Bakan Özhaseki gündemi değerlendirdi…

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki Kayseri’de bir otelde ulusal ajansların temsilcileriyle bir araya geldi.
Bakan Özhaseki, bir gazetecinin, Kılıçdaroğlu’nun “kontrollü darbe” söylemini hatırlatması üzerine, CHP’nin vücut kimyasının bozulduğunu söyledi.
15 Temmuz’a kontrollü darbe demenin akıl ürünü olmadığını ifade eden Özhaseki, herkesin elini vicdanına koyması gerektiğini dile getirdi. Darbe gecesi yaşananlara değinen Özhaseki, şöyle konuştu:
“İki tane müsteşar yardımcısı arkadaşımız o gün aynı uçakla Kılıçdaroğlu ile birlikte uçuyorlar. Önlü arkalı oturuyorlar. İndiklerinde beraberler, görüntülerde zaten oradalar. Fatma Varank hanım bir de Mehmet Emin Gürpınar hocamız oradalar. Onların anlattığı şu; ben bu hikayeyi 3-4 ay öncesinde dinledim ama şu görüntüler ortaya çıkıp ‘kontrollü darbe’ diyene kadar da açıklamadım. Onlar diyor ki ‘indiğimizde VIP’de gayri ihtiyari olayları duymaya başladık. Dışarıya yöneldik ama dışarıya giriş ve çıkış istikametinde iki tank vardı. Durduk, içeriye doğru çekildik. Herkes telefonla bir yerlere ulaşmaya çalışıyor. Kemal Bey de ekipleriyle bocaladı. Yanındaki ekipler, darbecilerin yanına gittiler, görüştüler. Telefon zaten hiç durmuyordu. Sonrasında kapılar açıldı. Biz de Kemal Bey’in sayesinde dışarıya çıktık. Çıkış yolundaki tank çekilmişti. O da emniyetli bir şekilde uzaklaştı gitti, biz de gittik’ diyorlar. Bu da şunu gösteriyor, orada darbecilerle temasa geçildi, Kemal Bey’in zaten direkt konuşması gerekmiyor. Yanındaki koruma müdürü gitmiş, konuşmuş. Kapılar açılmış, rahatlıkla gitmiş. ‘Otellere gitmedim’ diyor. Niye, müşteri almıyorlar mı? Ama yerim belli olmasın diye gitmediği kesin. Sonra da Bakırköy Belediye Başkanının evinde televizyon izleyip çay, kahve içip sabahlamışlar güzelce. Kimsenin buna diyecek bir durumu yok. Eskiden efelendiniz, ‘tankların üzerine çıkarım, ben darbelere şöyle yaparım’ dediğinizde onların zaten kof bir yiğitlik olduğunu herkes biliyordu. Bu sözlere de kimse inanmıyordu. Şehitlerin, gazilerin ailelerinin vicdanlarını kanatacak bir şey söylemeyin bari ya. En azından çeneniz dursun.”
Özhaseki, Kılıçdaroğlu’nun halk oylaması sürecinde önce sert söylemlerde bulunduğunu daha sonra dilini yumuşattığını belirtti.
Partideki kontrolsüz güçlerin konuşmalarının şirazesinden çıktığını ifade eden Bakan Özhaseki, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kemal Bey de ‘evet’e doğru evrilen oyların geri dönüşünü sağlayabilecek çok şok işler yapmaya başladı. Yoksa kendine göre ‘hayır’ oyları önde gidiyorsa Kemal Bey niye böyle absürt bir çıkışta bulunsun ki. Akıl dışı, herkesin tepki göstereceği böyle bir çıkışta bulunsun ki. Oyların iyice ‘evet’e doğru evrilmeye başladığını gördü, bundan dolayı da böyle atraksiyonlar yapıyor. Bu iş tartışılmaya başlandığında CHP, Mecliste birtakım eylemler yaptı, bunlar hak verdirmedi toplum nezdinde ama ses getirdi. Bunun yanında bir iftira kampanyası başlatıldı, tek adamlık diye. Bunlar dikkati çekici hale geldi. Biz meydana çıkıp 18 maddenin önemini anlatınca, bu işin vatan, milletin bir bekası meselesi olduğunu anlatınca işin şekli değişti, ‘evet’e doğru evrilme başladı. Anketlerde de bu çok net ortaya çıkıyor. Danışmanlarla çalışıyor, onlar da ‘bu tür sert söylemlerle bu işi çevirirsiniz’ dedi ki bu işe başvurdu.”
Mehmet Özhaseki, Kılıçdaroğlu’nun kendisiyle de çeliştiğinin altını çizerek, “Eğer darbeyse sen bu sözleri niye söylüyorsun, darbe değilse niye Yenikapı’ya gittin, niye 15 dakika nutuk attın. niye darbecileri lanetledin? Son günlerdeki görüntüler onların nasıl darbecilerle temasa geçtiklerini gösteriyor.” dedi.
SURİYE’NİN TÜRKİYE SINIRINA YAKIN BÖLGELERİNİN YENİDEN İMARI
Türkiye’nin, sınır ötesinde de çalışma yürüttüğünü aktaran Özhaseki, şu değerlendirmede bulundu:
“Amacımız, Türkiye’nin güvenliğini sağlamak. Buralardan artık top atışı mesafesinde bizim köylerimizi, kasabalarımızı, şehirlerimizi rahatsız edemez hale getirmek. Teröristlerin giriş çıkışlarını engellemek gibi bir düşüncemiz vardı. Ama bir yandan da niyetimiz, oralarda oluşturacağımız güvenli bölgelerde yurt dışından gelen birçok mültecinin, Suriyeli vatandaşın geri dönüşünü sağlayacak tedbirler almak, yaşamı kolaylaştırmak. Bunun için çatışma yaşanmış yerlerde harabelerin kaldırılması, yeni yerleşim yerlerinde insan yaşamına uygun tedbirlerin alınması, bunları da yavaş yavaş yapacağız. Bu arada yurt dışından o bölgelere yapılacak yerleşim yerleriyle ilgili birçok vaatte bulunan ülkeler vardı. Onlarla da görüşmeleri sürdüreceğiz. Onların bu vaatlerinin gerçekleşmesini bekleyeceğiz. Eminim orada normal yaşam başladığında Suriyeli birçok insan kendi anavatanına yavaş yavaş dönecektir. AB’nin sözlerine güvenilmez olduğunu senelerdir biliyorduk ama bu olayla bir kez daha görmüş olduk. Biz de bütün stratejimizi AB’den gelecek paralar üzerine kurmadık ki. ‘Onlar verecek, biz harcayacağız’ diye yapmadık ki. Bizim o insanlara yardım yapmamızın bambaşka amaçları var. Çok insani ve vicdani bir karardı bu. Tarihte de biz, başı dik olarak anılacak insanlardan olacağız. Kapıyı kapatsaydık, AB ülkeleri gibi davranarak tel örgüler çekseydik, Fransa gibi yardım edenlere cezalar verseydik herhalde ilerde 10-20 sene sonra lanetlenmiş insanlar olurduk, vicdanı olmayan, insanlıktan nasibini almamış idareciler olarak tarihe geçerdik.”
Halk oylaması çalışmalarını da değerlendiren Özhaseki, 18 maddeyi anlatınca her şeyin çok değiştiğini kaydetti.
Oyların ‘evet’ yönünde evrildiğini kaydeden Çevre ve Şehircilik Bakanı Özhaseki, “Toplumda müthiş bir kararsızlık ve bu konuda aydınlanma ihtiyacı varken son bir ay içinde yapılan çalışmalarla müthiş bir evrilme olduğunu gördüm. Önümüzde 15-20 gün olsaydı emin olun, ‘evet’lerin oranı çok daha yüksek çıkardı. Bundan sonra kimse, tarihte yaşanmış olan kavgalara şahit olmayacak. Cumhurbaşkanı ve Başbakan kavgalarına şahit olmayacak. Bu kavgalardan dolayı olan kaoslara da şahit olmayacak. Türkiye, bundan sonra büyüme ve gelişme bekliyor.” diye konuştu.