AGÜ Mimarlık Buluşmalarının Dördüncüsü Gerçekleşti.

Abdullah Gül Üniversitesi (AGÜ) Mimarlık Fakültesi tarafından düzenlenen ve Türkiye’den ve dünyadan önemli mimarlarının davet edildiği “Mimarlık Buluşmaları” etkinlikleri devam ediyor.

AGÜ Mimarlık Fakültesi’nin organize ettiği Mimarlık Buluşmalarının dördüncüsünde üniversitemizi ziyaret eden Kanada McGill Üniversitesi’nden Ukrayna asıllı Prof. Radoslav Zuk, (Music in Architecture) “Mimarlıkta Musiki” adlı İngilizce sunum yaptı.

Büyükşehir Belediyesi Meclis Salonunda gerçekleştirilen etkinlikte Prof. Zuk, mimarideki yapısal oranların önemi ve bu oranların musiki açısından taşıdığı öneme vurgu yaptı. Tarih boyunca müzikteki duraklamalar, tonlar ve armoninin birçok mimar ve kuramcının dikkatini çektiğini, bu konu üzerinde ilkçağdan beri çalışmalar yapıldığını ifade eden Prof. Dr. Zuk, geçmişi Rönerans’a kadar dayanan mimari tasarımın günümüzde hala uygulanır olduğunu söyledi.

Mimarların mekansal tasarıma yaklaşımının sezgisel olduğuna işaret eden Prof. Zuk, her durum ve yapı için farklı bir yaklaşım geliştirilebileceğini belirtti. Mimarlık ile musikinin ortak yönleri olduğuna değinen Prof. Zuk, ikisi arasındaki yakın ilişkinin, klasik mimarlığın batıdaki ilk kurucusu, 16. yüzyılın ünlü İtalyan mimarisi Andrea Palladio’ya dayandırıldığını ifade etti. Prof. Zuk: “Palladio, kendine özgü klasik stili ile, üniversite türünden büyük boyutlu eserlerin meydana gelmesine imkân sağlamıştır. Mimarlık sanatında bu Palladianismus hareketi, 19. yüzyıl sonlarına kadar, batının hemen her yerini ve özellikle Fransa’yı ve Almanya’yı geniş ölçüde etkisi altına almıştır” diye konuşurken, günümüzde Palladio’nun birçok kişi tarafından batı mimarisinin en fazla örnek alınan ismi olduğuna dikkat çekti.

Yaratıcı matematiğin güdüsü ve standardının bilimden çok sanatınkilere benzediğini söyleyen Prof. Zuk: “Rönesans’ta, klasik mimarının en önde gelen özelliklerinden birinin oransal değerler taşıması olduğu düşünülüyordu ve Palladio’nun villalarında da görüldüğü gibi, oranlar ve geometri tasarımda açıkça fark ediliyordu” şeklinde konuştu.

Prof. Zuk, doğa ve rakamlar arasındaki ilişkiyi işleyerek felsefi bir temel oluşturmaya çalıştıklarını, 500 yıllık Avrupa müziğinin şekillenmesinde, etkili olan, kulaklarımıza hoş gelen majör ve minör üçlü seslerin ilişkisini mimaride görebilmenin mümkün olduğunu söyledi. “Bu ilişki kulağımız, gözümüz ve zihnimiz arasında sürekli bir gidiş gelişle kıyaslanır. Tüm kurallarımızı bir oran sistemi ile sonlandırmaya çalışıyoruz” diye konuşan Prof. Zuk, doğanın en usta tasarımcılarının numara ve rakamları ile onları en güzel kullanan müzisyenlerden yola çıkarak bu ilişkinin kurulduğunu, tasarımcıların istenilen ölçüsel oranları genişlik ve uzunluk için belirleyip uyumlu ses aralıkları ile eşleştirildiğini ifade etti.

Prof. Zuk, mimari mekânlar ve onların ışığının kendisinde müzik besteleme hissi uyandırdığını, disiplinler ve onların belirledikleri kurallar sonucu doğru bilgiyi edinme arzusunun oldukça güçleneceğini de sözlerine ekledi.

Konuşmalarının ardından AGÜ rektörü Musa Hakan Asyalı’nın Prof. Zuk’a plaket takdim etmesiyle program sona erdi.

Bir yanıt yazın