Sağlıklı zayıflama, diz eklemlerini koruma ve eğitimle sağlıklı gelecek projesi

Beş adımda sağlıklı zayıfla

Zayıflamak için kalori saymaya gerek yok

Türkiye’de 25 milyon, dünyada 2 milyar 300 binden fazla kişi aşırı kilolu. Obezite, küresel halk sağlığı sorunu olarak kabul ediliyor ve Haşimato, kalp-damar, diyabet, hipertansiyon gibi birçok rahatsızlığa davetiye çıkarıyor. Beslenme Uzmanı ve Diyetisyen Pınar Demirkaya ise zayıflamak için kalori saymaya gerek olmadığını söylüyor. Demirkaya, süper gıda adı verilen karalahana, turp ve şalgam tüketiminin yanı sıra patlıcan ve brokoli gibi düşük glisemik indeksli besinlerin tercih edilmesine kadar beş öneride bulunuyor.

Aşırı kilo sağlıklı yaşamı tehdit ederken birçok hastalığın da gidişatını olumsuz etkiliyor. Ancak süper gıdalardan düşük glisemik indeksli yiyeceklere kadar tüketilebilecek çeşitli besinler kilo fazlalığının önüne geçtiği gibi sağlıklı bir yaşama da katkı sağlayabiliyor. Beslenme Uzmanı ve Diyetisyen Pınar Demirkaya, Haşimato Hastalığı, hipertansiyon ve insülin direnci gibi rahatsızlıkların uygun beslenme tedavisiyle geriletilebildiğini söylüyor. Zayıflamak için de kalori saymaya gerek olmadığını belirten Demirkaya, konuyla ilgili önerilerini sıralıyor.

Hızlı zayıflamak sağlıklı değil

Kişilerin bedenlerini tanımaları, vücutlarının çalışma sistemi hakkında fikir edinmeleri önemli. Dolayısıyla beslenmenin mantığı öğrenilerek yaşam biçimi haline getirilmeli. Böylece süreç tamamlandığında kişiler fazla kilolarından arınıyor ve güçlü bir bağışıklık sistemine sahip oluyor. Unutulmamalıdır ki hızlı zayıflamak veya bağışıklık güçlendirilmeden diyet yapmak sağlığa yararlı değil. Diyet yaparken güçlü bağışıklık için yulaf, yumurta, avokado ve zencefili beslenme listenize ekleyebilirsiniz.

Çikolata kaçamağı diyeti bozmaz

Diyeti bırakmanın en yaygın sebeplerinden biri aslında “Kaçamak yaptım ve her şey bozuldu” diyerek ipin ucunu daha da kaçırmak olduğu yıllardır gözlemlenen bir gerçek. Birkaç parça istenmeyen bir gıda tüketildiğinde, bu, diyetin bozulduğu ve kişinin kilo verme sürecinin olumsuz açıdan etkileneceği anlamına gelmiyor. Sürdürülebilir başarı tam olarak burada devreye giriyor. Birkaç parça çikolata veya biraz mayalı içecek diyete zarar vermiyor.

Süper gıdalar metabolizmayı güçlendirir

Herkesin metabolizması farklı çalışıyor. Bu konuda yaş, hareket, stres, vücut kitlesi, uyku düzeni ve cinsiyet gibi birçok özellik etkin rol oynuyor. Dolayısıyla kalori hesabı yapan diyetler yanlış sonuçlar verebildiği için vücuda en uygun beslenme tarzını belirmek gerekiyor. Fakat beslenme planına karalahana, şalgam, turp, domates ve fındık gibi süper gıdaların dahil edilmesi metabolizmayı güçlendirmek için önemli.

Lif içeriği yüksek besinler

İdeal kilo, kişinin kendini en iyi hissettiği kilodur. Sıfır bedene ulaşmak uğruna sağlıksız yaşamak birçok rahatsızlığa kapı aralıyor. Ayrıca diyet yemekler lezzetli hale getirilebiliyor. Pratik tariflerle hazırlanan bu yemekler içeriği her evde bulunan besinlerden oluşuyor. Karnabahar, kabak, patlıcan, brokoli, bulgur gibi düşük glisemik indeksli ve lif içeriği bakımından zengin bitkisel besinleri beslenme planına ekleyebilirsiniz.

Probiyotik ve prebiyotik

Diyete kepekli tahıllar, pırasa, keten tohumu ve elma gibi yiyeceklerde bulunan prebiyotikler ile fermente peynirler, süt, kefir ve ayran gibi gıdalarda bulunan probiyotikler eklenebiliyor. Beslenme modeli yapılacak analizlerden sonra belirleniyor. Yeri geldi mi eliminasyon diyeti uygulanabiliyor. Bu modelde bazı yiyecekler beslenmeden çıkarılıyor ve hangisinin semptomları tetiklediğini öğrenmek için tek tek beslenmeye ekleniyor.

Diz eklemlerini korumanın 5 altın kuralı nedir

Yürümede, merdiven inip çıkmada, oturup kalkmada en çok yük binen eklemimiz dizlerimizdir. Diz eklemi, uyluk kemiği, kaval kemiği ve diz kapağı kemiğinden oluşur. Bu üç kemik birbirine, bağlar, fasyalar ve kaslarlarla bağlıdır. Kemiklerin ekleme katılan yüzlerinde kıkırdaklar ve uyluk kemiği ile kaval kemiği arasında menisküs denilen yastıkçıklar bulunmaktadır. Menisküslerin görevi, dize binen yükün dengeli dağılımını sağlamak ve bir nevi amortisör görevi görmektir.

Diz eklemlerinde ortaya çıkan ağrıların nedenleri hakkında bilgiler veren Therapy Sport Center Fizik Tedavi Uzmanı Fizyoterapist Leyla Altıntaş, şunları söyledi:

“Aşırı hareket ya da hareketsizlik, fazla kilo, giydiğimiz ayakkabılar, travmaya maruz kalma gibi birçok nedene bağlı olarak zaman içerisinde diz ekleminde ağrılar ortaya çıkabilir. Bu ağrıların en çok bilineni, ön diz ağrısıdır. Eklemdeki kıkırdak yüzeylerinin yıpranmasına bağlı olarak, özellikle yokuş aşağı ya da yokuş yukarı yürümede, merdiven inip çıkmada, yere çömelmede ağrı ve krepitasyon dediğimiz sürtünme sesleri ortaya çıkmaktadır. Hastalığın başlarında, ağrı hafif düzeydeyken problem ilerledikçe ağrının şiddeti de artar. Menisküs ve bağ yaralanmaları daha çok sporcularda görülürken, kıkırdak problemlerine en fazla bayanlarda rastlamaktayız. Özellikle, dizlerinin üzerinde yer silme ya da çömelerek iş yapma sonucu diz eklem kıkırdakları harap olmaktadır, yine bayanlarda yüksek topuklu ayakkabı giymeye bağlı olarak diz eklemine binen yük daha fazla artmaktadır. Bunun sonucunda da, kıkırdaklar zaman içerisinde incelir ve kemik yüzeyler birbirine sürtünmeye başlar. Ağrı, bu şekilde ortaya çıkar.” dedi.

Uzman Fizyoterapist Leyla Altıntaş, alınacak bazı basit önlemler ve yapılacak egzersizle ile eklem kıkırdaklarının korunarak ağrıların yaşanmayacağını kaydederek, diz eklemlerini korumanın 5 temel kuralını anlattı:

1-Dize binen yükü azaltmalıyız, bunun için mümkün olduğunca fazla kilolarımızdan kurtulmalıyız ve ağır yükler taşımamalıyız.

2-Özellikle bayanlar için çok yüksek topuklu ya da babet tarzı ayakkabılar tercih etmemelidir, onun yerine 2 cm dolgu topuklu ayakkabılar tercih etmeliyiz.

3-Çok fazla merdiven inip çıkmamalıyız, unutmayalım ki herşeyin fazlası zararlıdır.

4-Uzun süreli çömelme pozisyonunda yapılan işlerden uzak durmalıyız ve temizlik esnasında dizlerimizin üzerinde durmamalıyız.

5-Diz çevresindeki kasları ne kadar kuvvetli tutarsak, ekleme binen yükü o kadar azaltırız. Düzenli olarak yapacağımız basit egzersizler ile bu kasları güçlendirebiliriz. Bu egzersizlerden bazıları şunlardır:

**Dizleriniz düz uzatılmış pozisyonda otururken, dizinizin altına rulo yapılmış bir havluyu koyunuz ve dizinizi aşağı doğru bastırarak, havluyu ezin, 5’e kadar sayıp tutun ve bırakın sonrasında 5 sn dinlenin.

**Dizleriniz düz uzatılmış pozisyonda otururken, dizlerinizin arasına bir yastık koyunuz ve bacaklarınızı birbirine doğru yaklaştırarak, yastığı sıkıştırın 5’e kadar sayıp tutun ve bırakın 5 sn dinlenin.

**Dizleriniz düz uzatılmış pozisyonda sırt üstü yatarken, tek tek bacaklarınızı yerden 1 karış olacak kadar yukarı kaldırınız, 5’e kadar sayın ve tekrar yere indirin, sonra diğer bacakta aynı hareketi tekrarlayın.

Bu basit egzersizleri, 10’ar tekrar olarak günde 2 kere yapmanız, kaslarınızın gücünü korumasında yardımcı olacaktır.

“Eğitimle Sağlıklı Gelecek” Projesi 13. Kurumsal Sosyal Sorumluluk Zirvesi “Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları Ödülleri”nde “Sağlık ve Kaliteli Yaşam” kategorisinde bronz ödül aldıGenç nesillerin sağlık bilincini artırmak amacıyla, Roche Diagnostik Türkiye ve Türk Eğitim Derneği (TED) işbirliğiyle Kasım 2020’de hayata geçen Eğitimle Sağlıklı Gelecek Projesi, 13. Kurumsal Sosyal Sorumluluk Zirvesi “Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları Ödülleri”nde “Sağlık ve Kaliteli Yaşam” kategorisinde bronz ödüle layık görüldü.Roche Diagnostik Türkiye ve Türk Eğitim Derneği işbirliği ile hayata geçirilen “Eğitimle Sağlıklı Gelecek” projesinde; öğrencilerin psikososyal gelişimlerine ve sağlık bilinç düzeylerine katkı sağlayan eğitimler verilerek gençlerin ve velilerin çevrelerini olumlu yönde etkileyecek davranışlar geliştirmesi hedeflendi. Devlet okulunda okuyan ve Türk Eğitim Derneği’nin Tam Destek Bursundan yararlanan lise öğrencileri ve aileleri için tasarlanan projenin 2021-2022 dönemi eğitimlerine başlandı. Bu yıl iklim değişikliği ve toplumsal gönüllülük kavramına ağırlık verilecek.2020-2021 eğitimlerinin değerlendirme anketi sonuçları: yüzde 98’inin sağlık konusunda daha bilinçli olduğu görüldüAnkete Ankara, İstanbul, İzmir, Diyarbakır, Malatya ve Kayseri devlet okullarında öğrenimlerini sürdüren, yüzde 54’ü kız, yüzde 46’sı erkek olmak üzere yaklaşık 200 öğrenci ile çoğunluğu 40-45 yaş aralığındaki 81 veli katıldı. 2020-2021 dönemi boyunca proje kapsamında öğrenciler için 18 farklı eğitim ve bir söyleşi etkinliği düzenlendi. Etkinliklere yaklaşık 600 öğrenci katılım gösterdi. Eğitimlerin genel beklenti düzeyini karşılama oranı yüzde 86 olarak tespit edilirken, eğitimler sonrasında öğrencilerin yüzde 98’inin sağlık konusunda daha bilinçli olduğu görüldü. Kasım 2020 döneminde gerçekleşen ilk anket sonuçlarıyla karşılaştırıldığında proje süresince düzenli spor yapan öğrencilerin oranı yüzde 48’den yüzde 55’e yükselirken; beslenme ve sağlıklı gıdalar konusunda öğrencilerin bilgi düzeyi yüzde 8 oranında artarak yüzde 67’den yüzde 75’e çıktı. Eğitimlere katılan öğrenciler sosyal anlamda ve düşünsel olarak gelişme sağladıklarını, sağlık konusunda yeni şeyler öğrendiklerini belirtirken, öğrencilerin yüzde 91’i öğrendikleri bilgileri çevrelerine aktardıklarını ifade etti.Roche Türkiye İletişim Müdürü Nur Kara, konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: “Roche Diagnostik Türkiye olarak, Türk Eğitim Derneği’yle birlikle insan ve toplum yararı kapsamında gerçekleştirdiğimiz ‘Eğitimle Sağlıklı Gelecek’ projemizle bu prestijli ödüle layık görülmüş olmaktan mutluluk duyuyoruz. Roche Diagnostik Türkiye olarak insanların yaşamlarını iyileştirme misyonuyla çalışırken, bir yandan da kurumsal becerilerimizi toplumsal faydaya dönüştürecek farklı çalışmaları ve projeleri hayata geçirmeyi hedefliyoruz. En çok önemsediğimiz konuların başında ise sağlık alanında toplumsal bilincin artırılması geliyor. Projenin ilk yılının sonunda yaptığımız anket çalışması sonuçlarında öğrencilerin yüzde 98’inin sağlık konusunda daha bilinçli olduğunu gördük. Bu da doğru yolda olduğumuzun en önemli göstergesi. Projenin 2022 döneminde ise sağlık konusunda bilinçlendirici eğitimlerin yanı sıra ülkemizi ve dünyanın farklı bölgelerini etkileyen iklim değişikliği ve toplumsal gönüllülük kavramlarına da odaklanacağız.” Türk Eğitim Derneği Yönetim Kurulu Genel Sekreteri Naz Dicle Balkan Gürses ise şunları söyledi: “Türkiye’nin eğitime dair en köklü sivil toplum kuruluşu olan Türk Eğitim Derneği 93 yıllık mazisinde Sosyal Sorumluluk ödevine iyi çalıştı. Çocuk ve gençliğin nitelikli eğitiminden yola çıkarak annelere ve ailelere uzanırken idealimiz, topluma değer katmaktı. Eğitime Sağlık Gelecek Projesi tam da bu idealin vücut bulmuş hali.  Roche Diagnostik Türkiye ile birlikte yol aldığımız bu işte hedef sağlık ve eğitimi bilinçle buluşturmaktı. Hem paydaşımız Roche Diagnostik Türkiye’ye, projeyi destekleyenlere ve ödüle değer görenlere teşekkür ederken, sosyal sorumluluk bilincinin Türkiye’de yaygınlaşmasını temenni ediyorum.”