ‘Aman kimse duymasın, rezil olurum’ anlayışından toplumun vazgeçmesi ile bu sorunların büyük bölümü kendiliğinden çözülecek.

Herkes, endişe, korku ve panik içinde.

Yapılan araştırmalara göre, çalışanların kişisel şifreleri korkutuyor.

Öyle ki, 10 şirketten 9’u bu endişeyi yaşıyor.

Kişisel parolalarını iş amacıyla kullanan çalışanlar şirket ağlarını riske atıyor.

Mobiliteyle birlikte çalışanların esnekliği artıyor.

Şirketlerin kontrolü de azalıyor.

Yapılan son araştırmaya göre, IT uzmanlarının %90’ı, çalışanların kişisel parolalarını iş amaçlı tekrar kullanarak şirket ağlarını riske attıklarını düşünüyor.

Bunun yanında, %68’lik bir kesim, çalışanların şirket kaynaklarında sosyal medya kimlik bilgilerini kullanmalarına izin vereceklerini söylüyor.

Araştırma, e-posta gibi kişisel uygulamaların, kuruluşların en büyük kaygısı olduğunu öne sürüyor. Tüketici ve işletme ortamları birleştiğinde, şirketler, hizmetleri için tüketici tipi kimlik doğrulama uyguluyorlar.

Bu şirketlerin %63’ü, tüketiciler için tasarlanmış güvenlik yöntemlerinin kendi işletmeleri için yeterli koruma sağladığını düşünüyor.

Bu arada kimlik hırsızlığı, tüm dünyadaki veri ihlallerinin %64’ünü oluşturuyor ve sonuç olarak, işletmelerin %89’u erişim yönetimi güvenlik politikalarını gözden geçiriyor.

Araştırmaya katılanların yaklaşık olarak yarısı erişim yönetimiyle ilgili harcamaları artırdığını ve %62’si de iki yıl içinde güçlü bir kimlik doğrulama uygulayacağını söylüyor.

İşletmelerin %49’u güvenlik endişelerini gidermek için ilave eğitimler gerçekleştiriyor, %47’si güvenlik harcamalarını artırıyor ve %44’ü daha fazla kaynak tahsis ediyor.

Daha fazla işletme mobil hale geldiğinde, çalışanların esnekliğini artırırken kaynakları korumadaki zorluklar da artıyor.

Mobilite ve sonuçlarına gelince, işletmelerin yarısı güvenlik konusunda bir sorun olduğunu itiraf ediyor.

%35’lik bir kesim, çalışanların mobil cihazlar aracılığıyla şirket kaynaklarına erişimini tamamen engellerken, %91’i kaynaklara olan erişimi kısmen kısıtlıyor.

Siber güvenlik ve gizlilik ile ilgili gerekli eğitimleri görmeyen çalışanlar şirketlerin hem para hem de itibar kaybetmesine neden oluyor.

Bitdefender Türkiye distribütörlüğünü üstlenen Laykon Bilişim’in Genel Müdürü Barbaros Akkoyunlu, “Şirketler siber güvenlik tehditleri nedeniyle bu alanda ciddi yatırımlar yapıyorlar. Fakat, dikkat edilmesi gereken en önemli noktanın atlandığını sıkça görüyoruz. Unutulmamalıdır ki, bir şirket ancak en zayıf halkası kadar güvendedir” sözleriyle şirket çalışanlarının siber tehditler konusunda bilinçlendirilmesinin önemini vurguluyor.