ADD: Neden Türkiye Cumhuriyeti döneminde tekke ve zaviyeler kapatılmıştır?

Atatürkçü Düşünce Derneği Kayseri Şube Başkanı Kemal Ceylan, Neden Türkiye Cumhuriyeti döneminde tekke ve zaviyeler kapatıldığını sordu ve şu açıklamayı yaptı.

TEKKE VE ZAVİYE NE DEMEKTİR: İslam ahlakının , tasavvuf ilminin öğretildiği ve tatbik edildiği yerlere tekke ve zaviye denir. Zaviye tekkenin küçüğüne verilen addır. Genellikle şehir ve kasabalarda ücra köşelerde kurulurlar.  Tarikat erbabının toplanıp ayin yaptığı zikir çektiği yere tekke veya dergah denir.
TEKKE VE ZAVİYELERİN KURULUŞ AMAÇLARI: Özellikle Balkanlarda yer alan tekke ve zaviyeler in  en önemli özelliği fethedilen topraklarda yaşayan gayri Müslimlerin  Türkleşmesi  ve İslamlaşmasını sağlamak,
TEKKKE VE ZAVİYELER OSMANLIDAKİ ANLAMI: Osmanlılarda  tekke  ve zaviyeler büyük kervanların geçtiği ıssız yollarda veya köy ve kasabalarda, dini ilimlerin, İslam ahlakının ve fen ilimlerinin öğretilmesi , yolcuların barınması maksadıyla kurulan yer küçük tekke ve zaviyeye devam eden genç ve yaşlılar , gerekli dini ilimleri okuyarak ve yaşayarak öğrenir. Güzel ahlak sahibi ve herkes tarafından sevilen ,  topluma faydalı bir kişi olarak cemiyete katılırdı.
Geçmişimize bir göz atacak olursan Osmanlı dönemi 1299 yılında kurulduktan sonra ülkemizde yaşayan herkes için bilinen dünyanın en büyük devletlerinden olan Osmanlının çöküşünün nedenlerine bakarsak ve Türkiye devletinin nasıl doğduğunu hepimizin bilmesi gerekir. Neden Osmanlı bilimden uzak kaldı çöküşünün nedenleri nelerdir , neden Atatürk ten nefret ederler.
Tekke ve zaviyelere bir bakarsak tarikat etkinliklerinin düzenlendiği, tarikat şeyhlerinin aile ile birlikte barındığı ve onlara bağlı müritlerin barındığı ibadet ve törenlerin düzenlendiği yapılardır,
Osmanlı devleti zamanında 1603 tarihinde EHL-İ BEYT olan Türk tekkeleri yasaklanmış onların yerine Nakşibendi Tarikatının Halidi kollarına ait halidi Nakşi tekkeleri kurulmasına izin verilmiş Padişah la ilişki kuran bu tekkelerin kolları saraya kadar uzanmıştır ,  bu yapılar devlet tarafından büyük destek görmüş bazıları tek yapı olarak görülürken bazıları da külliye şeklinde görünüme sahiptir.
Batı devletleri  Rönesans ı  yaşarken  bu tekkeler  Osmanlıda yenilikleri engellemeye başlamışlar  bunun en bariz örneğini matbaanın engellenmesi  ve 240 yıl gibi bir zaman kaybı yaşanmasına neden olmuşlardır.uhrevi aleme çekmek, çağdaş yaşam ile bağdaşmazdı .
Toplumun yeni bir enerjiye yeni bir atılıma gereksinim gösteriyor, çağdaş yaşam insanları çalışmaya , bu çalışmanın yaşarken ödülünü almaya çağırıyordu , türbeler ise türbedarlar eliyle ölmüş kişilerin manevi varlığında çıkar sağlamaya çalışan , çalışmaksızın onlardan medet umulan odaklar haline getirilmişti ayrıca tekke ve zaviyelerin başında bulunanlar siyasal amaçlarla çoğu kez dini siyasete alet ederek masum vatandaşları suca
yönetiyorlardı.
TEKKE VE ZAVİYELERİN KAPATILMASI : 30 Ağustos 1925 tarihinde M. Kemal ATATÜRK Kastamonu da bir konuşma da söyle demiştir: Ölülerden medet ummaz , medeni bir cemiyet için ,   lekedir. Efendiler ey millet. Biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, ve mensuplar memleketi olamaz , En doğru  en hakiki  tarikat , medeniyet  tarikatıdır.
Demekle tekke ve zaviyelerin kapatılması için sinyal vermişti. Konya millet vekili Refik Koraltan Bey  önderliğinde beş milletvekili ile beraber tekke ve zaviyeler ile türbelerin kapatılmasına ve bunların etrafında genişleyen unvanlar topluluğu  şeyhlik , dervişlik, müritlik, dedelik , seyitlik, çelebilik. Babalık, emirlik. Halifelik, falcılık büyücülük , üfürükçülük, gaipten haber vermek ve murada kavuşturmak amacıyla muskacılık gibi eylem , unvan ve sıfatların kullanılmasını, bunlara ait hizmetlerin yapılmasını ve bu unvanlarla ilgili elbise giyilmesin de yasaklamıştır.
Türkiye Cumhuriyeti artık, şeyhler , dervişler ve müritler memleketi olamazdı, işte 30 kasın 1925 te kabul edilen bir yasayla tekke zaviye ve türbeler kapatıldı , türbedarlıklar ile şeyhlik, dervişlik müritlik, dedelik , seyitlik çelebilik vb , birtakım unvanlar kaldırıldı
Bunun diğer bariz örneğine bakarsak harf devriminden önce Osmanlıcayı okuyan ve yazan oranı erkeklerde yüzde yedi kadınlarda ise binde dört civarlarındaydı. Türkiye cumhuriyeti kurulduğunda 13 milyon civarında bir nüfusa sahipti bunun yüzde seksene yakını köylerde yaşıyorlardı bunların yüzde doksan beşi civarında ki köylerde okul yoktu ,
Osmanlı döneminde gitgide tekkeler , çalışmaksızın tevekkül felsefini işleyen yerler haline dönüşmüştü halbuki insanları daha yaşarken dünyadan uzaklaştırıp onların
ATATÜRK 1927 tarihinde Ankara da  yaptığı bir konuşmasında ; Efendiler . biz tekke ve zaviyeleri din düşmanı olduğumuz için değil, bilakis  bu gibi yapılar din ve devlet düşmanı oldukları, Selçuklu ve Osmanlıyı bu yüzden batırdığı için yasakladık. Çok değil yüz yıla kalmadan eğer bu sözlerime dikkat etmezseniz göreceksiniz ki bazı kişiler bazı cemaatler bir araya gelerek bizlerin din düşmanı olduğunu öne sürecek , sizlerin oyunu alarak başa geçecek, ama sıra devleti bölüşmeye geldiğinde birbirlerine düşeceklerdir. Ayrıca unutmayın ki o gün geldiğinde  her bir taraf diğerini dinsizlikle ve vatan hainliği ile suçlamaktan geri kalmayacaktır.
Demekle tekke ve zaviyelerin kapatılması için sinyal vermişti. Konya millet vekili Refik Koraltan Bey  önderliğinde beş milletvekili ile beraber tekke ve zaviyeler ile türbelerin kapatılmasına ve bunların etrafında genişleyen unvanlar topluluğu  şeyhlik , dervişlik, müritlik, dedelik , seyitlik, çelebilik. Babalık, emirlik. Halifelik, falcılık büyücülük , üfürükçülük, gaipten haber vermek ve murada kavuşturmak amacıyla muskacılık gibi eylem , unvan ve sıfatların kullanılmasını, bunlara ait hizmetlerin yapılmasını ve bu unvanlarla ilgili elbise giyilmesin deyasaklamıştır.
Ayrıca çıkan yasa ile Türkiye cumhuriyeti içindeki padişahlara ait ya da bir tarikata çıkar sağlayan tüm türbeler kapatılmış türbedarlıklar kaldırılmıştır.  Yasaya aykırı davrananlar için de para ve hapis cezası getirilmiştir. 30 kasım 1925
ATATÜRK 1927 tarihinde Ankara da  yaptığı bir konuşmasında ; Efendiler . biz tekke ve zaviyeleri din düşmanı olduğumuz için değil, bilakis  bu gibi yapılar din ve devlet düşmanı oldukları, Selçuklu ve Osmanlıyı bu yüzden batırdığı için yasakladık. Çok değil yüz yıla kalmadan eğer bu sözlerime dikkat etmezseniz göreceksiniz ki bazı kişiler bazı cemaatler bir araya gelerek bizlerin din düşmanı olduğunu öne sürecek , sizlerin oyunu alarak başa geçecek, ama sıra devleti bölüşmeye geldiğinde birbirlerine düşeceklerdir. Ayrıca unutmayın ki o gün geldiğinde  her bir taraf diğerini dinsizlikle ve vatan hainliği ile suçlamaktan geri kalmayacaktır.
1950 yıllarında bazı Osmanlı paşaları ve sultanlarının türbeleri bakın ve onarıma açılıp , müze olarak ziyarete açılmıştır. 1990 yılında çıkan bir yasa ile türbelerin açılma yetkileri kültür bakanlıklarına verilmiştir.
Türbelerin açılması tarikatların da tekrar faaliyete geçmesi ve yayılması aleni kılınmıştır.
Günümüzde siyasetin  tarikatlarla iç içe olması sebebi ile itibar kazanmaya başlamışlardır. T.C. Anayasasına aykırı olan bu tip faaliyetler sanki meşru imiş gibi devam etmektedir .  Bu gibi faaliyetlerin Türkiye Cumhuriyetine verdiği zararı hepimiz yakın zamanlarda gördük ve halen bir yenisi olmasına zemin hazırlıyor olması da ilginçtir.
Atatürk  gençliğine düşen ulu önderimiz M,KEMAL ATATÜRK ün bize emanet ettiği Türkiye Cumhuriyetini ilelebet payidar kılmak için ilkelerine özellikle tam bağımsızlık, laiklik ve cumhuriyet e sahip   çıkmak  onu korumaktır.  Atatürkçü düşünce derneği  sevenleri ve üyeleri  kuvai milliye ruhuyla üzerine düşen görevi yapacak koruyacak ve sahip çıkacaktır. Yaşasın M.KEMAL ATATÜRK. Yaşasın TÜRKİYE CUMHURİYET. NE  MUTLU TÜRKÜM DİYENE.